1 - Rahatla Jeon

24.7K 2.1K 2.9K
                                    

Haiii ben geldiiim. Nihayet yorum şeysi düzelmiş herhalde watty arızası, tekrar deniyorum. Umarım düzelmiştirrr.

Bu fic için inanılmaz heyecanlıyım, Jungkook'un Calvin Klein çekimleri bizi gebertti gebertti hıağğğ.

Yazım yanlışlarım varsa affoluna, keyifli okumalar dilerim lokumlarım! Xx

++++++

"Bay Hwang, Calvin Klein için bu zamana kadar hiçbir şirketin yapmayacağı kadar yatırımda bulunacağım. Fakat, manken Jeon Jungkook'tan Kim Holding'e özel defile istiyorum."

Teklifi duyunca patronumun gözleri faltaşı gibi açıldı. Bense afallayıp kaldım, tecrübeli bir manken değildim. Elemelerden yeni geçmiştim ve markanın en salaş, oversize parçalarından yalnızca birini giymiş ve kapanışta yalnızca bir tur dönmüştüm.

Buna rağmen onca mankenin içinden beni fark etmesi ve bu teklifi sunması beni şoka uğratmıştı.

 "Gözde mankenlerimizin hepsiyle ortak bir çalışmaya varmamız mümkün elbette Bay Kim." dedi itiraz ederek. Ah elbette bu iş için beni yeterli bulmayacak, uygun görmeyecekti... Çünkü ben patronun gözünde çaylaktım. "Yatırım konusunda anlaşabilirsek-"

Bay Kim, elini havaya kaldırıp susması için işaret verdiğinde Bay Hwang sözlerinin devamını yutmak zorunda kaldı.

"Jeon Jungkook'tan istiyorum dedim, laflarımın ikilettirilmesinden hoşlanmam Bay Hwang, beni iyi tanırsınız."

Ağzım bir karış aralanırken, kalbim heyecandan gümbürdedi. Gerçekten de fikri sabitti. Patronun onu caydırabileceğini düşünüyordum, çok umutlanmasam benim için iyi olacaktı. Ben baş manken değildim. Özel defileye beni çıkarmazdı ki...

"Bay Kim anlıyorum, sizi iyi tanıyorum. Ama Jeon Jungkook yeni aramıza katılan mankenimiz, henüz o kadar deneyimli değil. Özel tasarımlar için defile yapamaz-"

"Yapabilirim." diye araya girdiğimde, ikisinin de bakışları üzerime çevrildi.  Bunun için fırça yiyeceğime emindim, ama bu fırsat ayağıma kadar gelmişken isteksiz görünemez, elimin tersiyle itemezdim.

Beni dikkatle izleyen Bay Kim'in dudakları beğeniyle bükülürken, elleri ceplerinde başını ağır ağır olumlu anlamda salladı.

"Duydunuz Bay Hwang, yapabilirmiş. Yenilere fırsat tanımak gerekir, bunu iyi biliyor olmalısınız." Köşede durmaya son verip Bay Hwang'ın yanına ilerlerken konuştu. Son cümlesinde, sesine yansıyan o iğneleyici tınıyı ben bile iliklerime kadar hissettim. Siktir...

Tam yanına geldiğinde tek elini pantolonunun cebinden çıkartıp Bay Hwang'ın sırtına pat pat vurdu. "Yatırım için dudağını uçuklatacak bir rakam belirlediğim zaman sekreterim iletecektir."

Omzuna çarparak yanından geçerken kapıya yönelmek yerine bana doğru ilerlemeye başladığında heyecandan avuç içlerim kaşındı.

Gözlerimde oyalanan bakışları eşliğinde, aceleci olmayan adımları onu önüme ulaştırdı. Tek elini cebinde sabit tutmaya devam ederken, diğer eli önüme doğru uzandı.

Bakışlarım, onun çakmak gibi parlayan keskin gözlerinden saparak önüme uzattığı ince, uzun ve kemikli parmaklarına kaydı.

"Kim Holding'lerin ceosu, Kim Taehyung." dedi otoriter bir sesle. Mizacı katıydı, yüz hatları keskindi, bakışları ise deliciydi. Çoğul konuşmuştu, holdingler demişti, kaç şirketi vardı? Woah... Ciddi anlamda zengin, ünlü ve prestij sahibi iş adamı olmalıydı.

"Merhaba... Ben-" diye başlamıştım ki, ifadesiz görünen yüzü, ufak bir gülümsemeyle aydınlandı. Gülüşünü görünce duraksamış ve tükürüğümü yutmuş gibi öksürmeye başlamıştım.

