BÖLÜM-6: AİLE

198 17 3
                                    


Demek bugün yeni bir hikayeye başlıyorsun. Dilerim bunun sonu bizimkinden mutlu olsun

(Kimlerden duydun bilmem bu anlamsız hikâyeyi, başlangıcı olmayan bir şeyin sonu da olmaz ki)

Şarkınız falan olacak. Yeni bir diziye başlanacak.

(Şarkımız falan yok. Dizileri de hiç sevmedim.)

Neyse seni çok seviyormuş ne tatlı, ona da her şeyim demişsin bana ne kaldı.

(Neyse kabullenmişsin duyduklarını, benim her şeyim sendin şimdi bize ne kaldı?)

Sen ona aşıksın...

(Ben sana aşıktım...)

"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"... Ve şair hiçbir zaman mutlu sonla bitten bir şiire dokunmayacak." Sessizliğe bürünen adama kaşlarımı çatıp eğilerek gözlerine bakınca gülümsedi.

"Bu kadar mı?" diye sordum. Tek kaşını kaldırırken hâlâ sırıtıyor oluşu komik olmuştu ama gülmemeliydim.

"Evet. Bitti." Dudaklarımı büzünce gözlerimin dolmasına engel olamadım.

"Ama mutlu son olmadı," dediğimde başını dizlerime iyice konumlandırıp rahat bir şekilde yıldızlarla dolu gökyüzüne bakarak konuşmaya devam etti.

"Her zaman mutlu sonu bekleme güzel gözlüm. Hem..." dedikten sonra susup elimi tutarak saçlarına götürdü.

"Elini saçlarımdan çekme. Bir parçam eksik gibi," dediğinde kıkırdamıştım. Dizlerimde uzanmış, okuduğu kitabın final kısmını da bitirerek huzurla gökyüzüne bakıyordu.

"Duru?" uzun sayılmayacak bir sürenin ardından adımı dudaklarından nida etmesiyle tekrardan ona baktım. Düşünceli duruyordu. Bir şeyler söylemek istermiş gibi kendini zorluyordu.

"Belki şu an beni bu balkondan aşağı atabilirsin ama hiç geciktirmeyelim bence," dediğinde kaşlarımı tekrardan çattım. Başını dizlerimden kaldırıp dişlerini gösterecek derecede sırıtırken cümlesini devam ettirdi.

"Neyi geciktirmeyelim?"

"Hani böyle sabah uyandığında yanında gülünce gözleri kısılan, doya doya bakmak isteyeceğin bir gülümseme istersin. Kavga ettiğinde o gülümsemeyi görmek için haklı da olsan haksız da olsan yanağından bir kere öpünce o tatlı tebessümü görmek istersin ya ondan diyorum," dediğinde anlamsız kelimelerinin üstüne bir de bir türlü özgüvenli olamayışı gülmeme sebep oluyordu.

"Kızım gülmesene bir şey söylemeye çalışıyorum burada."

"Tamam da hiçbir şey anlamıyorum. Direk söyle işte. Ne lafı dolandırıyorsun?" Tek kaşını kaldırdı. Bunu nedense ani bir özgüven patlaması içine girmeden önce yapardı. Boğazını temizledi.

İNTİKAM ATEŞİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin