25

256 26 4
                                    

Cebinden çıkardığı paketten bir dal alırken bir yandan boynundaki atkıyı burnuna çekmeye çalışıyordu. Kar yağışı dinse de her yer buz tutmuştu ve hava çok soğuktu. Diyarbakırdayken böyle havalara alışkındı lakin teni uzun zaman önce İstanbul'un kar uğramaz sıcağına alıştığı için bu soğuk yabancı gelmişti ona. Saatlerdir oturduğu mermer kalçasını ağrıtsada önemsemedi ve bir uğraş sonucu yaktığı sigarasını dudaklarına, paketi ise cebine koydu.

Bir akşam saatleri kuzenleriyle birlikte her zaman toplandıkları tepedeydiler yine. Aşiretin can sıkan muhabbetlerinden sıkılıp buraya gelirlerdi hep. Amca çocukları oldukları için aile de yaşanan her olay üçünü de birden etkiliyordu. Çocukluklarından beri Diyarbakır'ın taşlı yollarından beraber koşup düşmüşlerdi, şimdi de İstanbul'un denizini birlikte seyrediyorlardı.

İnsan dönüp dolaşıp doğduğu evi bulurdu. Batı topraklarında okuma macerası bittikten sonra Diyarbakır'a döneceklerdi. Abisi Baran üniversite son sınıftaydı. Okulunu İstanbul'da kazanmıştı. Babaları ne kadar göndermek istemese de sonunda ikna olmuş, aile bir karar verip okulları bitene kadar diğer akrabalarının yanına İstanbul'a yerleşmişti. Hem de İstanbul'da olan ortak işlerini de yönetebiliyorlardı. Miran bu şehirde geçirdiği süre boyunca çok eğlenmişti. Düştüğü okul sağcılarla dolu olsa da bunu önemsemedi ve okuluna devam etti. Neredeyse kavga etmek zevk veriyordu ona.

İlk yılında fazla dikkat çekmeselerde, ikinci yılında başlamışlardı eylemlere katılmaya. Meydanlara gider, okulda propaganda yaparlardı. Müdür ne kadar rahatsız olsa da bir şey demiyordu çünkü Miran 'dan, daha doğrusu aşiretinden korkuyordu.

Miran hep insanların yüzünde o korkuyu görmüştü. Kimse başına bela almak istemezdi. Bu yüzden aşiretlerle uğraşmıyorlardı. Bu Diyarbakır'da da böyleydi, İstanbul'da da. Lakin geçen yıl işler değişmişti. Solculara karşı öğrenciler Türkçü örgütlenme kurmuşlardı ve diğer öğrencileri onlara karşı kışkırtıyorlardı. İlk başta Miran buna sinirlensede sonradan ilgisini çekmişti.

Karşı sınıfın faşist başkanı Bilge her yerde bağırır ve sesini çıkarır, ideolojisine uymayan hatta Türk olmayan insanlara karşı nefret beslerdi. Ne kadar Kürt düşmanı olduğunu inkar etse de Miran içten içe onun Doğuluları sevmediğini biliyordu.

Yine de bu Türk'ten o kadar da nefret etmiyordu. Aksine, ilgisini çekiyordu. Ona korkuyla bakmayan tek kişi o küçük şımarık kızdı çünkü. Belki de bu isyankar tavırları ilgisini çekiyordu, belki de sadece imkansız geldiği için. Bilmiyordu, düşünmekte istemiyordu ama elinde değildi işte.

"Ne düşünüyorsun heval?"

Jiyan'ın sesi düşüncelerinden uzaklaşıp gerçekliğe dönmesini sağlamıştı. Jiyan, sırtını duvara yaslamış ellerini montunun cebine koymuş bir şekilde çaprazında duruyordu. Omuz silkti ve sigara dumanını içine çekti. Cevap vermeye fırsat bulamadan Serhat girmişti araya.

"Vıy, ha bu valla iyice uçmuştur Jiyan. Baksana, sigarayı nasılda dertli içiyor dırej."

Serhat'ın dramatik sesiyle Jiyan yüzünü buruşturdu. "Sero mal mısın amına koyayım? Ne anlatıyorsun?"

Serhat duyduğu küfürle kaşlarını kaldırdı ve eliyle ağzını kapattı. "Aa, ne kadar ayıp. Xırbo."

"Hassiktir lan." İkili kendi aralarında Kürtçe atışmaya başlamıştı. Birkaç dakika sonra anca susabildiler ve bu sessizliğin başlangıcı oldu.

Bu garip akşam geceye dönerken Serhat başını geriye attı ve ağaca yaslandı. "Pişt, şaka maka Diyarbekir'e gidiyoz şimdi?"

Jiyan'ın yüzü gülmüştü Diyarbakır deyince. Memleketlerini özlemişlerdi. Özlemişlerdi çünkü onları buraya bağlayan bir şey yoktu.

Miran neden dönmek istemiyordu?

Ondan cevap ya da tepki gelmediğinde iki kuzen başını çevirip ona baktı. Dumanı dışarı üflerken gözleri ifadesizce bakıyordu. "Sevinmedin heval?" Diye sordu Serhat kaşlarını çatıp. Miran omuz silkti ve "Ne gerek var ki?" Dedi yorgun sesiyle. "Neden sevineyim? Napacağız Diyarbekir'e dönüp?" Konuşurken denize bakıyordu. "Baba mezun olur olmaz yüzüğü parmağıma takacak, Havin'le evlendirecek beni. Size de aşiretten birini bulacaklar. Fikrinizi bile sormayacaklar. Ben evlenmek istemiyorum, sevmediğim birisiyle evlenemem." Kara kaşları çatıldı ve destek beklercesine baktı onlara. "Havin benim kuzenim oğlum," dedi çaresiz bir şekilde. "Halamın kızı o benim. Ben onunla nasıl evleneyim, nasıl karım diye seveyim onu? Ya benim fikirlerim olamaz mı, başkasına aşık olamaz mıyım ben?" Dediğinde ikisinden de ses çıkmadı.

İkisi de bunun anlamını biliyordu. Miran bir sözü ortaya boş yere atmazdı.
Ne kadar ne kadar isteksiz olsa da Havin konusunda tek kelime etmemişti. Şimdi ise birden bire 'başkasına aşık olamaz mıyım?' diyordu.

"Emmi oğlu," dedi Jiyan, gözleri Serhat'ın üstündeydi. İkisi de birbirine bakıyordu. Duyacaklarından korksada sormalıydı. "Yoksa senin gönlün birine mi düştü?"

Gönlüne biri mi düşmüştü? İlk defa biri Miran'a bu soruyu soruyordu. İlk defa onun da hisleri olup olmadığını merak ediyordu birileri.

Cevap veremezdi, içinde neler olduğunu kendisi de bilmiyordu. Sadece bildiği tek şey, o yüzüğü Havin'in parmağına takmak istemediğiydi. Kuzenlerinin ona olan endişe dolu bakışlarına aldırmadan sigarasını yere atıp ayağıyla ezdi ve ayağa kalktı. Birden bire gözü kaldırımda duran küçük yalnız çiçeğe iliştiğinde duraksadı ve yutkundu.

Gönlüne biri düşmüş müydü?

Başını çevirip Jiyan'a baktı ve "Şev baş kurmam." (İyi geceler amca oğlu.) diyerek oradan uzaklaştı. Jiyan ve Serhat şaşkınlıkla birbirlerine bakarken "Nereye gidiyorsun heval?" Diyebilmişlerdi arkasından. Miran cevap vermedi ve soğuk havayı içine çekerek sokak lambasının loş ışıkla aydınlattığı yolda yürümeye devam etti. Dinen kar tekrar kendini gösterirken saçlarına beyaz taneler düşüyordu. Soğuktan donan esmer elleri kabanının cebindeki telefona gitti. Hızla açıp karıştırdığında sabah Bilge'ye attığı mesaja baktı.

Görülmüştü ama cevap yoktu. Sıkıntıyla iç çekti esmer. Bir anlığına onu aramak, sesini duymak istedi ancak saat çok geçti ve başını belaya sokmak istemiyordu. Alt dudağını dişleyerek yürümeye devam etti.

Buradan memleketine yüzük takarak dönecekse o kişi Havin olmayacaktı.


***

Sen aşıksınnnn arkadaşşşş

Bu kitapta en çok Miran'ı seviyorum nedense amk, çok tatlı.


(⁠.⁠ ⁠❛⁠ ⁠ᴗ⁠ ⁠❛⁠.⁠)(⁠ ⁠˶⁠ ⁠❛⁠ ⁠ꁞ⁠ ⁠❛⁠ ⁠˶⁠ ⁠)(⁠灬⁠º⁠‿⁠º⁠灬⁠)⁠♡

Dağ Çiçeği / TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin