UYARI size göre bir kitap değilse okumayın mide bulandırıcı gelebilir .Ve hersey karşılıklı hislerle oluyor .
.
.
.Kendimi bildim bileli takıntılı ve saplantılı bir yapım vardı her şeye karşı. En çokta sevdiğim insana.
Sorun şu ki bu duyguların bana karşı hissedilmesini hep istemiştim. Canımın yanması elbet hoşuma gitmiyordu. Hoşuma giden bedenimin canımı yakan kişiye tamamen teslim etmekti.
Ve şu an onun kucağında oturuyordum.
"Bundan sonra bana aitsin Eva, bedenin benim oyuncağım, ruhun ise esirim olacak."
Ona aittim.
"Sana istediğim gibi davranacağım sesini çıkaramayacaksın. Sadece benim altıma yatan bir sürtük olup aşkı ve sevgiyi de sadece bende hissedeceksin"
Gözlerimle adeta yalvarıyordum ona . İçim sızlıyordu. Ortam gittikçe sıcaklarken kucağından kalktım ama elini hâlâ tutuyordum.
"Siz oynayın gece için teşekkür ediyorum " diyerek Sera'nın yanına yaklaştım. Vedalaşmak için sarıldığımda dudağını büzmüştü.
"Çok erken ayrılıyorsunuz keşke biraz daha kalsanız." Elimi yanağına koydum. " Özür dilerim başka sefere söz veriyorum daha fazla zaman geçireceğiz. "
"Söz mü?" Başımı olumlu bir şekilde salladığım da yüzü gülmüştü. " Tamam o zaman iyi akşamlar size " diyerek elini salladı.
"Herkese iyi akşamlar " dedikten sonra Karan'a döndüm. Sakince beni bekliyordu.
Elimi sıkıca tutup beni yanına çekti.Kasaya doğru gittiğimizde elimi çekip ceketimdeki cüzdanımı çıkardım. Karan'ın ilk bana sonra elimdeki cüzdana baktığında kafasını ' ne o ' der gibi sallamıştı.
"Beraber öderiz diye düşünmüştüm. " diyerek fısıltı ile konuştuğumda. Dudakları yana kıvrılmıştı. Birden beni kendine doğru çekip saçlarımın üstünden başımı öptü.
" Sen uzun bir süre daha düşün güzelim " deyip garsona döndü. Cüzdanımı aldığım yere koyarken sessizce yanında bekledim.
Uykum gelirken köşede duran aynada kendime baktım. Siyah göz makyajım akmıştı. Dudağımda belli belirsiz duran ruju elimin tersi ile sildim.
Yanaklarım kıpkırmızı olmuştu. Sanırım içtiğim alkol biraz da olsa beni etkilemişti. Karan hesabı ödeyip yanıma geldiğinde aynadaki yansımamızdan gözlerimi ayıramıyordum.
Bedeni benim bedenimden fazlaca büyüktü ve yanında kısa kalıyordum. Ama asıl beni tahrik eden bu değildi.
Onun yanında ne kadar savunmasız oluşumdu. Ve o an gerçekten şunu anlamıştım. Beni öldürecek kadar değil ama ölüme sürükleyecek cesareti vardı.
" Kıvranmak istiyorum " diye mırıldandım. Kafamı göğsüne yaslarken şuan küçük mızmız çocuklardan farkım yoktu.
Alkol gerçekten bana yaramıştı. Bilincim Elbette açıktı ama şuan fazlası ile kendimden geçmiştim.
"Kıvranacaksın " diyerek beni mekandan dışarı çıkartığında yüzüme vuran hafif serin rüzgar biraz da olsa beni iyi hissetirmişti
Havanın karanlık oluşu beni daha da cezbederken etrafıma baktım. Evime ters bir yoldaydık.
Cebimden çıkardığım telefon ile navigasyon açarken Karan elimdeki telefonu alıp tamamen kapatmıştı.
" Mmh neden yaptın bunu ve ters yoldayız " Elimle arka tarafı gösterip " bu taraftan gidecektik." Diye konuştuğumda Karan gözlerimin içine bakıp yutkundu.
" Aptal gibi mi gözüküyorum?" sert sesi ile konuştuğunda başımı olumsuzca salladım.
"Hayır ben onu demek istemedim sadece " Vücudu tamamen bana döndüğünde sustum.
" Devam et konuş" diyerek bir adım bana yaklaştığında dudaklarımı birbirine bastırdım.
Elini kaldırıp yüzüme getirdiğin de tokat atacak sanıp gözlerimi sıkıca yumdum. Aksine yanağımı oksamıştı.
Derin nefes alıp gözlerimi açtım. Dudaklarında oluşan bu tebessüm içimde kelebek hissini oluşturmuştu.
Ondan korkmam hoşuna gitmişti.
Biraz daha yürüyerek tek katlı bir evin önünde durduğunda ona baktım.
Kafasıyla geç işareti yaptığında dediğini yapıp eve ilerledim kapıyı açıp önden geçmem için geri çekildi.
Ev gece konduya pekte benzemiyordu. Bana göre güzel bir havası vardı. Çok aydınlık evleri pek sevmezdim. Bu ev ise tamamen en kuytu köşeye yapılmıştı.
Eve girdiğimde önüme açılan orta uzunlukta çok dar olmayan karanlık bir koridor karşılıyordu.
Ayakkabımı çıkarıp ilerledim. Sağ ve sol tarafa ayrılan odalar vardı aynı hizada.
Kapının sertçe kapatılmasıyla yerimden sıçramıştım.
Yavaşça arkama dönüp baktığımda Karan kapının önünde dikiliyordu.
Gözlerine baktım.
" Yeni evini beğendin mi ?" Diye sorduğunda başımı ' evet ' anlamında sallamıştım.
Yavaşça ayakkabısını çıkarıp köşeye itti. Arkaya döndüğünde kilitlenen kapı ile kaşlarımı çaktım . 3 kez art arda kapıyı kitlemişti.
Önüne doğru dönüp yavaşça bana yaklaştı.
Ben onu izlerken o ellerini kemerine atıp yavaşça çıkararak önümde durmuştu. Gözlerininin içine baktığımda derin nefes almıştı. Elini çenesine atıp yavaşca sıvazladı."Dizlerinin üstüne çök"
.
.
.
.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Querencia (daddys girl) +18
FanfictionHikayeyi iğrenç bulan ve midesi bulunanlar okumasını önermiyorum. Birde kucuk yaştaki insanların! travma kink , lolita , ageplay, ddgl ,mazoşist , sadist, fakegun , şiddet , ve +18 içerir