ECEM ALLAH BELANİ VERSİN BAK LAN SUNA YETERİNCE HAYALET OKUYUCU VAR Bİ DE SEN BAKMAMAZLİK YAPMA _____________________
SONUNDA ŞU GERİZEKALILAR (habes maymunu kardeslerim) İLE UĞRAŞMAKTAN KAPININ ZİLİNİ DUYMUŞTUM. En son çare olarak gidip Hyunjin'i odama kilitlemiştim ve Lix'i ise şef olarak mutfağa koymuştum. Kapıyı açınca karşımda biraz daha baksam öleceğim güzellikte bir Jisung duruyordu. Bir dakika, beli nerede bu çocuğun?
J: Şey ben biraz kapıda kal-
M: LAN, yani pardon tabi gel içeri.
Kıkırdayıp ayakkabılarını çıkarıp içeri geldi. Şu anda kalp krizi geçiriyorum desem yeridir. ( ecem sağol bana red lights cekimini atıp kalp krizi yasattigin icin) Altında siyah bir kot ve üstünde ise kot pantolonuna sıkıştırmış olduğu siyan bir t-shirt vardı. Cidden beli yokmuydu bu çocuğun, yoksa beni delirtmek için mi böyle yapıyordu. Şahsen hislerimi gizli tuttuğumu düşünüyorum yani yer çatlasa ben söylemeden anlamaz.
M: Eeee nasılsın Jisung?
J: İyiyim a-Minho sen?
M: Bende iyiyim. Şey ben eve davet ettim ama bildiğim çok güzel bir yer ve hava da çok güzel. Bir kaç atıştırmalık alıp oraya gidelimMİ?
J: Tabi neden olmasın.
M: Süper o zaman ben mutfaktan alıp geliyorum.
J: Bekliyorum.
Hemen mutfağa ışınlanmış ve elime geçen poşet ile ne varsa doldurmuştum. İçeride hayatımın aşkı duruyor lütfen anlayın acele ediyorum istemesemde.
M: Geldimm, hadi çıkalım.
J: Tamam hadi.
M: Bir dakika, FELİX HYUNJİN'İ KİLİTLEDİĞİM ODADAN ÇIKARIRSIN!
F: Tamam Hyung hadi gidin artık. Bir dakika siz daha film-
M: BİZDE GİDİYORDUK.
J: Evet h-hadi çıkalım artık.
Evden çıkınca kapıyı kilitleme gereği duymadan arabaya gitmeye başlamıştık. Arabaya adımlar kaldı kalmasına, LAN SEUNGMİN İLE CHAN ARABAMDA DURUYOR!
M: Ulan skcem böyle işi.
J: Ne oldu Minho? Bir sorun mu var?
M: Sorun denemez ama arabanın içindeki birinin kucağında yatan kişiyi görüyor musun? He o bizi satan kişi yani Seungmin. Seungmin'in yattığı kucağın sahibi ise bizi satma sebebi olan biricik sevgilisi Chan.
En sonunda ikimizde ön koltuklara bindiğimizde ben sürücü koltuğuna oturmuş, Jisung ise yanıma oturmuştu. Arkada ise Chanmin uyuyordu. Arabaya nasıl girdiklerini sorgulamadan arabanın anahtarını arabayı çalıştırmak için arabanın anahtar giriş yerine soktum. (hayatimda bu kadar karisik cümle gormedim)
En sonunda vardığımız da ChanMin hala uyanmamıştı. Seungmin iyice Chan'ın boynuna gömülmüştü ve Chan ise ölü gibi duruyordu. Onları uyandırmadan arabadan çıktığımızda sahil kenarı çok hoş duruyordu. İkimizde sahil kenarına geçip Hyunjin'in milyonlarını verdiği şezlonglara oturmuştuk. Aradan bir kaç dakika sonra şezlongtan kalkıp denize doğru yürüdüğüm de Jisung'ta , pardon birkaç saniye sonra dudaklarına yapışacağım kişi de yanıma gelmişti.
M: Sana bir şey söyleyebilir miyim Jisungie?
J: Tabi söyle.
Derince nefes aldım ve devam ettim: M: Seni seviyorum Jisungie, ve her zaman seveceğim. Diyip dudaklarına kapanmıştım. Hiç bir şekilde dudaklarıma hareket ettirmiyor, onu bekliyordum. Ben tam umutsuz bir şekilde geri çekilecekken Jisung beni belimden tutup çekmiş ve beni öpmeye başlamıştı.
Anın şokuyla bi iki saniye donduktan sonra gerçekliğe dönüp ben de ona karşılık vermeye başladım. Elin refkeks olarak Jisung'un omzuna gittiğinde güneş batmak üzereydi ve tamda üstümüze gölge yapıyordu.
O zaman, tam da o zaman bu an hiç bir zaman bitmesin istedim. Zaman donsun, ikimizde böyle donup kalalım istemiştim. Uzaktan elleri Seungmin'in belinde olan Chanmin ikilisinin bu anı çekip ölümsüzlüştürdüğünü bilmeden...
________________
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
cok aceleye geldi yoksa daha cok semesung moment yazip seme chan moment verecektim
