👣 Bölüm 2 🐾

119 17 1
                                    

{+}{+}{+}

Adrien sığınacak bir karton kutu bulduğunda iliklerine kadar sırılsıklam olmuştu. Ara sıra gök gürültüsüyle birlikte yağmur yağmaya devam ederken kutunun içine oturdu.

Bir zamanlar boş bir evde yaşayan ve şimdi kelimenin tam anlamıyla sokaklarda başıboş yaşayan yürüyen bir uğursuzluk gibi hissetti. Yaptığı her şey, neden olduğu herhangi bir hata insanları her zaman hayal kırıklığına uğratmış gibiydi.

Asla yeterince iyi değildi, kusurları olduğu için uzun zaman önce öğrendiği bir dersti. Babasının gözünde Adrien yürüyen bir kusurdu ve onun istediği mükemmel model çocuk değildi.

Şimdi nereye geldiğine bir bak, aşkı bulamadığı takdirde sonsuza dek kedi olmaya lanetlenmişti, bu onun uzaktan bile bilmediği bir şeydi. Aşkta gördüğü tek şey zayıflık ve acıydı. Öyleyse neden o Tikki cadısı onu aramasını istesin ki?

Ne kadar acınası olduğunu kanıtlamak için başka bir hata yapabilir mi acaba? Ona kötü bir şaka bile yapmamıştı. Sırılsıklam olmuş ve kuyruğu hafif kanayan bir karton kutunun içinde oturuyordu.

Keşke şansı değişse. Ironik bir şekilde onun simgesiydi, kara kedi yani. Hayatı boyunca olduğu gibi isminin de şanssız olması gerekiyordu.

Yağmur biraz hafiflemeye başladı, bu yüzden Adrien iç karartıcı düşüncelerini bırakıp yoluna devam etmeye karar verdi. Çok geçmeden yine öfkesi artmaya başladı. Yeşil gözler, yenilgiyle başını eğmeden önce yukarıdaki fırtınaya baktı.

Adrien'ın kedi kulakları seğirdi ve arkadan gelen ayak sesleriyle başını kaldırdı. Yoldan geçen birkaç araba dışında sokaklar neredeyse boştu. Aklı başında kimin dışarıda olacağını merak etti.

Yağmur durdu ve yerini yere düşen damlaların sesi aldı. Adrien döndü ve aşağıda şemsiyeli bir kızın onu izlediğini gördü.

"Seni zavallı kedicik. Böyle havada ne yapıyorsun? Kayıp mı oldun?" Kız yakasını fark ederek sordu. Eğildi ve muhtemelen bir tür adres arayarak zili inceledi. Adrien sadece alaycı bir şekilde cevap vermek için miyavlayabildi ama bu kızı hiç şaşırtmışa benzemiyordu.

"Hadi gel. Seni eve götürüp kurulayayım. Hazır gelmişken sana biraz yiyecek ve su getirebiliriz," dedi Mavinette kediyi alırken. Adrien, o yemekten bahsedene kadar onun ne kadar aç olduğunu fark etmemişti.

Şimdi düşününce, kahvaltıyı ve öğle yemeğini kaçırdı, neredeyse akşam yemeği vaktiydi. Özellikle midesi biraz guruldadığında gerçekten acıkmıştı. Kedi olduğu gerçeği olmasaydı, utançtan kızarırdı.

Kız kaldırımda yürürken düşünceli bir şekilde mırıldandı. Adrien, bu kızın ne düşündüğünü merak ederek tek kaşını kaldırdı.

"Sana Kara Kedi dememde bir sakınca var mı? Kısaca Kedi," diye sordu kız. Bu, çocuğun adını duyunca ilgisini biraz artırdı.

(Chat Noir diyor. Kısaca Chat diyor ama Kara demesini istemedim)

Kara Kedi, en sevdiği anime şovlarından biri olan Mucize Uğur Böceği'nde kurgusal bir karakterdi. Bu kız onu izliyor mu ya da böyle bir isim düşünecek bir şey mi var? Bu onun için bir muammaydı ama bu konuda bir seçeneği olduğundan pek yakınmıyordu.

"Elbette, o kadar da kötü bir isim değil sanırım. Daha kötüsü olabilirdi, başka seçeneğim olmadığından değil,"

İçini çekti Adrien, aklına gelebilecek daha kötü isimleri düşünerek. Yine de Mavinette'in duyabildiği tek şey onun miyavlamalarıydı.

Kedi Zilindeki Lanet [The Cat Bell Curse Tr] ✓Tahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon