Lütfen sondaki açıklamamı okuyun ^^
Yeşilin En Koyu Hali
Bölüm: 8- Dengelerin Allak Bullak Olması
Bir Hafta Sonra
Genç kadın, yüzünü elindeki mor renkli havlu ile kuruladı ve aynadaki solgun benzi ile göz göze geldi. Bir kar topu yüzüne inmiş gibiydi, yanakları çökmüş, gözlerinin canlılığı gitmişti. Havluyu yerine asarak banyodan ayrıldı.
Her ne kadar doktorun verdiği ilaçları düzenli olarak içse de mide bulantısı geçmiyordu. Bedeni de bu yüzden bitkindi. Artık bu durumdan bıkmış, usanmıştı. Ayakta durmaya bile takati kalmayan bedenini yatağın üzerine bıraktı ve hemen ardından da aklına gelenle birlikte yüzünü buruşturdu. Sofrayı toplamamıştı.
Emre, ara sıra ona ev işlerinde yardım ediyordu. Genç adamın söylemese bile kendisi hamile olduğu için bunları düşünmesi, içten içe onu mutlu ediyordu. Bu günleri ise oldukça yoğun olan genç adam, mutfağa gelip yemek yemeği bile unutuyordu. Onu düşünerek odasına yemek götüren genç kadın ise bu durumdan oldukça memnundu. Sevdiği adamla aynı havayı solumak, bir çiçek bahçesinde koşmanın hissi ile aynıydı gözünde.
Emre onu sevmiyor olabilirdi ama onu seven genç kadın, ona yakın olmak için elinden gelen her şeyi yapıyor, bütün sınırlarını zorluyordu.
Odasından ayrılıp aşağıya geçti. Kızı salonda, televizyon izliyordu. Günde bir saat ile sınırlı olan küçük kız da akıp geçen zamana inat bu anlarını büyük bir keyifle geçiriyordu. Öyle dalmıştı ki kapının önünde durarak kendisini izleyen annesini bile fark edememişti. Bir müddet daha onu izleyen genç kadın, işleri sebebiyle mutfağa geçti.
Duyduğu sesler yüzünden kaşlarını çatarak adımlarını hızlandırdı. Mutfaktan sesler geliyordu. Emre'den başka birisinin olamayacağını biliyordu ama beklemediği bu sesler, bir an için paniklemesine neden olmuştu.
Şaşkınlığı yüzüne bulaşmıştı. Genç adam, sona toplamak için bıraktığı sofrayı topluyordu. Özenle kalan yemekleri başka bir kaba aktarıyor, bulaşıkları ise makineye aynı özen ile yerleştiriyordu.
"Ben hallederdim," diyerek içeriye girdi. Kapıda dikilip ona yakalanmak istememişti. Genç adam, başını kaldırmadan, "Sorun değil, su almak için inmiştim. Görünce toplamak istedim," Derin'in bakışları, aynı hızla masada duran boş sürahiye kaydı. Onu eline aldı ve genç adama bir nevi bu şekilde yardım etmek istedi.
Doldurduğu sürahiyi aynı yerine koyunca genç adamın da işi bitmişti. Makinenin tuşlarına basarak ayarlamasını yaptı ve doğruldu. Genç kadının yaptığını gördü ve içindeki kıpırdamaya engel olamadı. Derin'in onu düşünerek hareket etmesi, ister istemez içinin kıpır kıpır olmasına neden oluyordu.
Düşünülmek, güzel hissettiriyordu.
"Teşekkür ederim," cevabını nezaketen verdi ve anında, coşkulu bir karşılığı aldı. "Rica ederim," genç kadın, onunla konuşurken sesinin tonuna ve tınısına engel olamamıştı zira onunla çok fazla konuştuğu söylenemezdi. Bir anlık boşluğunun bedeli, pişmanlıktı.
Genç adamın bu hareketini umursamaması, rahatlamayla beraber hayal kırıklığını da yaşatıyordu ona. Bunu alışmış, üzerinde dolanmayan yeşil gözlere küsmeyi bırakmıştı ama canını acısına bir çare bulamamıştı.
Mutfaktan çıkan Emre ile birlikte o da çıktı. Bir işi kalmadığı için kızının yanına gidip uzanacaktı. Doğru düzgün bir şeyler yiyemediği ya da yediğinde kustuğu için bedeni yeterli enerjiyi toparlayamıyordu. Bu da başının dönmesine, çok fazla ayakta duramamasına neden oluyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mavinin Yeşili (Anlaşmalı Evlilik)
General Fiction(İki kitap tek bir kitap içerisinde yer almaktadır. Ek olarak bir başka kitap paylaşmak yerine buradan devam ettim, keyifli okumalar dilerim ^^) Bir kelebek geçti üstlerinden sonra da aşkın tohumlarını kadının kalbine düşürdü. Kelebek anlaştı topra...