Bölüm 10~

324 58 46
                                    


Benim zihnim bir mezarlıktı.

Devrim~

Bazen zaman durdu sanardık ya hani, yavaş yavaş geçerdi zaman. Hatta geçmezdi bile, işte tam o andaydım. Sanki gökte uçan kuş bile çok yavaş hareket ediyordu beni sınamak ister gibi.

Notta okuduğum not nefesimi kesmişti. Uzun uzun kağıdı incelerken kafamda yüzlerce soru vardı. Eski ve oldukça küçük kağıt parçasının kenarları çakmakla yakılmış gibiydi, eskimiş gibi bir hava verilmişti. Üstündeki el yazısı ise oldukça özenliydi.

Neden mesajla değil notla yazmıştı? Bu not odama kadar nasıl gelmişti? Neden kendi halinde çalışan bir kadını öldürmemi istiyordu? Neden elime elle tutulur bir kanıt vermişti? Amacı gerçekten bana görev vermek miydi, yoksa beni mi deniyordu?

Soruların ardı arkası kesilmezken kağıdı elimde hızla buruşturup yüzlerce parça olacak şekilde yırttım, tek bir harfi bile belli olmayan kağıt benim nefesimi kesmeye yetiyordu.

Aldığım koku ile kaşlarımı çatıp kağıda bakmaya devam ettim, o koku kağıttan mı geliyordu? Kağıdı burnuma yaklaştırıp kokladığım da kağıdın koktuğunu gördüm.

Kağıtta güzel bir koku vardı. Hindistan cevizi gibiydi, yada krema gibi. Veya vanilya falan da olabilirdi, kestiremiyordum. Tam çıkartamadığım koku ile kaşlarım çatılmıştı. Kağıdı atmak yerine diğer eşyalarımın yanına sakladım.

Gerginlikten avuç içlerimin terlediğini fark edince eşofmanıma sildim ellerimi. Derin bir nefes alırken gözlerimi sıkıca kapatıp açtım.

Evet insanları öldürüyordum. Fakat bu evde kalan, öz babam olduğunu söyleyen adamın parası ile geçinen bir kadını ne için öldürecektim ki?  Üstelik onun bir oğlu olduğunu duymuştum laf arasında.

Dudaklarımı birbirine bastırırken gergince odada bir oraya bir buraya gitmeye başladım. Pencerenin önünde durduğumda notta bahsettiği kadını görüp izlemeye başladım sessizce.

Kadın telefonda hararetli bir şekilde birileriyle konuşuyor, aynı zamanda da etrafı izliyordu. Gözlerimi kısarak dediklerini anlamaya çalıştım ama buradan imkansızdı. Odadan çıkıp hızlı adımlarla merdivenlerden inmeye başladım. Son katın merdivenini de yarılamıştım ki, Deniz beni durdurdu.

"Nereye böyle?" Diye sordu alayla. "Çık şuradan," Diyerek yanından geçeceğim sırada beni durdurdu. Sakin bakışlarımı ona çevirdim.

"Mazoşistsin sanırım, ama ben sadist değilim Deniz. Şimdi canını yakmamı istemiyorsan kaybol." Dememle kaşlarını kaldırdı. Alaylı şekilde yüzümü süzerek sırıttı.

"Yok ya? O bir kere olur kızım. Ayrıca benimle düzgün konuş, keserim o dilini." Demesiyle güldüm. "Eğer sen biraz daha konuşursan ben seninkini keseceğim. Ayrıca benim şakam yok, senin aksine." Dediğimde güldü. Elini kaldırıp gözüme sokarcasına salladığında bileğinde ki sargıya bakıp gözlerimi kıstım ve gülümsedim.

"Teşekkür etmene gerek yok." Dememle göz devirdi. "Ne için teşekkür edecekmişim?" Diye sormaya onun gibi sırıttım.

"Sayemde ailenin göz bebeği ben değilim, sensin. Ama unutma Deniz, o sargı çıkınca çok sevdiğin ilgi okları bana dönecek." Diyerek yanından geçip gittim. Arkamdan birkaç şey söylese de takmadan bahçeye çıktım, biraz daha oyalanırsam kaçırırdım!

Yüzümdeki gülümseme tamamen silinirken arka bahçeye gittim ve sessizce yakınında ki ağaca yaklaştım.

Fakat çok geçti, tam onları duyabileceğim yere gelmiştim ki cümlesi yarıda kesildi ve telefon yüzüne kapandı. Sinirle sessiz bir nefes verdim. Kadın öfkeyle dişlerini sıktı ve hızlı adımlarla içeriye adımladı.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Nov 12, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Kukla -Askıya AlındıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin