1'

8.5K 296 244
                                    

𝐦𝐞𝐝𝐲𝐚|𝐂𝐨𝐫𝐯𝐢𝐧𝐚 𝐂𝐨𝐥𝐥𝐢𝐧𝐬

Son zamanlarda sıklıkla olduğu gibi okula geç kaldığım için koşturarak yetişmeye çalışıyordum.Sonunda çantamı bulduğumda hızlıca omzuma taktım.Sessiz adımlarla merdivenlerden inerken koltukta muhtemelen geceden kalma olan anneme son bir bakış attım.

Gerçekten kötü görünüyordu.Etraf da berbat haldeydi.Vaktim olsaydı temizlemeye çalışabilirdim ancak okul otobüsünü kaçırdığıma emindim.
Koşarak durağa gittiğimde son dakika boş bir otobüse bindim.Arkalardaki koltuklardan birine otururken başımı cama yasladım.

Yarı zamanlı çalıştığım kafede dün gece ekstra mesai yapmak zorunda kalmıştım, uyanamama sebebim buydu.Annem de muhtemelen benimle aynı şeyi yaşamıştı.Çalıştığı hastanede işleri yoğun olmalıydı.Zaten hayatımız babam öldükten sonra boka dönmüştü,özellikle annem için.Her gece içmeye ve kendi sağlığını önemsememeye başlamıştı.Her ne kadar onu toparlamaya çalışsam da elimden bu kadarı geliyordu.

Günümün yarısı okulda geçerken diğer yarısı ise kafede geçiyordu.Bazen okulda uyuya kalıyordum ve bu benim için büyük bir zorluk oluşturuyordu. Çalışmam gereken satranç turnuvaları vardı ve aylardır bir satranç taşına bile dokunmamıştım.

Otobüs duraksadığında kendimi dışarı attım.Okul bahçesi her zamanki gibi kalabalıktı.Tek amacı ailesinin parasıyla övünmek olan zengin aptallar arabalarının başında gülerek sohbet ediyorlardı.Sporla ilgilenenler basketbol veya futbol sahasında oynuyorlardı.
Tanrı aşkına bu saatte bu enerji nereden geliyordu?

Kapıyı ittirerek içeri girdiğimde aceleyle dolabıma yürüdüm.Sabah gerekli hiçbir eşyamı anlamamıştım.

Kitaplarımı çantama koyarken gülüşme sesleriyle başımı kaldırdım.Ah tabii ki.
Cassandra ve arkadaşları yine birileriyle uğraşıyordu.İç çekerek dolabımı kapattım.Onlara bulaşmayacaktım,son senemde sorun çıkarmak istemiyordum.

Gerçekten merak ediyordum.
Yüzlerce bunalıma girmiş ergeni dört duvar arasına kapatmak ve başlarına bizi umursamayan birkaç aptal yetişkin koymak kimin fikriydi ki?
Buradan çok daha güzel okullar tanıyordum.
Geri dönmeyeceğim okullar.

"Corvina!"

Zoey ellerini birbirine çarparak yanıma geldi.Keyifli görünüyordu. "Sana anlatacağım o kadar çok şey var ki!"

Onun gibi gülümsemeye çalışarak yürümeye başladım.Gözleri yüzümde gezindi. "Yine mi fazladan çalıştın? Tanrım! O kel kafayı öldürmek istiyorum."

Yüz ifadesi sinirli bir hâl aldığında güldüm. "Beni boşver.Ne anlatacaktın?"

Gözleri tekrar ışıldadığında sınıfa girmek için kapıyı açtım. "Brandon ile barıştık.İnanabiliyor musun? Bana kocaman çiçeklerden almış ve çok fazla özür diledi."

İç çekerek çantamı sırama koydum. Yanıma yerleşti. "Seni aldatan birini birkaç çiçek ile affetmen ne kadar doğru?"

Yanaklarını şişirerek omuzlarını düşürdü. "Bilmiyorum sadece onu affetmek istiyorum."

"Bence sadece ondan iyi birini bulamayacağını düşünüyorsun."
Başını salladı. "Aslında etrafında onlarca erkek var."

Şaka yapmışım gibi güldü. "Hangi erkeklerden bahsediyorsun Corvina?"
İçeri giren,muhtemelen futbol takımından olan çocuğu işaret ettim. Zoey'e uzun süredir platonik olduğundan emindim. "Tanrım! Şaka mı yapıyorsun?"

Gülerek başımı salladığımda çantamı açtım. "Ders neydi?"

Dolapta asılı olan programa göz gezdirdi.
"Kimya."

𝐂𝐨𝐫𝐯𝐮𝐬 [𝐓𝐨𝐦 𝐑𝐢𝐝𝐝𝐥𝐞]Where stories live. Discover now