05 • ihanet

99 14 297
                                    

seçilen: a- eve dönüp projeyi al

05 • ihanet

Sınıfa girdiği gibi bayıldığı, ölüp bittiği (!) sınıf arkadaşlarını gören Göktuğ, yüzünü ekşitip kimseye selam vermeden sırasına gitti. 'Eşit ağırlık seçersen böyle olur,' diye düşünüp çantasını sıraya fırlattıktan sonra gerisingeri çıkıp kantine doğru ilerledi. Kahve alıp bahçeye çıktı.

Bahçede konuşan Barış ve Kayra'yı gördü. Yanlarına gitti ama onlar o kadar dalmışlardı ki ona bakmadan devam ettiler. "Kusuruma bakma," diyordu Kayra, "biraz öküzlük ettim."

Gözlüğünü düzeltip Kayra'ya başını salladı Barış. "Sorun değil kanka," dedi, "Sadece niçin böyle davrandığını anlamıyorum. Hayır yani, bir şey yaptıysam söyle."

"Hayır, hayır," dedi Kayra hızla. "Sadece benim salaklığım. Herkese çatıp duruyorum." Dudağının tek tarafı yukarı doğru kıvrıldı. Tek elini Barış'ın omzuna koydu. "Gerçek düşüncelerimin bu olmadığını biliyorsun, değil mi?"

"Evet, evet..." diye iç çekti Barış. "Sorun yok."

"Güzel," diyerek kolunu omzuna dolayıp Barış'ı kendisine çekti Kayra. Göktuğ'a sonunda bakıp selam verdi, sonra Barış'ı okula doğru yönlendirdi. "Geç kalmayalım, öyle değil mi?"

Göktuğ ikiliye göz devirip okulun çıkışına doğru ilerledi. Birazdan Arda burada olurdu. Ona sataşmak için sabırsızlanıyordu.

Birkaç dakika sonra Arda geldi, fakat onun yanında gördüğü kişiye takıldı gözü. Eski en yakın arkadaşı, şimdiki düşmanı Oğuz. Oğuz, Anonim'e Göktuğ'un eskiden kendisine âşık olduğunu söylemişti. Anonim bilgiyi doğrulayamadığı için (çünkü Göktuğ'un bu itirafını ikisinden başka kimse bilmiyordu) bunu dedikodudan çok bir iddia olarak paylaşmıştı.

Evet, Anonim gay olduğunuzu yaymazdı. Kime aşık olduğunuzu yayardı. Onun için aynı şey olmasa gerek.

"Orospu çocuğu," diye mırılandı kendi kendine Göktuğ. Eskiden hoşlandığı bu çocuğa ters ters bakarken Arda onu görmüş, sonra da yanında o çocuğun durduğunu görüp "Iyyy," diyerek birden çocuğu itmişti.

Etraflarındaki birkaç kişi güldü. Arda ise az önce eli ona değdiği için elini elbisesine sürterek temizliyormuş gibi yapıyordu. Bu, arkadaş gruplarının vazgeçilmeziydi. Oğuz'u nerede görürsen gör, sataşmak zorundaydın. Göktuğ'a yaptıklarının cezasını çekmeyeceğini bildikleri için en azından bu şekilde bir şekilde Göktuğ'un yüreğine su serpiyorlardı.

Göktuğ da Oğuz'un sinirle ayağa kalkıp Arda'nın üzerine yürümesini görünce gülüp Arda'nın kolundan tutup kendisine çekti. "Siktir lan," dedi Oğuz'a ve Arda'yı da alıp uzaklaştı.

Otobüs durağından daha çıkamadan geri oturmaya dönen Deniz, yolun karşısında minibüsten inen Ezgi'yi görünce el salladı. Ezgi neredeyse koşarak yanına gelip ona sarıldı. Geri çekilip yanağına bir öpücük kondurdu. "Aşkımm, günaydın."

Kendilerine bakan birileri olduğunu hissedince Ezgi'nin arkasına doğru baktı Deniz. Açelya boşu boşuna gitmiş amk, diye düşündü, çünkü Yeşim Ezgi'nin tam arkasında dikilmiş onlara bakıyordu. Kaşlarını kaldırıp hafifçe başını salladı Yeşim, 'Anlıyorum,' dermiş gibi. Sonra başını çevirip okula doğru yürüdü.

"Neye bakıyorsun lan?" dedi Ezgi, kafasını çevirip arkasına bakarken. Yeşim'i görüp tekrar Deniz'e döndü. "Bizi mi izliyordu?"

"Sanırım," diye mırıldandı Deniz, gözlerini Yeşim'den çekmeyerek. "Niye öyle baktı acaba?"

"Güzelliğime bakmıştır," diyerek saçlarını savurdu Ezgi. "Dalga geçiyorum. Ne bileyim ben amk."

"Lan, demeyi unutuyordum, müsaitseniz bugün sizde kalabilir miyim? Annem evden kovdu da. Arkadaşı gelecekmiş." Göz devirdi.

"Aa, tamam bebeğim, ben annemlere haber vereyim," diyerek telefonunu çıkardı Ezgi. Arayıp annesiyle konuşurken Deniz süt dökmüş kedi gibi durup kaderini belirleyecek olan o sözleri bekledi. Ezgi bir dakika sonra biten telefon konuşmasından sonra ona döndü. "İyisin aşkım. Geliyorsun bugün." Koluna girdi. "Okula gidelim, gel."

"Dur dur," dedi Deniz hızlıca. "Ben eve döneceğim. Projemi almam lazım. Hakan hoca siker belamı, unuttum evde."

Ezgi'nin onu okula gitmeye ikna etmeye çalışmasıyla geçen son iki dakika bitince Deniz onu okula tek başına gitmeye ikna etmişti. Boş boş oturup sonraki otobüsü beklemeye başladı.

Gelen bir otobüsten 'Göktuğ'un flörtü' olarak bildiği Bora ve arkadaş grubu indi. O 'Hepsi aynı yerde mi yaşıyor amk?" diye düşünürken onun varlığını henüz fark etmeyen dörtlü Bora, Yağız, Gizem ve Bahar kalabalık arasında konuşuyordu, Deniz tabii ki dinlemeye çalıştı.

"Söyleyecek misin?" diyordu Gizem. Tam o sırada kafasını çevirdi ve Deniz'le göz göze geldiler. Tüm arkadaş grubu da onunla birlikte Deniz'e baktılar. Deniz ellerini havaya kaldırıp ellerinin boş olduğunu gösterdi. Bahar gülümsedi, fakat diğerleri kafalarıyla selam verip önlerine döndüler. Hepsi susmuştu.

Onlar garip bir sessizlik içinde yanlarından geçip giderken gelen otobüsü Deniz'i kurtardı ve Deniz resmen uçarak otobüsüne bindi.

Evinin olduğu sokağa gelince rahatlayarak nefesini dışarı verdi. Kapılarının önünde durdu tam zile basacakken içeriden bir ses geldi.

"Ayy, canım, sen de!" diyordu annesi Leyla. Ceketini askıdan alırken konuşuyor olmalıydı. "Deniz'i gönderdim evden, okuldan çıkışta eşyalarını almaya gelecek bir tek... Hmhm, evet... Aynı saate mi denk gelirsiniz? Aa, doğru, ben unutmuştum bunu... Tamam ya, bir saat geç gelirsin, n'olacak? Bütün gece bizim zaten."

Deniz gözlerini kocaman açtı, ellerini ağzına koydu ve bir iki adım geriye gitti. Annesinin sesi gelmeye devam ediyordu. "Gerçi, koskoca okulun müdürüsün, değil mi? Deniz'in erkenden çıkıp eve gelmesini sağla, böylece sen eve geldiğinde çoktan gitmiş olur."

"Hassiktir, hassiktir, hassiktir..." Deniz koşarak merdivenlere gitti ve yukarıya doğru koşmaya başladı. Başka bir kata geldiği anda yere çöküp ağlamaya başladı. Ne yapacağını bilmiyordu, elleri titreyerek telefonunu çıkardı ve su içtiğini bile haber verdiği gruplarına girdi.

deniz: annwm

deniz: snnem müdğrle yatıyprmuş amk

Herkes gelip şaşkınlık mesajlarını yazarken Deniz onlara cevap bile veremeden ağlamaya devam ediyordu. Deniz'in onlara mesaj atmasından ya yirmi, ya otuz saniye sonra bir mesaj geldi. Yine Göktuğ'la ortak hesaplarınaydı bu mesaj. Bir fake hesaptan geliyordu.

x: deniz, göktuğ

x: ben anonimi tanıyorum

x: lütfen, yalvarıyorum

x: arkadaş grubunuza güvenmeyin

x: en iyi bu şekilde yardım edebilirim

x: üzgünüm

25 şubat • 20.00

[deniz için]

a- gelen mesajı arkadaşlarına at ve onları sorgula

b- gelen mesajı arkadaşlarına söyleme

dedikodu kutusu | interaktif • lgbtHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin