👣 Bölüm 13 🐾

91 15 9
                                    

{+}{+}{+}

"Adrien, nereye gidiyoruz?" diye sordu Marinette. Şu anda sarışının sırtına biniyordu.. Göz bağı, onun yer dışında herhangi bir şeyi görmesini engellemişti.

"Prenses, sürpriz olduğunu dediğimi niye anlamıyorsun?" sarışın, kız arkadaşına cevap verdi. Mavinette kafasını boynunun girintisine soktu ve dudaklarını büzdü, sonra içini çekerek Adrien'ın derisini gıdıkladı.

Marinette gülümseyerek, "Sanırım haklısın," dedi. Adrien onun cevabına kıkırdadı ve sonra durdu, sırtındaki gencin sürprizin ne olduğuyla heyecandan titremesine neden oldu.

"Pekala, geldik," dedi model, Marinette'i yere indirerek. Onu mekana yönlendirdi ve ardından gözlerini bağlayan bağı açarak parkta, bir ağacın altına kurulmuş küçük pikniği ortaya çıkardı.

Marinette'in dili tutulmuştu.

"Beğendin mi? Oh, muhtemelen pikniklerden nefret ediyorsundur! Merak etme ben...-"

"Bayıldım!" Marinette onun sözünü kesti, gözleri parladı yanaklarını ısıtan bir kızarıklıkla. Adrien kıza sırıtmadan önce afallamıştı.

"Bütün bunları tek başına mı yaptın?" diye sordu.

Adrien battaniyenin üzerine oturdu ve yanındaki boş yere vurdu. "Evet," dedi gururla, "Bir şövalye prensesine hizmet etmek için sınırlarını zorlar." Marinette gözlerini devirdi ve piknik sepetini karıştırmaya başlayan erkek arkadaşının yanına oturdu.

"Ne tür bir sandviç sevdiğini bilmiyorum, bu yüzden senin için sorun olmazsa fıstık ezmesi ve jöle getirdim. İstemezsen, sana başka bir şey alabilirim-"

"Adrien," Marinette sarışının lafını kesti,

"Bunlar mrrrkemmel." Marinette, sandviçi içinde bulunduğu çantadan çıkarırken Adrien'ın ağzı açık kaldı ve kızardı. Adrien şaşkınlığından sıyrıldı ve sırıtmadan önce kızarması biraz soldu.

"Leydim, az önce bir kelime oyunu mu yaptın- daha da önemlisi, bir kedi oyunu mu yaptın?" Adrien çapkın bir şekilde mırladı.

"Evet," diye cevapladı Marinette, sandviçten bir ısırık alarak. Hiçbir şey yokmuş gibi, başından savmış gibi görünebilirdi ama aslında içten içe çıldırıyordu. Adrien kıkırdadı, Marinette'in yanaklarının onu daha sevimli gösteren pembe bir kırmızıya bulandığını gördü.

Fırıncının kızı, "Tam bir salaksın," diye ekledi, modelin koluna yumruk atarak. Adrien, "Doğrudur, ben senin salağınım!" diye yanıt verirken gülmeye devam etti.

Marinette gözlerini devirdi ve sarışına gülümsedi. Adrien, Mavinette'in yanağını gagalamaya başladığı zaman Marinette gülmekle meşguldü. Hemen gülmeyi bıraktı ve ağzı açık kaldı, koyu kırmızı bir şekilde kızardı. Kocaman gözleri gülen Marinette'e baktı.

Marinette işaret parmağını ona doğrulttu ve kahkahalar arasında, "Yüz..yüzüne bak!" dedi.

Adrien gözlerini kırpıştırdı ve yanağının kızarıklığını biraz utanmış bir pembeye çevirdi. Yine de yanındaki güzele tepeden bakarken dudaklarından yumuşak bir gülümseme eksik olmamıştı. Adrien'ın sevdiği birinin yanında olmaktan başka tercih edeceği bir yer yoktu.

"Güldüğünde çok miyav oluyorsun, Prrr-enses," dedi içtenlikle.
('You're mew-tiful when you laugh' diyor. Güzel oluyorsun demek istiyor ancak ben miyav oluyorsun yazdım daha iyi fikriniz varsa değiştirebilirim)

Marinette kahkahasını bastırdı ve iki kedi şakasını duyduktan sonra iç çekti.
Başını onun göğsüne yasladı ve kollarını onun omuzlarında birleştirdi. Adrien alışkanlıkla kollarını onun sırtına doladı.

Marinette onun kollarında gevşedi ve gülümsedi, gözleri Adrien ile geçirdiği zamanın tadını çıkarırken kapandı.

"Seni seviyorum," diye fısıldadı Adrien. Marinette'in gözleri açıldı ve yüzünü koca bir kızarıklık kapladı. Sıcak bir şekilde gülümsedi ve Adrien'ın yeşil gözleriyle buluşmak için başını kaldırdı.

"Ben...ben de seni-ben de seni seviyorum," diye kekeledi ve sesi saçma çıktıktan sonra inledi. Adrien'ın göğsünde, kızın kekelemesiyle bir şeyler düğümlendi.

Kıza eğilip dudaklarından öpmeden önce Marinette gözlerini devirmişti.

Ayrılan ikili daha sonra parktan çıkıp fırına geri dönmeye karar verdi.

Tikki ve Fu çok uzakta olmayan bir bankta oturdular ve çiftin parktan ayrılmasını izlediler.

"Siz ikiniz beni tiksindiriyorsunuz," diye hırladı Plagg, cadı ve büyücüye doğru yürürken.

"Harika iş çıkardın Plagg. Al, bunu hak ettin," dedi Tikki, Camembert'in ortaya çıkmasını sağlamadan önce burnunu tıkayarak. Onu bir ısırıkta yakalayan Plagg'a fırlattı. Tikki kara kediyi kucağına aldı ve onu susturdu.

Plagg'in sırtını ve başının üstünü kaşımaya başlarken Plagg mırıldandı. Fu banktan kalktı ve kollarını arkasında kavuşturdu.

"Ship Listesindeki bir sonraki çiftin zamanı geldi," parmağını şıklatarak, Noel Baba'nın yaramaz ve güzel listesini utandırabilecek şekilde bir kağıt ortaya çıkarttı.

"Birbirleri için yaratıldıklarını anlayamayacak kadar kör olan bir sonraki çift kim?" dedi Tikki, Plagg'ın çenesinin altını kaşıyarak. Eski sihirbaz, iki isimde durmadan önce listeyi taradı.

Fu yaramazca sırıttı ve ardından Plagg ve Tikki'ye baktı. Cadı şaşkınlıkla tek kaşını kaldırdı.

"Ne?" Diye sordu.

"Yakında öğreneceksin," diye yanıtladı ve arkasını dönüp uzaklaştı. Listeye dönüp yazdığı iki isme baktı.

Tikki ve Plagg.

{+}{+}{+}

Aw, güzel bitti tabiki. ÜSTELİK kitabın devamı olan Plagg ve Tikki'nin one-shot kitabını çevirdim hemen profile koşun 🏃🏻‍♀️🏃🏻‍♀️

Okuduğunuz için teşekkür ederim. Çevirilmesi diğer bölümlere göre zordu :/ Biraz ekledim biraz çıkardım.

Eminim kusurlarım olmuştur. Yanlışlara bakmadan bazen yayınlıyorum dönüp tekrar bakarım.

İstediğiniz bir İngilizce kitap olursa çevirmekten zevk alırım. Üstelik bir bxb smut kitaptan bir mucize kitabı daha çeviririm belki. İlginizi çekerse bildirimlerden zaten takip edersiniz °~°

Diğer mucize çeviri kitaplarıma ve bxb çevirilerine de göz atar mısınız? ᕦ⁠(⁠ò⁠_⁠ó⁠ˇ⁠)⁠ᕤ


and, I'm thank you again for let me translate the book. lot's of love 19RaeNegade <33

🐱👣Başka eserlerde görüşürüz 👱🏻🐾

Kedi Zilindeki Lanet [The Cat Bell Curse Tr] ✓Where stories live. Discover now