31. Bölüm [İntikam Yemini]

1.3K 159 11
                                    

Aris'i uykusundan uyandıran anahtarın delikte dönerken çıkarttığı şıngırtı oldu. Gözlerini hafifçe aralayıp baktığında gardiyan çoktan hücreye girmişti. Aris'i kolundan tutup tek hamlede ayağa kaldırdıktan sonra dışarı çıkarttı. Dün Aris'i krala teslim eden muhafız yine gelmiş, kenarda bekliyordu. İlk başta Aris, yine birileriyle kapışacağını sandı ancak muhafız konuşmaya başlayınca durumun bundan çok daha farklı olduğunu öğrendi.

"Baş Büyücü Hagmar sana eğitim verecek. Düş önüme."

Aris kendisine söyleneni yaptı ve muhafızın yönlendirmesiyle birlikte sarayın arka bahçesinde bulunan geniş bir alana çıktılar. Burası eskiden askerlerin talim yaptığı kısımdı. Daha sonra talim alanı başka bir yere taşınmış ve bu kısım terk edilmişti. Etrafta eskiden karargah olarak kullanılan küçük bir yapıyla yine eskiden askerlerin ihtiyacı olan her türlü teçhizatın tutulduğu bir başka yapı dışında kayda değer bir şey yoktu.

Büyücü, açıklığın ortasında dikilmiş Aris'i bekliyordu. Muhafız gelip Aris'i büyücüye teslim ettikten sonra biraz uzaklaşıp kenara geçti. Tedbir amaçlı nöbet tutacaktı. Gerçi saray oldukça sıkı korunuyordu ve bahçenin çeşitli noktalarında muhafızlar devriye geziyordu. Yani Aris'in kaçması imkansıza yakın bir durumdu. Yine de, bir büyücünün ne yapacağı belli olmazdı. Bu yüzden Kral Aldhamir çocuğun gözetim altında tutulmasını tembihlemişti.

Hagmar, Aris'in yüzündeki morluğun düne göre daha fena olduğunu görünce yüzü düştü. Dün olanlar yüzünden krala hala kızgındı ancak elinden bir şey gelmiyordu. Korktuğundan değildi. Tek endişesi kralı öfkelendirecek bir harekette bulunursa bunun bedelini Aris'e ödetebileceği gerçeğiydi. Büyücü kısa bir süredir Torgen Sarayı'ndaydı ancak Kral Aldhamir'in karakterini hemen çözmüştü. Bedel ödetmeyi seven, otoritesine düşkün biriydi.

Derin bir nefes alıp "Nasılsın?" diye sordu ancak Aris cevap vermedi. Büyücü bu duruma bozulmadı çünkü Kral Baldemar kendisini zindana tıktığında o da aynı şeyleri hissetmiş ve aynını yapmıştı. Aris'i çok iyi anlıyordu ancak Aris'in de onu anlamasını dilerdi.

"Pekala," dedi duruşunu dikleştirerek. Bu sırada Aris de ustasını inceliyordu. Daha önce fırsatı olmamıştı ancak şimdi baktığında ustasının ne kadar zayıflamış ve çökmüş olduğunu görünce kendini tuhaf hissetti. Ondan tam yedi ay boyunca haber alamamıştı. Bu süre zarfında ustasının ne yaptığını, nasıl kurtulduğunu ve nasıl Baş Büyücü makamına getirildiğini merak ediyordu. Yine de sormayacaktı.

"Kral, seni eğitmemi istiyor. Ben de bunun yerinde bir karar olduğunu düşünüyorum. Bugünden itibaren düzenli olarak büyü talimi yapacağız." İhtiyar büyücü konuşurken Aris dışarıdan bakıldığında hiç de dinliyor gibi görünmüyordu ancak aslında tüm dikkati ustasının sözlerindeydi. Ona kızgın ve daha da önemlisi kırgındı ancak hala saygı duyuyordu.

"Izavo ile mücadelende gayet başarılıydın ancak karşında Izavo değil de Kadim Lisan'ı kullanan biri olsaydı ördüğün Buz Kalkanı'nı anında yok ederdi." Derin bir nefes alıp devam etti. "Bugün kalkan büyüleri üzerine çalışacağız. Daha güçlü kalkanlar örmeni istiyorum. İlk olarak Yeşim Kalkanı'nı deneyeceğiz."

Büyücü, boştaki kolunu avuç içi karşıyı gösterecek şekilde uzatıp zihnini odakladı ve Kadim Lisan'dan birkaç söz mırıldandı. Hemen sonra, uçuk yeşil renkli bir kalkan büyücüyü çevreleyip içine aldı.

"Yeşim Kalkanı örmek daha fazla enerji gerektirir ancak enerjini kontrollü kullanırsan hiçbir zorluğu olmadığını görürsün." Aris sessizce dinlerken büyücü sözlerine devam etti. "Enerjini kontrollü kullanmak istiyorsan nefes alıp verişlerini daha önce çalıştığımız gibi doğru kullanmalısın. Ayrıca zihninde enerjini zayıflatabilecek olumsuz düşünceler de bulunmamalı. Yalnızca ördüğün kalkanı düşünmelisin."

BİR ZAMANLARIN KRALLIĞI: Bereket ÇağıWhere stories live. Discover now