S.13 Ben Zehir

184 38 7
                                    

Elimi uzatıp ejderin yüzüne koydum avuç içimi. Sonrada dövme boyunca dokunarak omuriliğine ordanda sol kürek kemiğinin altına doğru ilerlerken hissettiğim şeyle durdum ve anında geri çekildim. O dövmenin altında anahtar şeklin de bir iz vardı.

Yaptığım hareket dikkatini çekince bana döndü.

" Ee, konuş bakalım! "

O bana kaşları çatık bakarken ben ona şaşkın bakıyordum. O bir bekçiydi. Dünyalar arasındaki kapıların bekçilerinden biriydi ama farkında değildi.

" Sen...
Sen..."

" Sen ne? "
Bana bakan kara gözleri izledim bir kaç saniye.
Bunu ona söylemelimiydim.
Neden haberi yoktu? Daha doğrusu nasıl haberi yoktu.
Yoksa vardı da belli mi etmiyordu?

Hayır hayır!
Hareketleri bilmediğini söylüyor. İnanamıyorum nasıl farkında olmaz. Geçiş kapılarının bekçisi olmak bir ayrıcalıkken bu adam nasıl farkında olmaz.

O an aklıma yeni gelen şeyle şaşkınlığım dahada arttı.

O da.. Mı?
İnanamıyorum...

Oda bir melez tıpkı benim gibi.
Peki hangisi? Annesi mi yoksa babasımıy asil kan.

" Sen ne? Dedim."

Kurduğu cümlesiyle kendime gelirken
Bir yandan gömleğini giyiyor bir yandan meraklı gözlerle bana bakıyor, pür dikkat dudaklarımdan çıkacak kelimeleri bekliyordu.

" Senin..." Dedim ve yine durdum.

Annen mi hayatta yoksa baban mı diyemedim. Annesi olmalıydı.
Ve ölmüş olmalıydı.
Hemde onu doğururken. Tıpkı benim annem gibi. Onunda annesi bir sürgün olarak bu dünyaya gönderilmiş ve bir insandan çocuk dünyaya getirmiş olmalıydı.

Peki neden?
Neden geri dönmek yerine bir insana bağlanmıştıki. O an annemi hatırladım. Annemde babama bağlanmamışmıydı? Onların yüzünden değilmiydi benim bu sürgün hayatım. Aşk dedikleri şey ne saçma birşeydi.

Vazgeçtim. Sormayacaktım.
Cümlemi değiştirdim.

" Sen neden o çirkin dövmeyi yaptırdın. "

Tek kaşı havada bana bakıyordu.

" Bu muydu?
Bu muydu söyleyeceğin şey? "

" Bu sorumada cevap vermen gerekiyor."

Ağır ağır adımlarla üzerime yürümeye başladı.

" Ne söyleyeceksen doğru düzgün söylene! "

" Soruma cevap ver önce."

Bir süre sessizce yüzüme bakmaya devam etti. Ardından çattığı kaşlarıyla konuştu.

" Seni ilgilendirmez.
Cevabınıda merak etmiyorum artık. Hadi, gidiyoruz. "

Dedikten sonra arkasını dönerek eve doğru yürümeye başladı. Bana sinirlenmişti.

Daha iyi olmuştu belkide. Sesizce arkasından yürüyerek eve girdim. Sonrada hazırlanıp çıktık.

&

Adnan, Servet, Volkan ve ben bindigimiz araçla eve doğru sessiz şekilde yol alırken bolca düşünme fırsatım oldu. Bir şeyler ters gidiyordu.

Melez oluşumun cezası olarak bu dünyaya gönderildiğimde sessiz sakin 1001 gün boyunca sadece iyilik yapıp kalp kazanacağımı, 1001 günün sonunda da o cadının sayesinde geri döneceğimi sanarken, kendimi avcılardan kaçarken, ardından da onları öldürürken bulmam hiç normal değildi.

SÜRGÜN ( 1001 ) ( TAMAMLANDI✔️)Where stories live. Discover now