Mavi öpüşlerin,

59 13 4
                                    

(anlatıyorum sevgilim,
artık gecenin dördünde
uykundan irkilerek uyanma diye,
şimdi dizlerini kendine çek
ve rüzgarın sesini dinle.)

durgun bir suyun kıyısında
çıplak omuzlarını görüyorum,
her biri
kabuğu soyulmuş birer düş kestanesi.

sen, yüzünde yumuşacık bir tebessümle
önce mavi dudaklarını
benimkilere değdiriyorsun
omuzların omuzlarıma yaslanıyor,
tepemizdeki yıldızlar o kadar çok ki,
sanki hepsi tek tek
yeryüzüne dökülüyor.

sen ise, zamanın donup kaldığı o kısacık zamanda
acımasız çocukların parmak göstererek güldüğü
boyaları gözlerinden akmış
ağlaya ağlaya canına kıyan
bir palyaço balığının
anlattığı masalları
gök bulaşmış yanaklarıma fısıldıyorsun

yüreğimde doğdu bu şiirler, incitmeyin kanatlarını ne olurWhere stories live. Discover now