2.8

3.2K 182 194
                                    

Alin'den...

Sabah telefonun sesiyle gözümü açmıştım. Daha kargalar uyanmadan kim beni neden arıyordu? En nefret ettiğim şey ben uyanmadan birinin beni uyandırmasıydı. Telefona baktığımda Arden'in aradığını gördüm.

''Alo? Arden Abi bir şey mi oldu?''

Abi diyordum çünkü yalandan kızması bile çok eğlenceliydi.

''Bak hâlâ abi diyor ya... Neyse bugün pozitifim. Sinir yok.''

Daha sonra ağzından sesli bir şekilde nefes alıp vermeye başlamıştı. Hafifçe kıkırdamıştım.

''Bir şey mi diyecektin Arden Abi?''

''Abini seveceğim şimdi Alin.''

''O da seni çok sever, iletirim. Şimdi beni neden çok değerli uykumdan uyandırdığını öğrenebilir miyim?''

''Sen hâlâ uyuyor musun? Yuh sana gerçekten.''

O böyle dediğinde saate baktım. Öğlene geliyordu.

Böyle şeyler olabilir, nitekim olmuş.

''Arden daha erken saat. Bu saatte niye arıyorsun beni ya? Kapat.''

''Dur la kapatma. Bugün gezmeye gidelim mi diye soracaktım? Kafamızı dağıtırız biraz.''

''Hâlâ tutuyor beni ya kapat da hazırlanalım kardeş.''

''Alin senin ağzından bir daha aile bağlarıyla ilgili bir sözcük duymak istemiyorum.''

Bundan sonra telefonu yüzüne kapatmıştım. Biz niye kafamızı dağıtmaya gidiyorduk ki? Gerek yoktu bence... Uyumak daha mantıklı geliyordu şu anda. Yüzümü yıkamak için odadan çıkmıştım, Alen'e de çıkacağımı söylerdim.

''Aleeen'' Ses gelmemişti. Odasının önüne gelip kapıyı tıklatmıştım ama ses yoktu. Acaba gelip kaçırdılar ben duymadım mı?

Olabilir, uykun o kadar derin ki yanında top patlasa uyanmıyorsun...

Bu ifade bana biraz abartılı geldi... Hem evde değilse kendi kaybetti. Ben haber vermeye geldim sonuçta. Gerçi şu an sabah antrenmanındaydılar büyük ihtimal. Yüzümü yıkadıktan sonra odaya gidip hazırlanmaya başladım.

Eğer etek giyersem bu soğukta donardım. Bu yüzden açık renk bir kot pantolon, üstüne beyaz tişört ve yünlü bir hırka giymiştim. Nereye gideceğimizi söylememişti ama abartmaya gerek yoktu. Hafif bir makyaj yaptıktan sonra hazırdım. Kendime bakmak için aynaya döndüm ve odanın dağınıklığını anca fark etmiştim... Alen olsaydı toplatırdım. Yorgan yerle birdi, yastık yatağın ucundaydı, aradığımız çarşafa şu an ulaşılmıyordu... Hızlı bir şekilde onları topladıktan sonra çantama telefonumu ve gerekli eşyaları attıktan sonra aşağı kata inmiştim.

İndiğim anda kapı çalmıştı. Allah'ım kalbim çok temiz.

''İnşallah Adin ile Alen bir an önce evlenir. Amin.'' Boşa kullanmayalım şimdi duamızı.

''Lan Alin, ne Alen'i ne Adin'i evlenmesi?'' Geldi bizim küçük enişte. Kapıyı açtığım an az daha içeri düşüyordu. Geri zekalı kapıya yaslanmış beni dinliyordu.

''Alen ve Adin'in evliliği için seni şimdiden hazırlamalıyız bence. Nikah şahidi olurken el sallarım sana. Ayrıca kapı dinlemek ne? Mahrem falan kalmamış. Hiç yakışıyor mu senin gibi bir insana Arden Abi? Gelmişsin kaç yaşına.''

''Lan 2 yaş var aramızda çıldırtma beni. Sanırsın ben milattan öncede yaşıyorum.''

''Zaten öyle değil miyd-'' Ben cümlemi bitirmeden trip atar gibi arkasını dönüp arabaya yürümüştü. Ona gülüp çantamdan çıkarttığım anahtar ile kapıyı kilitleyip onun yanına koşmuştum. Arabaya bindiğim an kemerimi takıp yan tarafa dönmüştüm. Trip atarken çok tatlı oluyordu.

Ofsayt Hocam -Texting- (Ara Verildi)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin