1.4

5.4K 334 78
                                    

...

Boğazımı temizleyerek arkamı döndüm, Poyraz komutan elleri cebinde bize bakıyordu.

Bir süre art niyetli olup olmadığını sorgulasam da, ona gelme diyecek halim de yoktu.

Sonunda pes edip, yavaşça soluğumu bıraktım.

Başımı sallamakla yetindim ve tekrar önüme döndüm.

"Hadi gidiyoruz." Dedim yürüyerek.

"Kerim, Mert siz benimle geliyorsunuz." Onlara bakmadığım için onlar da sadece onaylayan mırıltılar çıkarmakla yetinmişlerdi.

Anahtarı cebimden çıkartıp kilidi açtım, ilk önce çocukları arkaya oturtup kemerlerini bağladım, yerime geçip kendi kemerimi de bağladım ve saçma bir şekilde geride kalan adamları beklemeye başladım.

Biraz sonra ön kapı açıldı ve içeri Poyraz komutan girdi, Mert usulca arkadaki yerine yerleşirken, tek kaşım yavaşça havalandı.

Ona baktığımı fark ettiği an, kemerini bağlayarak bakışlarımdan kaçınmaya çalıştı, daha sonra ise sessizce oflayarak göz devirdi ve başını bana çevirip omuz silktikten sonra beni görmezden gelerek çocuklara döndü.

"Hoşgeldiniz." Kaşlarım çatılı olduğu için onları düzeltmeye çalıştım.

Bu aralar sürekli saçma sapan şeyler oluyordu ve ben hariç herkes bunu biliyor gibiydi.

"Hoşbulduk." Poyraz komutan düz bir sesle bana karşılık verse de, Mert cevap vermemişti, dikiz aynasından ona kısa bir bakış attığımda çocuklarla konuştuğunu fark ettim.

"Halanızı en çok hanginiz seviyorsunuz?" Yine birşeylerin peşindeydi ve ben er yada geç bunu öğrenecektim.

"İkimizde seviyoruz!" Hayal burun kıvırıp ona üstten bir bakış attı.

Dudağımın sağ tarafı yukarı doğru kıvrıldı, nedensizce bu asi hareketi hoşuma gitmişti.

"Aa kılıçlı Mevsim'im, bu kız da sana benziyor!" Yüzündeki yalancı şoku farkettiğim de, çocukları eğlendirmeye çalıştığını anladım.

Gülerek sürmeye devam ettim.

Poyraz komutan ise kaşlarını çatmış Mert'e bakıyordu.

Sonra da sert bir soluk alıp önüne döndü.

Buna bir anlam yüklemek istemediğim için tepkisiz kalmaya karar verdim.

Bakışlarımı tekrar önüme döndürdüm.

"Kaç yaşındasınız siz?" Arkadan gelen meraklı sesle tekrar onlara odaklandım.

"Ben 9 yaşındayım asker abi." Erdem'in heyecanlı sesi beni yumuşatmaya yetiyordu çoğu zaman, birçok kez bu tatlılığını koz olarak kullanmış ve bende gayet rahat bir şekilde ona kanmıştım.

MevsimTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang