𝐬𝐨𝐥𝐝𝐢𝐞𝐫

809 57 36
                                    


media: Yaşlı Amca-İstanbul Beyefendisi

Uyumamak için açık tuttuğum gözlerim her an kapanacak gibiyken uyumamaya çalışıyordum, uyumaya çekindiğimden değil, istediğim yerde uyuyabilirdim bana kızanlara da ben doktorum diyerek sustururdum ama bu sorun değildi, sorun olan uyuyunca gelen horlamaydı. Çünkü benim horlamam sadece bir horlama değil, arşa seslenişdi.

Sıkıntıdan gözlerimi çevrede gezdiriyor, ayağımı hareket ettiriyordum. Ellerim benden anlamsızca hareket ediyordu. Derin bir nefes aldım ve ofladım. Tom a yazamıyordum çünkü o tam bir odundu. Elimde olsa odun resmini alnına yapıştırıp gezdirirdim. Üzerimdeki montu çıkarttım ve kucağıma koydum. Heyecandan üzerimden çıkarmadığım doktor üniformamın üzerine bulaşmış kanı saklamak için elimi kanın üzerine koydum.

Çevreye bir kaç saniye bakındıktan sonra kimse olmadığını teyit ettim ve ayağımı boş sandalyelere uzattım, montumu üzerime serdikten sonra telefonumu açıp bir kaç videoyu izlemeye başladım. Tom, onu bekliyordum, onu her zaman bekliyordum. Uçaktan inmesine yaklaşık yarım saat kalmıştı ve ben ona uzaktan bakarak özlemimi gidermek istiyordum. Hayatımda hiç sarılmadığım adama gözlerimle sarılmak istiyordum.

Tom u nereden tanıdığım sorusuna gelirsek, bence oldukça romantik bir tanışma hikayesiydi aslında tek taraflı tanışma hikayesi diyebilirdim, asla onunla konuşmamış, onu uzaktan sevmiştim, liseden beri tanıyordum Tom u. Lise bitince, asker olmaya karar vermiş ve olmuştu da. Rütbeler konusunda hiç bilgim olmadığı için sadece asker olarak tanımlıyordum onu.

Aşık olmamın sebebi sadece dış görünüşü değildi. O hem yakışıklıydı hem de karakterliydi. Tom, lisedeyken tanıdığım en kibar en mükemmel insandı, belki de bu yüzden aşık olmuştum ona. Saçma lise zorbalığına sessiz kalmazdı, ezilenleri ezdirtmez ve kimseyi de kendinden küçük görmezdi. Lise de bıraktığı imaj oldukça garipti, zorbalar ona bulaşamazdı lakin Tom bu zamana dek bir kavgaya bile karışmamıştı. Zorbaların neden ona bulaşmadığı hep sessiz sedasız gruplarda konuşulurdu, kimileri torpilli olduğunu söylerdi kimi ise onları gizliden dövdüğünü. Aslında oldukça saçmaydı, Tom a bulaşmazlardı çünkü Tom un özgüvenli bir yapısı vardı. Kadınları önemli görürdü. Kadınların sadece vücuddan ibaret olmadığını o çok iyi bilirdi.

Lakin sonra değişmişti, nasıl değiştiği konusu biraz karmaşıktı. Saydığım hiçbir özelliği değişmemişken çevreye ölü bakışlar atar, gün boyu kendini uyumaya verirdi. Kendine serdiği uzun ve kalın duvardan kimsenin geçmesine izin vermemişti. Belki düşünceleri değişmemişti ama kibarlığından eser kalmamıştı. Lakin ben onu ondan daha iyi biliyordum, onun içinde hala eski Tom vardı.

''Üniformanı görmeseydim şuraya beş dolar bırakacaktım.'' Diyen Lexi nin sesiyle homurdanarak gözlerimi ona çevirdim. Kollarını birbirine dolamış, elindeki sıcak kahveyi tutuyordu. Üzerine giydiği bol sweat dizinin biraz üstüne geliyordu, altına giydiği eşorftman onun buraya gelmek için pek uğraşmadığını gösteriyordu.

''Sus be.'' Dedim. Başını iki yana salladı sonra ise ayaklarımı sandalyenin üstünden çekmemi sağlayarak yere doğru yöneltti daha doğrusu itti. Yanıma oturduğunda, benle dalga geçeceğini anladığım için telefonumu yüzüme daha da çok yaklaştırdım ama elimden telefonu bir çırpıda almasıyla kaçış olmadığını anlamıştım.

''Nasıl Bay Miss e yalan söylersin aklım almıyor. Adam seni önemsiyor ve bu bir çalışan patron ilişkisinden ziyade daha ileri bir ilişki. Bence seni seviyor Abel ama sen.. Seni on yıldır görmeyen bir adam için kendini yırtıyorsun.'' Dediğinde, onu umursamamayı seçerek elindeki sıcak kahveyi alıp büyük bir yudum içtim. Ona kızamazdım, o benim iyiliğimi istiyordu.

soldier| Tom H.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin