0.7

8.2K 442 21
                                    

"Rahat!" Diyen komutanla rahata geçtim.

Canımı çıkarmıştı yemin ederim, bu sefer yaralı olduğum umrunda bile olmamıştı.

"Bir daha sakın kendini tehlikeye atma!" Dediğinde başımı salladım.

"Emredersiniz komutanım!" Dediğimde başını olumsuzca sallayıp bana baktı.

"Kerata seni!" Gülecek gibi olsam da dudaklarımı birbirine bastırarak ona baktım.

"Git dinlen bakalım, bende gidip dinleneyim, Zerda'm beni bekler" dediğiyle gülmeye başladım.

"Dikkat edin de ağa babası sizi vurmasın komutanım!" Gülmelerimin arasında konuştum.

"Kılıç!" Sinirli sesini duyar duymaz, ellerimi havaya kaldırıp teslim oluyormuş gibi yaptım.

"Hayırlı işler komutanım!" Homurdanarak bana bakarken sırıttım ve hızlı adımlarla içeriye ilerledim.

İçeri girdiğimde birkaç asker selam vermişti.

Odama girdiğim an kapıyı kilitledim ve kalın perdeleri çekerek dolabın kapağını açtım.

İçinden yeni üniformalar çıkartıp yatağa bıraktım ve haki yeşili badi ve aynı renk şalı da çıkartıp banyoya yöneldim.

Kolumu su geçirmeyen bandaj ile sardıktan sonra, şalımı ve kıyafetlerimi çıkardım.

Ilık suyun altına girip kısa bir duş aldım ve çıkıp kıyafetlerimi giydim.

Ayağıma da postallarımı geçirdikten sonra, perdeyi açtım, pencerenin yansımasından son kez şalıma bakıp kapının kilidini açıp dışarı çıktım.

Belimdeki silahımı kontrol ettim.

Bende alışkanlık haline gelmişti, her zaman elim belime gider ve benim için en kıymetli olan şeylerimi kontrol ederdim.

Telefonum çaldığında yüz ifademi düz tuttum ve yürümeye devam ederek telefonu cebimden çıkardım.

"Alo!" Dedim sert bir sesle, karşı taraftan bir süre ses gelmedi.

"Abla!" Diye itiraz etti Asaf, hafifçe sırıttım.

"Sen bizi arar mıydın lan?" Dedim revire girerek, hemşire başka bir askerle uğraşıyordu.

Herhangi bir yere oturup kolumu sıyırdım.

"Aşk olsun abla, hep ben arıyorum zaten!" Dedi sitemle, başımı eğip güldüm.

"İşim var kardeşim, biliyorsun." Derin bir nefes aldığını işittim.

"Seni çok özledim abla." Sesinin titrediğini fark ettiğimde, gözlerimi sıkıca kapatıp açtım.

"Ağlıyor musun sen?" Alaya vurmaya çalışmamın tek sebebi her an ağlama ihtimalimin olmasından kaynaklanıyordu.

"E-evet.." burnunu çektiğini duydum, burnumdan gülerek başımı kaldırdım.

Hemşire Hande, yaramı kontrol edip açtığında bakışlarım pencereden dışarıyı buldu.

MevsimWhere stories live. Discover now