          

Başımı çevirip omzuma doğru öksürürken kolumu ağzıma siper ettim. "Jeon Jungkook." diye benim yerime tamamladı derin sesi.

Yutkunup yanan boğazımı göz ardı ederek gülümseyip başımı olumlu anlamda salladım. O esnada kolumu indirdim ve hâlâ önümde tutarken hafifçe oynattığı parmaklarını yakaladım.

"Memnun oldum Bay Kim." diye mırıldandım piercingime dil atarak düzeltirken, ceketim sanki kolumun arasından kayıp düşecekmiş gibi sıkı sıkı göğsüme yasladım.

Parmaklarımdan tutarak beni kendine doğru hafifçe çekti ve kulağıma eğildi. "Podyumda gördüğüm kadarıyla çuval giysen yakışacağını düşündüğüm bir fiziğin var."

Kulağıma ılık solukları eşliğinde fısıltısını bıraktığında hem heyecan, hem de sevinç tohumları yeşerdi içimde. "Son turda çıktım ama beni tam gördünüz mü?" diye merakımı bastıramayıp sordum.

Başını geri çekmiş ve omuzlarını hafifçe esnetir gibi hareket ettirirken, elleri pantolonunun cebinde oyalanmaya devam etti. "Tam çıkmak için ayağa kalktığım sırada gördüm seni. Tam karşındaydım, çok iddialı yürüyordun ve hiçte çaylak gibi görünmüyordun, özgüvenin dikkatimi çekti."

Gitmek üzereyken beni görüp çıkmamış mıydı? Aman Tanrım... Tabii ya, bu yüzden şirketi için beni seçmişti. İlk kez özel defileye çıkacaktım ve bu muhteşemdi!

"Beni seçtiğiniz için teşekkür ederim Bay Kim." diye cıvıldadığımda, sesime yansıyan mutluluğum onu gülümsetti. "Sıkı çalış Jeon, çok sıkı çalış." diyerek bana göz kırptı ve zemine vuran ayakkabılarının tok adım sesleri eşliğinde odadan çıktı.

"İyi günler Bay Kim." Patronumun sesini duyunca arkasından onu izlerken dalıp gittiğimi fark edip hızla toparlandım. "İyi günler Bay Kim." diye bağırdım ben de arkasından.

"Neden baş modellerimiz dururken seni seçti anlayamıyorum..." dedi sitem dolu sesiyle, odada volta atarken. Aklar düşen saçlarını geriye doğru itekledi ve bana doğru döndü. "Sendeki ışığı ben de gördüm. Yoksa Calvin Klein mankenleri arasına seni seçmez, o defileye çıkarmazdım."

"Çok sıkı çalışacağım, söz veriyorum Bay Hwang." Ellerini birbirine çarpıp ofladı. "Eğer Bay Kim'i devamlı olarak bağlarsak satışlarımız asla düşmez. Adamın yurtdışında da bir sürü şirketi var ve inanılmaz prestije sahip."

-

1 hafta sonra|

Evimin kapısı önünden özel bir araç gelmiş ve beni Bay Kim'in holdingine getirmişti.

Şirketin kapısı önünde telaşlı bir şekilde patronumu aramıştım.

Heyecandan ve gerginlikten ellerim titriyordu.

"Bay Hwang, kıyafetler..."

"Bay Kim'in çalışanlarından biri gelip aldı birkaç saat önce. Sakin ol Jungkook." dediğinde derin derin nefes çektim içime.

"Kombinlerin hepsi hazır, pratik yaptığımız gibi. Kıyafetleri ters giymeye kalkma sakın. Bak bu iş olumlu sonuçlanırsa marka elçisi olabilirsin. Hatta belki Bay Kim şirketinin yüzü olarak seni seçer. Bu yüzden onu memnun et, kap bu işi."

Gergince yutkunup başımı sanki beni görebilecekmiş gibi delicesine salladım. "Siz neredesiniz Bay Hwang?"

"Ben gelemiyorum maalesef Jungkook. Çok önemli bir toplantım çıktı ve erteleyemediğim kadar önemli. Bu iş sen de. Şimdi kapatmam gerek." dediğinde ağzım bir karış aralandı. "Ama Bay Hwang ben ya hata yapar-"

Telefonun hat sesi kulaklarımda uğuldarken oflayarak telefonumu cebime tıkıştırdım ve terleyen ellerimi pantolonuma sildim.

"Tamam, bir şey yok. Sakin ol Jungkook. Kıyafetleri giyip yürüyeceksin." diye homurdandım kendi kendimi telkin etmek istercesine.

COME CLOSER • TAEKOOK ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin