15. "DÜŞÜŞ"

47 6 45
                                    

Arabayı benzin, beni yorum çalıştırıyormuş. Bol bol yorum ricamı yazıp gideyim... :)

İyi okumalar.

ROSE

*

İlginçtir, sana kusursuz gözüken bir yol felaketin olurken, tam tersine, kusurlu gözüken bir yol sana güven ve esenlik sağlayabilir.

Niccolo Machiavelli, Prens

*

"Yani babası hakkında net bir fikrim var mı emin değilim ama Yiğit'le arasının limoni olduğu her yerinden belli oluyordu."

Askılardaki renk renk elbiselere bakarken mavi, ince askılı olanı elime alıp incelemeye başladım. Bir yandan da dün sabahki kahvaltı olayını anlatan Firuze'yi dinliyordum.

"Sizin iletişimizin nasıldı?" diye sorarken yandaki aynaya yürüyüp elbiseyi üzerime tuttum.

Aslında cumartesiye çok vardı ama ben içimdeki heyecanı bir kenara atıp normal akışıma dönemiyordum bir türlü. İnternetten baktığım modelleri bir türlü kafamda olduramamış ve en sonunda okul çıkışı mağazalara atmıştım kendimi.

"İyiydi diyemem ama kötü de diyemem."

"O nasıl oluyor?"

Elbiseyi yerine bırakıp elimi diğerlerinde gezdirdim.

"Adam bizimkiler gibi değil ki. Fazla kasıntı."

"Kasıntı?"

"Evet hem de ne kasıntı. Ama tabi Yiğit bunu duymasın." dediğinde tebessüm ettim. "Ne bileyim sanki şimdi gidip biz vazgeçtik desek sevinecek gibi duruyor."

"O kadar da değildir." dedim gözüm turuncu tuluma çarparken. Fazla canlı bir renk olduğu için elemiştim hemen.

"İnan bana o kadar." Sesi sıkılgandı. "Gerçi niye üzülüyorsam. Sanki kendi isteğimizle girdik bu yola."

Evlilik sürecinin malum gerginliği sanırım bir de kayınpeder seçeneğini katmıştı önüne. Böylece içten içe dert ettiği aceleye gelen evlilik için dert edinecek yeni bir neden daha bulmuştu.

"Aman neyse ya." derken ses tonu yüksekti. "Sanki şimdi dövünmem bir şeyi değiştirecek." Derin bir nefes aldığını duydum. "Hep ben konuşuyorum zaten."

Mağazada göz gezdirirken hala içime sinen bir şey bulamadığım için oturup ağlayacaktım neredeyse.

"Dikişlerin nasıl oldu?" diye konuyu değiştirdi. "Ağrın var mı?"

Dün geceki telefondan sonra fiziki acımın anında kesilmesi psikolojik miydi kendimi kandırmam mı anlamamıştım ama ağrı falan hissetmiyordum.

"İyiyim merak etme."

Hala kafamda morluk ve kaşımda dikiş varken randevuya çıkacak olmamızı aklıma getirmemeye çalışıyordum. Makyajın gücüne güvenip, akşama hazırlanacaktım.

"E tabi benimki de soru." Sesi alaylı mıydı? "Sen iyi olmayacaksın da ben mi iyi olacağım?"

Bir de bu vardı. Sabah telefonum çalmış ve Firuze büyük bir heyecanla Cihan'la akşam yemeğine çıkacağımı söylemişti. Bunu ona ben demediğim için nereden öğrendiğini anlayamamış, bir süre boş boş duvara bakmıştım. Sonra akıl edip nereden duyduğunu sorduğumda Cihan'ın onu aradığını ve sağlık takibimi yapmasını istediğini öncesinde de dışarı çıkmamın sorun olup olmayacağını sorduğunu anlatmıştı. Nedenini kurcaladığında da akşam yemeği planının öğrendiğini söylemişti.

IŞIKLAR TEPESİWhere stories live. Discover now