06 • yoluna taş koydum, ellerin olma diye

91 12 303
                                    

seçilen: gelen mesajı arkadaşlarına söyleme

06 • yoluna taş koydum, ellerin olma diye

Arkadaş grubunun hepsi Ezgi'nin evinde toplanmış, "nedense" Göktuğ hariç hiçbirinin gözüne bile bakmayan Deniz'e moral vermeye çalışıyordu. Deniz kime güveneceğini bilmediğinden bu dört kişinin ağzından çıkan herhangi bir söz midesini bulandırıyordu. Şu an evinde annesinin babasını aldattığını biliyor, sinirden elleri titriyor, bacaklarına dolayıp kendini bir top hâline getirdiği kollarını daha da sıkı sarıyordu kendisine.

Göktuğ'a kaçamak bakışlar atıp duruyordu, arada göz göze geliyorlardı. İkisinin de kafasında aynı şey kendisini tekrar ediyordu. Kim?

Kayra tek kolunu omzuna attı, kendisine doğru çekti Deniz'i. Deniz ağlamaktan şişmiş gözlerini kapattı, başka da bir tepki vermedi. "Daha iyi misin?" dedi Kayra sessizce, siyah saçları onun mavi saçlarının üstüne düşmüştü.

Deniz kafasını belli belirsiz salladı, fakat iki yana. Hayır, iyi değildi, kafayı yemek üzereydi.

"Babana söyleyecek misin?" dedi Ezgi, sessizliği tekrar bozarak.

"Evet..." diye mırıldandı Deniz. "Sadece... O gelince..."

Barış anladığını belirtircesine başını salladı. "Ne yaparsan yap biz yanındayız, tamam mı?"

"Sağ olun..." diye mırıldandı tekrar. Gözleri tekrar Göktuğ'un gözlerini buldu. Göktuğ da ona bakıyordu. Gözlerini çekip derin bir nefes verdiğini gördü Deniz.

Arda dikkatini çekti Deniz'in, kendisinden bile daha sessiz görünüyordu. Gözleri bir noktaya takılı kalmış, dalmıştı. İzlenildiğini fark edip ona baktı.

Kapıları açılıp tüm dikkatleri kendisine çekti. "Gençler," dedi Ezgi'nin annesi kapıdan başını uzatarak. "Kalıyorsunuz yemeğe, değil mi?"

"Aslında-"

"Kalıyorsunuz kalıyorsunuz," dedi kadın.

"Eh iyi madem, kalalım," dedi Arda sanki az önceki hâlini hiç yaşamamış gibi. "Acıktım."

Barış hemen atladı. "Oğlum söylenir mi öy-"

"Söylenir söylenir," dedi Ezgi'nin annesi. Kapıyı kapatmadan önce ekledi. "Bir saate gelirsiniz mutfağa."

Otobüse bindiklerinde Deniz'in ağlamaktan şişmiş gözlerine bakıp üzgünce iç çekti, Ezgi. "Gariban kızım ya. En garip şeyler de hep senin başına geliyor amk, kıyamam."

Başını salladı Deniz. "Ben de diyordum ki, hani herkesin saçına karıştılar da benim saçıma neden karışılmıyor, şanslı sanıyordum kendimi amına koyayım."

"Şansını bahtını sikeyim kızım senin."

"Ben de vallaha," diyerek ofladı. "Ya, şey, sence bu Anonim duyar mı bunu?"

"Nereden duysun oğlum? Bizim gruptan çıkmaz ki bir şey."

"Öyle mi dersin?"

"E tabii? Niye, şüpheleniyor musun birinden?"

"Yoo..." diye yalan söyledi Deniz. "Sadece, ya öğrenirse? Yani bir şekilde. Nasıl bilmiyorum."

Yeni bir durakta durduklarında içeriye biri girdiği gibi "Deniz!" dedi birden arkalarında. İkisi de yerlerinde zıplayıp arkalarına döndüler. Seslenen, arada sırada konuştukları, eski sınıflarından, sevdikleri bir arkadaşı olan Yeşim'di. "Selam. Selam Ezgi." İkisi de selam verirken Ezgi'ye bir saniye süren bir bakış atıp tekrar Deniz'e döndü. "Nasıl oldun?"

dedikodu kutusu | interaktif • lgbtWhere stories live. Discover now