16 bölüm ❤️

504 56 229
                                    

Aslında bu konuda bir daha bir şey söylemeyecektim . Ama görüyorum ki  bazı şeyler hiç değişmiyor.  Bu kitabı okuyan bazı  insanlar var ki bir tene bile olsun buraya yorum bırakmıyor ama diğer kitaplara çatır çutur yorum atıyor hemde 1 bölüme 20 den fazla.  Gerçekten anlamıyorum.  Neyse öyle söylemek istedim.

Keyifli okumalar.

Özelikle diğer bölümde hemen bitti  bu diyenler için up uzun bir bölümle geldim umarım beğenir ve keyif alırsınız..

Özellikle halvet bölüm bekleyenler için gelecek olan bölümlerde tam da istediğiniz gibi halvet sahneleri olacak.  Bunu söylüyorum çünki diğer bölümde biri yine halvetsiz bitti diye yorum atmıştı. Ama bir şekilde kitabın bir konusu var ve her sanhe için zaman var bunu sizde biliyorsunuz. Yine de burada yanımda olduğunuz kitabımı sevdiğiniz ve okuduğunuz için teşekkür ederim.  Hepiniz benim için değerlisiniz. BTS için ARMY neyse benim içinde siz öylesiniz...










"Konuşacağımızı sanıyordum ama sen  1 saattir susmaktan  ve içmekten başka bir şey yapmıyorsun "

"Düşünüyorum "

"Neyi ?"

Son zamanlarda gerçekleşen her şeyi. Annemi , 1 hafta önce  kendi ellerimle öldürdüğüm babamı ve  tabii ki Jimin'i. En çokta onu. Kendi ellerimle yok ettiğim mutluluğunu ve temiz bedenini. Düşünmem gereken çok şey vardı. Jimin açıkça benden ona sevgi vermemi bekliyordu. Bakışları umut doluydu. Ama yapamazdım. Ona sevgimi veremezdim. Benim sevgim tek bir kişiye aitti.Ona verdiğim sözlerden birini bile olsa tutmam gerekiyordu.

Kadehten bir yudum daha alıp eskiden mandalina bahçesi olan ama şimdi yerine okul inşa edilen araziyi izlemiştim bir süre.  Hoseok haklıydı.  Onu buraya konuşmak için çağırmıştım ama yaptığım tek şey düşünmekti. Hepsi bana birer baş ağrısı olarak döndükçe kendimi içkiye veriyordum ki bu da sonunda iyi sonuçlar vermiyordu. Sonunda birilerinin canı yanıyordu. Umurumdamıydı değildi ama Jimin'e artık zarar vermek istemiyordum.

O gün bana bir daha dokunma dediğinde kendime bir söz vermiştim.  Ona ne olur olsun dokunmayacaktım. Ama bilseydim bu kadar zorlanacacağımı vermezdim. Onunla aynı yatağa girip mandalina kokusunu içime çekmemek bana işkenceden başka bir şey değildi. Dün kucağımda dudaklarını büzdüğünde kendimle verdiğim savaşı anca tanrı bilirdi.  O dudakları öpmemek çok büyük hayal kırıklığıydı.  Bunu Jimin'in gözlerindede görmüştüm.  Bana dokunma demesine rağmen dün gece dokunmamı istemişti. Gözleri bir an olsun dudaklarımdan ayrılmazken istediğim tek şeydi onu yatağa yatırıp nefesi kesilene kadar öpmek ve sonrasında becermek.  1 haftadır hasret kaldığım uykuya onun boynuna sokulup dalmak.

Öyle çok özlemiştim ki bedenini dayanmak epey güçtü. Özlediğim kokusu teni ve ürkek bakışlarıydı.  Kucağımda emanat gibi durduğunda ince beli beni mest ediyordu.  Kendisi küçük beliyse çok daha küçüktü. Ama dudakları. Sanki inat edermiş gibi dolgundu. Öpmeye doyamadığım. Benim için yaratılmış gibi ama hayır Jimin daha iyilerini hakk ediyordu.   Bense bencilin tekiydim.  Ona yaptığım her şeye rağmen yine onu kendime istiyordum.  İçimde büyüyen yangını onun bedeninde söndürmek, geçmez ama hayata karşı olan öfkemi biraz olsun dindirmek istiyordum. Tanrı biliyor ya hiç bir zaman öfkem ona olmamıştı. Gücümü benden güçsüz birinde kullanmıştım sadece.  Sesli bir iç çekip bahçeye baktığımda Hoseok'un sesi doldurmuştu kulaklarımı.

Bad boy King //Yoonmin//Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin