10 bölüm ❤️

489 58 40
                                    

Karanlığa alışan gözlerim yoğun ışığa maruz kaldığında gördüğüm bir çift gözle bu sefer nefesim gerçekten kesilmişti.  O gözler gerçekmiydi?  Az önce beni izinsiz öptüğü gerçeğini bile unutturmuştu.  Sıkışan ciğerlerimle derin derin nefes almaya çalışırken artık çok geç olduğunun farkındaydım. Dizlerimin üstüne çöktüğümde önümde durmuş ve endişeyle gözlerime bakmıştı.  Az önce beni öpen adamın gözlerinde yaramaz parıltılar varken şimdi endişeliydi.

"Hey hey sorun ne iyimisin? "

Nefret ediyordum bu histen.  İçime çektiğim her nefes boğazıma takılı kalırken kalbim öyle hızlı atıyordu ki daha fazla dayanamayıp yakasına yapışmıştım. Acilen hava almam gerekiyordu ve su.
"Dışarı çıkar beni " Gözlerim kararıyordu ve bunun sonunu çok iyi biliyordum.  Daha buraya geldiğim ilk günden böyle bir şeyin olmasını asla istemiyordum.  Kalbim boğazımda atarken ciğerlerim küçük bir nefes için çırpınıyor beni kucağına alan adama bile tepki veremiyordum.  Benim onu beni öptüğü için pişman etmem gerekiyordu.

Kollarımı boynuna dolayıp daha hızlı nefes almaya çalışmıştım ama nafileydi.  Boğazım kurumuştu ve ciğerlerime hava ulaşamıyordu.  Nereye gittiğimizi bilmiyordum ama sadece 1 dakika sonra kendimi dışarda bulduğumda yeniden derin bir nefes almıştım. Soğuk hava yüzünden bedenim titrerken ciğerlerime ulaşamıyordu.

Nafileydi.  Yüzüme eğilip kendime gelmem için bir şeyler söylüyordu ama ben ne onu duyuyordum ne de ki nefes ala biliyordum.  Kollarında çırpınırken sonunda bulduğum sesimle "su "diye bilmiştim. Bundan nefret ediyordum. Nefessiz kalıp böyle çırpınmaktan güçsüz düşmekten nefret ediyordum.
Beni bırakması ve saniyeler sonra gelmesi bir olurken bana uzattığı suyu içmeye çalışmıştım.  Ama o kadar zordu ki elimin üstünden bana destek vermeseydi çoktan elimden kayıp yere düşmüştü.  Sonunda ciğerlerime hava yerine bedenime giren suyla azda olsa rahatlamıştım ama bedenim alev almış yanıyor gibiydi.  Yüzümün kırmızı kesildiğine emindim.  O panik olmuş bir şekilde bana bakarken yapacak tek bir şeyim vardı ölmemek için,
ayağa fırlamam ve hemen arkamdaki havuza kendimi atmam gerekiyordu.
Öylede yapmış ayağa kalktığım gibi kendimi soğuk suya teslim ettiğimde gördüğüm son şey onunda benden sonra havuza atlayıp bedenimi kolları arasına alması olmuştu sonrası karanlıktı.

...

Jimin'i göreceğim için içimde oluşan heyacan öyle büyüktüki elim ayağım tutmuyordu.  Hoseok'un arkasından yüzümden düşmeyen gülümsemeyle giderken dün gece olanları bile bir kenara atmıştım şimdilik.Önce ani bir kararla Min sarayına gelmiştim ,sonra bir anda tanımadığım adam beni öpmüştü ve yine o adam benim kiriz geçirmeme sebep olmuştu.Daha fenası ben dün gece kendimi o havuza attıktan sonra beni odaya getirmiş bu da yetmezmiş gibi benimle birlikte uyumuştu. Ve  ben kriz yüzünden ona engel olamamıştım bile. Neden yanımda kaldığını bile sorgulamadan odadan atmıştım.  Şimdi biraz pişmandım.  Hesap sorup sonra kovmam gerekiyordu ama öyle çok sinirlenmiştim ki dayanamamıştım.

"İşte geldik. Kralımız çoktan odadan çıktı. Size iyi eğlenceler ben daha sonra geleceğim"

Hoseok'un o parlak gülümsemesiyle beni kapının önünde bırakıp gitmesinden sonra arkasından aval aval bakmak yerine kapıyı çalmıştım. Sonunda biricik arkadaşıma kavuşacaktım.  Birinci ve ikinci çalışımda ses gelmediği için üçüncü kez sert bir şekilde kapıyı çaldığımda içeriden gel komutu aldığım gibi içeri girmiştim.

Tahminimden daha büyük bir odayla karşı karşıya kalmıştım.  Min hanedanlığının zengin olduğunu biliyordum ama bu kadar mükemmel bir saraya sahip olduklarını tahmin etmemiştim. Gözlerim odayı turlayıp yatağa ulaştığında gördüğüm bedenle önce duraksamış sonra çığlık atmıştım.

Bad boy King //Yoonmin//Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin