Birinci Bölüm

201 123 22
                                    

Kilisede yine çok yoğun bir gün geçmişti aslında tek rahip yaşlı bir adam olduğu için bütün sorumluluk onundu.

Tüm insanlar gittikten sonra rahip kiliseyi toplamaya koyuldu yerlerdeki kül tabağını alıp bir parça bezle silmeye başladı daha sonra tabağı duvara sabitlenmiş hafif yamuk bir rafın üzerine koydu,süpürgeyi alıp tüm tozlar süpürsün diye sertçe yerden sürüklüyordu bir yandanda kırışmış anındaki terleri eliyle siliyordu tam tozlar biterken birden sarı bir çam aşağıya düştü.

Rahip ; orda kim var?
ses gelmeyince rahip umursamayıp tekrar kırışmış anındaki terleri silerek yerleri süpürmeye başladı busefer yere düşen çamın iki katı bir çam taşın üzerinden yere düştü öyle cılız bir ses çıktı ki rahip iki eliyle kulaklarını tutup lanet olsun.
Hey! orda kim varsa dışarıya çıksın çünkü birazdan kapıyı kilitleyip çıkıcam.
Rahip biraz düşündükten sonra sokaktaki dilenci çocuklar aklına geldi yükses bir sesle burası yatacak bir yer değil ! hemen saklandığınız yerden çıkın.

Ama rahibin yankılanma sesinden başka çıt bile yoktu. Rahip hızlı adımlarla çamların devrildiği yere gidip taşların arkasına baktı hiçkimse yoktu. Rahip korkmaya başladı eleriyle taşlara tutunarak geri gitmeye başladı.
Bir an ayaklarının arasında bir şey hisseti bütün vücudu donmuş gibi titredi çığlık atarak tam koşmaya başlayacaken ayakları paltosuna takılıp yere düştü. Vücudunun üzerinde bir şeyler gezindiğini hisseti korkudan hafifçe gözlerini açıp üzerinde gezen şeyin ne olduğuna baktı.

Bir kedi gördü ama gördüğü şey onu dağda ürküttü.
Çünkü bugüne kadar hiç bukadar siyah ve parlak bir kedi görmemişti gözleri zümrüt yeşiliydi .
Rahip hemen kafasını toparlayıp serçe kediyi sağ eliyle yere fırlatı ayağa kalkıp
Seni nalet kedi ödümü patlatın üstünü sirkeliyerek kediyi tutup dışarıya bıraktı birdaha buraya girme !
burası hayvanat bahçesi değil senin yerinde burası değil şimdi git.

Kilisenin kapısını serçe kapatı hafif bir gürültü çıktı rahip süpürgesini alıp duvarın yanına koydu ,çamların yanına gidip önce küçük olanı kaldırıp taşın üzerine koydu sonra büyük olanı kaldırıp hafifçe onuda taşın üzerine koydu eskimiş siyah paltosunu bir kere daha sirkeliyerek bugünde biti... sözünü yarıda kesip derin bir nefes alıp rahatlamış gibi
kapının yanına giti.

Kapıyı açarken kedinin yerde uzandığını gördü ayağıyla yavaşça kediye vurdu kedi hızlıca uzandığı yerden kalkıp
Kararmış havanın içinde birkaç adımda kayboldu

Rahip ; gülümsiyerek böyle bir Kedim olsaydı asla geceleri dışarıya bırakmazdım,ayağımın dibinde bile olsa yaşlanmış gözlerimle onu göremezdim.

Kilise kapısını kapatıp büyük bir anahtarı küçük bir deliğe koyup çevirdi kapı kilitlenince anağtarı küçük bel çantasına koydu aslında oda neden kiliseyi kilitlediğini bilmiyordu.

Eve gitmek için yola çıktı saatine baktı saat tam çift sıfırı gösteriyordu bu saate taksiler bu yoldan geçmiyorlardı rahip mırıldanarak patikadan yola koyuldu.

Rahib ; ne iğrenç bir gün zaten o kedi hiç aklımdan çıkmıyor ne kadarda büyüleyici bir görüntüsü vardı acaba sahibindenmi kaçmıştı?

Biraz düşünerek yok eğer sahibinden kaçsaydı boynunda mutlaka bir tasma veya isminin yazıldığı küçük bir kolye olurdu herneyse bütün kediler gibi oda normal bir kedi.

Hava iyice soğumaya başlamıştı hafif esen rüzgar sertleşmişti rahip evinin olduğu küçük sokağa girince önünü iki genç kesti.

Biri mavi kazak kot pantolon giymişti saçı dağınıktı hafif sarışındı.
Diyeriyse takım elbise giymişti kıravatını açıp boynuna atmış gömleğinin iki düğmesini açmıştı gömleği hafif pantolon'un altından çıkmıştı.
İkiside birbirinden sarhoştu.

Rahibin KedisiWhere stories live. Discover now