Cumali Çukur'da

187 16 32
                                    

Mrb

Çok özlediniz gibi hissettim bu kurguyu, o yüzden buradayım 🥸 Benim bebelerim ister de ben yazmaz mıyım? Neyse tamam, yine aklımda bölüm hakkında zerrrre bir şey yok full doğaçlama gelişecek. Yazım hatası falan olursa şey etmeyin yeni kalktım çünkü. Bu arada, ben öyle planlayıp bir şeyler yapamam, yazdığım her şey doğaçlama oluyor ama bence böyle daha eğlenceli.

Medya ekleyemedim siz arkadan açarsınız.

Medya: Anam Babam - Kadr

Neyse iyi okumalar sizi seviyomm <33

Yazarın anlatımıyla | Koçovalıların Evi

"Sultan Hanım!" Cumali'nin bağırışı üzerine Sultan, şokla aralanan gözleriyle oğlanı süzdü. Gözlerinden ister istemez birkaç yaş düşmüştü. Oğlan, annesinin gözyaşlarını umursamadı. Ne kadar özlemiş olsa da öfkesi özleminin önüne geçiyor, özlemini unutmasını sağlıyordu. Öyle kızgındı ki annesine, babasına. Resmen bir kardeşi vardı ve şu an kayıptı! "Oğlum!" Sultan hızla Cumali'ye sarılmak için merdivenlerden inerken Cumali bir iki adım gerileyip, "Şşhh," dedi. "Buraya sizin için gelmedim, Sultan Hanım."

Kadının gözlerinden birer yaş daha düştüğünde neredeyse bütün Koçovalılar evin kapısına toplanmış, şaşkınlıkla oğlanla annesini izliyorlardı. İdris kapıdakilere "Çekilin." deyip aşağı indiğinde karanlıkta bile ayırt edebilmişti gözlerinin kesiştiği öfke dolu gözleri. Bu, oğlu Cumali'den başkası değildi. O kadar uzun süredir görmüyordu ki oğlunu. "Vaay," diye mırıldandı Cumali. "Siz tatlı uykunuza devam edin İdris Bey, benim işim sizinle değil."

İdris de öfkelenmişti. "Cumali! Ne işin var lan senin burada!" diye bağırdığında oğlan cevap vermeye fırsat bulamadan başka bir ses doldurdu kulakları. "Abi!" Kahraman'ın sesini duyan Cumali, bir saniye olsun bütün öfkesini unutmuştu. Hemen arkasına döndü Kahraman'ı görmek umuduyla. Umduğu gibi de olmuştu. Kardeşini görmesi mutlu olmasını sağlarken, yanında Selim'i görmesi onu iki kat mutlu etmişti. Lâkin o sarılı çocuk... Yamaç mıydı o? Hapise girerken saçları uzun, örgülü olan Yamaç? Bıraktığında 18 yaşına yeni girmiş olan Yamaç? Cumali'nin boğazına bir yumru otururken yutkunamıyordu bile. Bütün kardeşleri karşısında ona doğru ilerliyorlardı. Peki, bütün kardeşleri oradaydı ama o saçlarını inek yalamışa benzeyen adam kimdi?

Kahraman kardeşlerinden daha hızlı adımlar atıp abisine sarıldı hemen. Kahraman'la Cumali, Yamaç'la da Selim daha yakınlardı. Cumali kardeşinin kokusunu içine çekip derin bir nefes aldı.  Kahraman da aynı şekilde huzurluydu şu an. Cumali geri çekilip kardeşine baktı. "Hiç değişmemişsin lan!" Kahraman gülüp geri çekildiğinde Selim sarıldı bu sefer abisine. Cumali kardeşinin sırtını sıvazlayarak, "Selim'im," diye mırıldanırken Selim de hafif bir tebessümle abisinin sırtını sıvazlıyordu. Yamaç'ın yanına varmak için birkaç adım atan Vartolu, oğlanın koluna vurdu hafifçe. Yamaç dolan gözlerini silip Vartolu'ya döndü. Esmer oğlan bakışlarını Cumali'yle sarılan Selim'den çekmeyerek, "Gitsene yanlarına," dediğinde sarışın oğlan da bakışlarını Vartolu'dan çekip abilerine çevirdi.

Özlem, hiç bu kadar derin hissettirmemişti kendisini Yamaç'a. Sustu. Bir şey diyemedi. Neden burada dikildiğini kendisi de bilmiyordu. Vartolu birkaç saniye Yamaç'a bakıp, "Ne yapacağını bilmiyorsun," dedi. Ardından bakışlarını tekrar Koçovalılara çevirdi. Yamaç bu sözlerin üzerine kendisini sorguladı bir an. Cidden o kadar uzun zaman olmuştu ki, ne yapacağını bilmiyordu. Eli ayağı titriyordu. Adeta düşüp bayılacak gibiydi. Yamaç yine sustu. Diyecek bir şeyi yoktu. Vartolu göz ucuyla Yamaç'a bakıp, "Bacakların titriyor." dediğinde oğlan umursamamaz tavırını bir kenara bırakıp, "Bundan sana ne?" diyerek döndü Vartolu'ya. Bir cevap gelmemişti. Cumali Yamaç'a dönerken Salih'in gözleri birinin gözleriyle buluştu. Bu... Çocukluk aşkı Saadet'den başkası değildi. Oğlan hemen gözlerini kaçırıp derin bir nefes alırken Saadet de tanıyordu sanki bu adamı. Genç kadın gözlerini kısıp süzdü adamı. Ardından umursamamaya karar verip gözlerini Cumali'yle Yamaç'a dikti.

Sırrımız Mahşere KaldıWhere stories live. Discover now