S.18 FİNAL. (Âsanın sahibi bir seçim yapacak.)

245 36 14
                                    


Selâm canlarım.
Uzun bölüm sever okurlarım için uzun bir bölüm geldi.
Sizden bir ricam var. Bölümün sonundaki koyu renk harflerle yazılmış soruya bir cevap, artı bol bol yorum ve oy bekliyorum.
Hepinizi seviyorum ♥️🌹♥️
Hatalarım varsa affola canlarım.

*************************

VOLKAN'DAN

Zaman duracak, kapılar açılacak. Geçmiş ve gelecek birbirine karışacak.

Ne zamandır buradaydım.
Ne zamandır onun havada süzülen cansız bedenini izliyordum. Dakikalar mı olmuştu, saatler mi, yoksa günler mi? Kesinlikle bilmiyordum. Bildiğim tek şey vardı. Oda onun yaşaması için zamanı durdurmuş olmamdı.. Tıpkı kehanette bahsedildiği gibi olmuştu herşey.

Başımı kaldırıp yeniden baktım havada asılı kalan kanına ve bedenine.

Ben bir seçim yapana kadar orada öylece uyuyacaktı sanırım.

*****
Zaman durmadan önce.

Melinda'nın Frank'ın kollarının arasında olduğunu gördüğümüzde hem Tenebrous hem ben yardıma gitmek istedik. Ama izin vermedi.

" Kimse karışmayacak!"

Dedi yüksek ve kararlı sesiyle. Bir anda öylece durduk.

Biz endişe ile onları izlerken boşa savurduğu kılıç yüzünden Frank Melinda'yı arkasından kıskıvrak yakaladı. Bir kez daha engel olma isteği duydum ama karışmayın demişti. Bir bildiği var diye düşünüyordum. Gülümsediğini gördüm. Şaşırdım. Gülümseyeceği bir pozisyonda değildi ki. Şüphelendim. Birşeyler oluyordu. Endişeyle izlemekten başka yapacağım bir şey yoktu.

" Zayıf kan güçlü kana karışacak."

Dedi nefes nefese. Kehanetten bir cümle söylüyordu.

" Buraya kadar melez.
Ölmeye hazır mısın? "

Frank'ın söylediği şeyle bakışlarm ikisi arasında gidip gelirken içime bir korku çöktü. Müdahale etmek istiyordum ama birşeyleri yanlış yaparım diye karışamıyordum. Melinda,

" Hazırım Frank. Hemde çok hazırım."

Dediğinde afallayarak baktım yüzüne. Ne diyordu bu cadı. Emindim ters birşey vardı. Elindeki kılıcı kaldırıp tam kalbimin üzerine koyduğunda gözlerim kocaman olurken baka kaldım önce. Saniyeler sonra kendime gelirken,

" HAYIR!
YAPMAA! " Diye haykırdım.

Ama durmadı. Gözlerimizin önünde ve bize baka baka kılıcı kalbine sapladı. O an onunla birlikte benimde kalbime girdi o kılıç, deldi attı.

Melinda'nın kalbini yarıp geçen kılıç arkasında duran Frank'ın da kalbine saplanırken şok olmuş, hâlâ kocaman olan gözlerimle kala kalmıştım.

Şeytan Frank'ın yeri göğü kaplayan haykırışını duyduk. Kendime gelirken, Melinda! diye bağırarak yanlarına doğru koştum. Aynı anda ikisini birden alevlerden bir girdap sardı.

Durdum. Dişlerimi ve yumruklarımı sıkarak bir süre o şekilde devam eden girdabı izledik çaresizce. Kısa süre sonra alevler azalıp kaybolurken
Frank'ı gördüm. Büyük ve dahada yakıcı alevler arasında kalmıştı. Bedeni alev alev yanıyordu. Frank attığı çığlıklar arasında küle dönüşüp toz hâline gelen bedeni havaya savrulurken Melinda olduğu yere düştü.
Kolları iki yanda, gözleri gökyüzünde hareketsizdi. Kalbinin üzerinde bir kılıç ile öylece yatıyordu. Hızla yanına geldim. Elimdeki âsa yere düşerken dizlerimin üzerine çöktüm. Hissettiğim korkunun tarifi yoktu.

SÜRGÜN ( 1001 ) ( TAMAMLANDI✔️)Where stories live. Discover now