🔸8. Bölüm 🔸

46.4K 2.6K 1.3K
                                    

8. Bölümden herkese selam

Nokta veya emoji olarak yorum yapmayın lütfen, yorum isetememin nedeni düşüncelerinizi bilmek.

Sufle - İçinde aşk var

Mabel Matiz - Fan


Yol, yüründükçe oluşur...

Yol, yüründükçe oluşur

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

keyifli okumalar

İnsan suçsuz olduğu hâlde bile, kendini yaşanan bir durumdan suçlu hisseder miydi? Ben hissediyordum... Ben mi aptaldım, yoksa çok mu iyi niyetliydim?

Ece'nin hâlâ sesini duyuyordum ama ne konuşabiliyordum, ne de içimdeki sesi durdurabiliyordum. "Mehru, sesim mi gelmiyor? Kızım bi konuşsana," diye sitem eden Ece'nin sesiyle dikkattimi vermeye çalıştım. Söyledikleri benim yüzümden değildi ama etkilenmiştim.

"Sesin geliyor Ece, sadece dalmışım," dediğimde sesim hüzünlü çıkıyordu. Bunun nedeni maalesef ki, duyduklarımdan dolayıydı.

"Tabi üzüldün haliyle, ne de olsa kayınvaliden," dediğinde sanki komik bir şey anlatıyormuş gibi kıkırdıyordu. Kaşlarımı çattım, şu an şakanın sırası mıydı?

"Ece, lütfen dalga geçmeyi bırak ve doğru düzgün anlat. Kadın hastaneye kaldırılmış sen gülerek anlatıyorsun," dediğimde gülmeyi keserek boğazını temizledi. Hiç kimsenin hastalığı veya annesi dalga konusu olmamalıydı.

"Haklısın, bir an kendimi kaptırdım. Sana söylemek istedim. Belki Çağan Ege hocayı arayıp geçmiş olsun dileklerini iletirsin diye, dört gece boyunca hastane kaldı," diyerek sıkıntılı bir nefes verdi.

"Ne rahatsızlığı varmış? Ben Çağan hocaya soramadım aceleden, umarım ciddi bir durum değildir," dedim. İnsanın yakını için bir şey yapamamayı en iyi ben bilirim. Hele ki insanın annesiyse...

"Valla çok üzüldüm. Kadın o kadar genç duruyor ki, Sedat hocanın dediklerini kendim duymasam inanmazdım. Gerçi Çağan Ege hoca, kendi ilgilendi. Hemşirelerin görevini bile, artık sen düşün. Bu adam belli ki annesini çok seviyor." İçimi sıktığı yetmemiş gibi bir türlü ne hastalığı olduğunu söylemiyor diye, az kalsın bağıracaktım. Ayrıca kim annesini sevmezdi ki? Sadece anne olmayı başaramayan kişiler, sevilmezdi.

"Ece," dedim sakin bir sesle. "Artık şu hastalığı neymiş? Onu anlatsan." Hayır yani, Ece sabırsız biri olduğumu bile bile uzatıyordu.

"Tamam ya, sen de ne sabırsızsın. Kadının beyninde tümör varmış. Üstüne bir de kötü huyluymuş. Kızma ama ben onları gizliden dinledim. Yani Çağan Ege hoca, kendi ilgilendiği için hemşireler yanlarına gitmeye çekiniyordu. Bende merak edip dinledim. Sedat hocadan duyduğum kadarıyla uzun süredir, varmış. Zaten tümör ciddi bir yerde olduğu için erken öğrenilmesi çok da işe yaramıyormuş çünkü alınması nerdeyse imkansızmış. Yani, belki alınır ama ölüm veya felç olma riski yüksek olduğu için sanırım, annesi reddediyormuş." Şaşırmış bir ifadeyle sadece Ece'yi dinliyordum. Hastalığının bu kadar ciddi olduğunu düşünmüyordum.

MehruHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin