4.bölüm

72 19 28
                                    

Hazırlanıp sete gittim. Aras abiyi bir an önce görmek istiyordum belki onun haberi vardı ablamdan.

Aslında rolü kabul etmemin sebeplerinden biri de Aras abiydi. Filmin yardımcı yönetmeni olduğu için filme dair sorularımı cevaplamıştı. Ablamla arkadaşlıkları orta okula kadar uzanıyordu. Anne babamın ölümünden sonra bize çok yardımcı olmuştu. Ayrıca sanırım o ablamı sadece arkadaşı olarak görmüyordu. Ablam bu konuda odun olduğu için fark etmesi imkansızdı ama ben oyuncuydum sonuçta. Mimikleri ve ifadeleri çok iyi okuyabiliyordum.

Her zamanki gibi sete ilk gidenlerdendim. Hemen arkamdan Seher gelmişti. Bugün son sahnemi çekecektik. İçimde küçük tatlı bir hüzün vardı. Sabahki çekimlerim bittikten sonra derin bir nefes verdim. Sadece gece çekeceğim iki sahnem kalmıştı ve benim için her şey sonra erecekti. Çok yorulmuştum ve aklım ablamdaydı. Ne bana haber vermişti ne de arkadaşlarına. Aras abi de onun için endişeleniyordu ama şuan için elimizden beklemekten başka bir şey gelmiyordu.

Seher beni eve bırakmayı teklif edince hiç düşünmeden kabul ettim.

"Derin düşüncelere dalmış gibisin."

"Yaşadıklarımı söylesem emin ol inanmazsın."

"Dün mü bir şey oldu?"

" Keşke sadece bir şey olsa. Karşımda birden bire kırmızı gözlü yakışıklı bir adam belirdi."

"Dalgınken fark etmemişdindir. Birden bire ortaya çıkmamıştır. "

"Hayır dalgın değildim adam bildiğin birden bire karşımda belirdi."

"Siület görmediğine emin misin?"

"Ya ne siületi? Çıldırtmaya mı çalışıyorsun beni Seher?"

"Yok canım yani yanlış görmüş olabilirsin."

"Herifin gözleri kırmızıydı diyorum sana salak!"

"Lens diye bir şey var tatlım."

"Ya kitaptan çıktı kitaptan!"

"Yönetmene bu geceki çekimleri iptal etmesini söylüyorum. Artık biraz uyumalısın. Uykusuzluktan halisünasyonlar görmeye başladın galiba."

"Şimdi sen bana şizofren mi demek istiyorsun?"

"Hayır Yeşim. Git uyu da kendine gel diyorum."

Ya sabır! Halisinasyon görmediğime yüzde yüz emindim. Eve geldiğimde üzerimi çıkarmadan kendimi koltuğa bıraktım. Hem bedenen hem de zihnen çok yorulmuştum. Mutfaktan tıkırtılar geldiğini duyunca ablamın geldiğini düşündüm. Telefonuna ulaşılamadığı için ve o gece beni bırakıp gittiği için trip atmaya karar verdim. Yavaşça mutfağa doğru gittim. Kapıdan baktığımda gördüğüm kişi ablam değildi.

"Ya abi! Ablam geldi sandım sevindim birden niye haber vermiyorsunuz geldiğinizi?"

"Ay biz sen Aras'la gelirsin sanmıştık Yeşim'ciğim ondan haber vermedik... Ablan hâlâ mı ulaşmadı sana?"

"Hayır, size?"

"Bizde de aynı."

"Polise falan mı haber versek?"

"Heçen yıl ne olduğunu unuttunuz mu?"

"Hatırlatma Mustafa ya."

"Asya ablaya katılıyorum abi hatırlatma."

Geçen yıl olanlar aklıma gelince o zamanki utancı tekrar hissettim. Ablam bazen kaçan keçilerini ve ilham perisini yakalamakiçin alıp başını gider. Geçen sene de o zamanlardan  biriydi. Bir sabah kalktım ablam evde yok. Gerisinde  sadece küçük bir not bırakmış. O notta da  'Eski bir hesabı kapatıp döneceğim.' yazıyordu. Başta işi olduğunu düşündüğüm için prküstelemedim ama saat gece yarısını da geçince endişelenmeye başladım. Üstelik telefonuna da ulaşılmıyordu. Aceleyle Asya ablayı aradım. O da diğerlerini toplamış. Polise haber verdik. Üç gün boyunca polis İstanbul'da ablamı aradı. Sonra araba plakısından şehir dışına çıkmışmı diye kontrol ettiler. Ablam İstanbul'da değilmiş. Artvin'deymiş. Oradan da Gürcistan'a gitmiş. Tabi biz onun kaçıtıldığını falan sanıyoruz. Bir hafta sonra çıktı geldi. Polisleri boşu boşuna meşgul ettiğimize mi yanayım ablamın azarına maruz kaldığımıza mı yanayım? Sonuç olarak böyle çözüldü ve bitti. Şimdi de bu olay yüzünden ben dahil kimse hemen acelece kararlar verip polisi aramak istemiyor.

Kamu telah mencapai bab terakhir yang dipublikasikan.

⏰ Terakhir diperbarui: Apr 23, 2023 ⏰

Tambahkan cerita ini ke Perpustakaan untuk mendapatkan notifikasi saat ada bab baru!

Kitaptaki ŞeytanTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang