Vartolu Ne Derse O

531 24 52
                                    


Hayyyy

Çok istediniz (4 kişi falandı) ben de bunu ayrı bir kurgu yapayım dedim. ÇHS de paylaşmıştım 1. bölümü ama ilk defa okuyacaklar olur diye burada da paylaşacağım. Desteğiniz için teşekkür ederim iyi ki varsınız<33

Yer: Uzatmaya gerek yok, bar.

Zaman: Baya baya önce.

"Yalnız, şuradaki kız iki saattir seni dikizliyor haberin olsun." Elimi saçlarıma götürüp kendimce biraz çeki düzen verdikten sonra Nehir'e döndüm. "Hangi kız?" Nehir bana tip tip bakarken Efsun'un arkadan koluma vurduğunu hissettim. "Kız deyince nasıl götü tutuşuyor ya, oğlum senin hiç ciddi bi' ilişkin olmayacak mı?" Efsun'un sözleri üzerine suratıma flörtöz bir tavır takınıp omzumun üstünden arkama baktım. "Ciddiysen konuşalım, güzelim?"

Efsun bu sefer sert denebilecek bir şekilde omzuma vurduğunda acıyla öne eğildim. Bir yandan gülüyordum. Bu kızlarla uğraşmayı seviyordum. "Ah, yavaş bee! Dişi ayı!" Başımı kaldırıp Efsun'a baktığımda bir an korkmuştum açıkçası. Küçükken de okuldaki çocukları döverdi zaten. Bana en son böyle baktığında, kolumu ters çevirmişti sanırım. "Tamam," dedim ellerimi teslim olan suçlular gibi kaldırırken. "N'olur bir şey yapma abla, çok korkarım ben,"

Efsun sahte bir dramla söylediğim şeylere karşın kaşlarını kaldırırken Nehir elindeki içkiden bir yudum daha alıp, "Şimdi sıçmadın mı sen?" diye az sonra olacakları sözcüklere dökmüştü. "Valla şakaydı," dedim Efsun'u yumuşatmak için. Lâkin biraz fazla sinirlenmiş olacak ki bir sürü güzel sözcük söylesem bile tav olmayacak gibiydi. Efsun üzerime doğru birkaç adım atarken ben de gerilemeyi ihmal etmiyordum. Efsun çok sinirli bir insan değildi ama sinirlendiğinde onu tutabilen biri... Ben bu zamana kadar tanımamıştım.

"Gelme üzerime katil!" diye haykırdığımda etraftaki insanların bakışlarını bize çevirmesi yetmemiş, Nehir ağızındaki içeceği yüzüme doğru püskürtmüştü. Gözlerimi yumup bir elimle yüzümü silerken öğürmemek için kendimi zor tuttum. Nehir sarhoş olduğunu belli edercesine kahkahalarla gülüyordu. Daha ne kadar rezil olabilirdik ki?


"Senin ananı avradını... Ah! Kızım manyak mısın sen?" İki büklüm olmuş şekilde kasıklarımı tutarken yüzümü acıyla buruşturdum. Gerçekten tekme atacak başka yer kalmamış mıydı? Bu acıyı kimse anlayamazdı. Yere çökmemek için zor dururken Efsun'un sesi kulaklarımı doldurdu. "Ne diyordun? Dişi ayı mı?" Kafamı olumsuz anlamda sallarken Nehir gülmekten kendini kaybedecekti neredeyse. "Ne gülüyorsun lan! Canım acıyor!" diye haykırdığımda tanımadığım bir erkek sesi geldi kulağıma. "Öpeyim de geçsin diyeceğim de, yersiz olacak."

Ha? Bu kimdi? Bize diyordu, o kesindi zaten. Kafamı kaldırıp başımı hafif sağa çevirdiğimde sesin sahibini görmüştüm. Bir saniye, yanındaki... Abim miydi? Selim abim? Bize doğru yaklaştıklarını gördüğümde, daha doğrusu Selim abimi gördüğümde içimi çocuksu bir heyecan kapladı ama suratımı gevşetmemekte kararlıydım. Birkaç saniyem olanları anlamaya çalışmakla geçse de şu abimin yanındaki adam çok, çok şey gelmişti... Cıvık? Doğru tabir bu olmayabilirdi elbet ama görüntüsü, daha tanışmamamıza rağmen benimle böyle konuşması bana bu adam hakkında ön yargı oluşturmama neden olmuştu. Yine de çok takmamam gerektiğine karar verdim. Ne de olsa abim geldiğinde neler olduğunu öğrenecektik.

Abimle uzun süredir görüşmüyordum. Arada geliyordu tabii ama işte, daha fazla görmek istiyordu insan. En son ne zaman sarıldığımı bile unutmuştum sanırım. Efsun'a baktığımda onun da benim kadar şaşkın olduğunu gördüm. Nehir de sonunda gülmeyi kesmiş, aptal aptal abime bakıyordu.

Sırrımız Mahşere KaldıOù les histoires vivent. Découvrez maintenant