12'

1K 109 62
                                    

𝐦𝐞𝐝𝐲𝐚|𝐂𝐨𝐫𝐯𝐢𝐧𝐚 𝐂𝐨𝐥𝐥𝐢𝐧𝐬

Gözlerimi zorlukla açtığımda birkaç dakika boyunca nerede olduğumu sorguladım.Yavaşça yatakta doğrulurken
camdan sızan sokak lambasına bakındım.Tüm gün uyumuş muydum? Saat kaçtı ki?

Komodinin üzerindeki saate baktım.
21.08
Dün gece yarısı gelmiş olmama rağmen hemen uyuyakalmış olmalıydım.
Üzerimdeki örtüyü bir kenara iterek çıplak ayaklarımı soğuk zeminle buluşturdum.Ev gerçekten buz gibiydi.

Üst katın merdivenlerini inerek aşağıya indim.Ev karanlıktı,ışıkları açmalıydım ancak bu düşünce beni garip bir şekilde rahatsız etti.Şömineye yaklaşıp içine baktım birkaç odun vardı.Yemek masasının üstündeki asamı alıp hafifçe hareket ettirdim.Odunlar bir anda alev alırken şöminenin karşısındaki koltuğa oturdum.

İki hafta boyunca tek başıma bu evde kalma düşüncesi beni ürpertiyordu.
Kendi evimde bile rahat değilsem nerede rahat olacaktım ki?

Mutfağa doğru adımlarken yüzüme vuran soğukla kendime geldim.Dolaptan fıstık ezmesi ve ekmek aldım.Fıstık ezmesini ekmeğe sürmeye başladığımda koridorda bir silüet gördüm.
Ne?
Evde biri mi vardı?

Asamı yokladım.İçeride kalmıştı.
Mutfağın ışığını açmaya çalıştım.Elektrikler mi kesilmişti.Camdan dışarı bakındım.Artık sokak lambası yanmıyordu.
Sakin olmalı ve bir mum almalıydım.
Kalp atışlarım giderek artıyordu.

Çekmecelerden birinde bulduğum mumu kibritle ateşledim ve koridora adımladım.Kimse yoktu,garip.
Arkamı döndüm.
Baba?!

Çığlığım evi doldururken hızla yataktan kalktım.Bu da neydi?
Hepsi bir kabus muydu?
Babamın yüzü...çok korkunçtu.
Neden suratı bembeyazdı?
Neden bana kızgın görünüyordu?

Yatağımın karşısındaki aynadan görüntüme baktım.Terden sırılsıklam olmuştum.Saçlarımı toplayıp derin bir nefes verdim.Sokak lambası yanıyordu yani elektrik vardı.En azından bu gece daha az korkunç olacaktı.

Dolabımdan birkaç parça kıyafet çıkarıp banyoya yöneldim.Belki sıcak bir duş beni kendime getirirdi.Kıyafetlerimden kurtulup sıcak suyun altına girdim.
Kesinlikle daha iyi hissediyordum.
Dakikalar sonra banyodan çıkıp odama yöneldim.Üzerimi giyinip saçlarımı kurulamaya başladım.

Sanırım şömineyi yaksam iyi olacaktı.
Elimdeki havluyla saçlarımı kurulamaya devam ederken merdivenleri indim.
Asamı bulsam hemen şömineyi yakard-
Ne?
Şömine...neden yanıyordu?

Gözlerim korkuyla açılırken derin nefesler almaya başladım.
Hayır onu ben yakmamıştım.
Hızlı adımlarla mutfağa girdim.Tezgâhın üzerinde ekmek yada fıstık ezmesi yoktu.Rahat bir nefes verirken tekrar aklıma şömine geldi.

Ben yakmadıysam kim yakmıştı?
Annem evde yoktu.
Anahtarım Zoey'de de değildi.

"Seni bu kadar korkutan nedir?" Ensemde hissettiğim nefesle çığlık atarak arkamı döndüm.
Marvolo?
Gözlerimden yaşlar akmaya başladığında kendimi durduramadım.
Yere oturup yüzümü dizlerime kapatırken bile yaşlar akmaya devam ediyordu.

Ne için mi ağlıyordum?
Hayır,Marvolo için değildi.
Birkaç saatte olan tüm bu şeyler ve...babam içindi.

Az önce hareketsiz olan adımlarıyla yanıma yaklaştı.Dizlerime gömdüğüm yüzümü,çenemden tutarak ona bakmamı sağladı.Gözlerimden hâlâ yaşlar akıyordu.Neden ağlıyordum? Neden durmuyordu?

Çaresizce bana bakıyordu.Ne yapacağını bilmiyordu.Onun yanında hiç ağlamamıştım.Ne oldu diye sormadı.
Biliyordu.Zihnimi okumuştu.
Bir elini omuzlarımda diğerini bacaklarımda hissettiğim anda havalandım.Beni kucağında taşırken hareketsizce durmaya devam ettim.

𝐂𝐨𝐫𝐯𝐮𝐬 [𝐓𝐨𝐦 𝐑𝐢𝐝𝐝𝐥𝐞]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin