14.

217 28 4
                                    

Natasha bir işi çıkdığını söyleyip bizi yanlız bırakmıştı.

Kucağımdaki tepside olan çocuk kahvaltısına bön bön bakarken ama gerçekten çocuklar bile daha iyi kahvaltı yapıyordur, tepside peynir, zeytin, domates, salatalık ve bir tane de haşlanmış yumurta vardı, tabii meyve suyunu unutmıyalım. Normalde pek kahvaltı yapan birisi değilim, genelde benim kahvaltım sadece kahvedir ama bu tepside o bile yok. Göz ucuyla Steve'e bakdım, kitap okuyor bir yandanda çay içiyordu.

"Sen benim için izin almamışmıydın, ama yüzüme bile bakmıyorsun. Ve bana çocuk kahvaltısı getirmişsin, bir kahve bile yok, meyve suyu yerine süt getirseydin bari! "

Steve elindeki kitabı bırakmadan göz ucuyla bana, sonrada tepsiye bakdı ve kitabını okumaya geri döndü.

"Sağlığına dikkat etmelisin Tony, tepsideki çocuk kahvaltısı değil,sağlıklı bir kahvaltı. Süt almayı düşünmedim değil, ama biraz aşırıya kaçar diye meyve suyu aldım. Senin için izin aldım ve senin yanındayım, kahvaltını bitirince seninle ilgileneceğim,tamam mı? "

Steve'in teklifini biraz düşünür gibi yapdım ve iyi bir teklif olduğuna karar verdim.
"Anlaştık, ama yarında böyle bir kahvaltı getirirsen bu kadar uysal olmam önceden söyliyim. "

Steve gülümsedi ve başını salladı. Şimdi ise bu kahvaltıyı mideye indirmek vardı.

~~~

Tepsideki bütün her şeyi silip süpürdükden sonra yarım kalan meyve suyunu tek dikişte içip tepsiyle birlikde yatağın yanındaki komodinin üstüne bırakdım. Steve'e bakdığımda hala kitaba odaklı olduğunu gördüm, odada içi kitaplarla dolu bir dolap olduğu için kitabı nereden aldığını sorgulamıyacağım. Yatakdan kalkdım ve Steve'in tam önünde durdum.

"Birisi kahvaltı bitdikden sonra benimle ilgileneceğini söylemişdi. "

Steve hafif gülümsedi ve kitapda kaldığı yere ayraç yerleştirip bir kenara koydu, yerinden kalkdı ve tam karşıma gelip iki elini belime sarıp beni kendine çekdi, yüzünü yüzüme yakınlaşdırdı, oda o kadar sessizdiki kalp atışlarını duyuyordum. Steve gözümün içine bakıp fısıltıyla konuştu.
"O birisi ben olabilirmiyim? "

Bende gözlerinin içine bakıp aynı ses tonunda yanıtladım.
"Evet, olabilirsin. "

Son söylediğimden sonra gözleri dudağıma kaymıştı. Daha fazla dayanamayıp dudaklarına yapıştım, tabii karşılığını almam hiç uzun sürmedi. Yumuşak ve masum öpüşme yerini gittikçe sert ve şehvet dolu bir öpüşmeye bırakmıştı. Sargılı olmayan elimi Steve'in saçlarına çıkardım, onun elleri ise belimi okşuyordu. Steve alt dudağımı hafif ısırınca dili için yol istediğini anlamıştım, hafif ağzımı aralayıp kıvrak dilini ağzıma sokmasına izin verdim, dili resmen ağzımın içinde dans ederken beni yavaş bir şekilde yatağa yönlendirdi. Dudaklarımız birbirinden ayrılmadan beni yumuşakca yatağa yatırdı ve kendiside bacaklarımın arasında yerini aldı. Dudağımdan aşağı doğru yol çizerek yavaş yavaş boynuma yöneldi, önce öpüyor sonra ise emip ısırıyor ve iz bırakıyordu. Bu kadar yavaş ilerlemesine dayanamayıp ani bir haraketle onu altıma aldım ve tam erkekliğinin üstüne oturdum. Bu ani hereketimle kısık bir sesle inlemişti, üzerine eğildim ve dudaklarına yapıştım, hafif bir şekilde kalçamı erkekliğine bastırdım ağzımın içine kısık bir şekilde inledi, sertleşmiş erkekliğini hissedebiliyordum.

Tam gömleğinin son düğmesini acmışdımki odaya birden dalan kızıl bir kadınla ikimizinde bakışları kapıyı bulmuştu.
"Tony bi- Aman Tanrım. "

Natasha'ya bakıp göz devirdim, şuan Steve'e bakmasam bile domatese döndüğüne emindim.
"Ciddi misin Nat, şimdimi, hayallerimi yıkdın! "

Steve beni kucağından nazik bir şekilde indirdi ve yatakdan kalkıp düğmelerini iliklemeye başladı. Ben ise Natasha'ya kızgın bir şekilde bakıyordum. Nat'de bana bakdı ve sonunda ilk başta söylemesi gereken şeyi söyledi.

"Ah, ben gidiyimde işinize devam edin."

Steve üzerini düzeltip tam Nat çıkıcakken onu durdurdu.

"Benim bir işim var, siz rahat rahat konuşun."

Steve'in bu söylediğine ağzım açık bir şekilde bakdım ve arkasından bağırdım.
"Senin tek işin burada ve yarım bırakıp gidiyorsun! "

Nat pişmanlık duygusuyla bana bakıyordu.
"Hiç bana öyle bakma, hayallerimin tam oratasına etdin, çok yakındım. "

"Hadi ama Tony, nereden bilebilirdim şey yapdığınızı, pencereleride kapatmışsın."

"Ha birde açıcakdım gelen geçen izlesin diye öyle mi?!"

"Hah, iyi üzgünüm."

"Umarım bu anı bozacak kadar önemli bir şeydir. "


Ramazan ramazan yazdığım bölüme bak, inş çarpılmam.

~Distance Love ~ ୧Stony୨Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin