Zorba/minsung

o beni öptü

Jisung'dan

Dedi. yüzüm o kadar kızardı ki ben bile hissettim. Hiç birşey diyemedim bana ölümcül bakışlarını atıyordu tek kaşını kaldırdı. bende dayanamadım ve bir nefeste söyledim.

Jisung:seni mutfakta yemek yaparken gördüm o kadar yakışıklıydın ki kendimden geçtim.

İki kaşı yukarı kalkmıştı gözleri fal taşı gibi açılmıştı. bana gözleriyle "gerçekten mi" diye söylüyordu. Bende kafamı evet olarak salladım bana sırıtmaya başladı. Ben ellerimle yüzümü kapattım, ama ellerini benim ellerime götürdü ve yüzümü açtı. Ona şaşkınca bakıyordum minho dudaklarını benim dudaklarıma kapadı. şok içindeydim karşılık veremedim çünkü beni öpen benim zorbam?!

Dudakları gerçekten harikaydı sıcak ve yumuşacıktı o dukaklarını her gün öpebilirdim nefessiz kalınca dudağını çekti ve bana sırıtarak baktı dudağıma küçük bir buse kondurup gitti ben orda dona kalmıştım kendime gelince tezgahtan ışık hızında inip mutfaktan kaçtım. arkama bile bakmadım ama minho'nun sırıttığını hissettim tuvalet'ti aradım ve buldum tuvale'te girip kapıyı kilitledim aynada yüzüme baktığımda domates'ten daha kırmızıydım hala yaptığı şeyi sindirmeye çalışıyordum.

Jisung:o beni öptü

Tek diye bildiğim bu oldu. Tuvaletten çıktım ve mutfağa gittim yemekler çoktan hazırdı anlamadım minho neden bana böyle davrandığını.

Minho:hadi gel yemek yiyecez.

Jisung:t-tamam

Deyip masaya geçtim ve oturdum o kadar untandım ki yemek bile yemedim. Minho bunu fark edince konuşmaya başladı

Minho:jisung neden yemek yemiyorsun yoksa beğenmedin mi?

Hemen ona baktım ve konuşmaya başladım

Jisung:y-yo sadece dalmışım.

Minho:tamam

Bende yemeğe başladım gerçekten çok güzeldi. yemeği çok güzel yapmıştı yemek bitince ben salonda öylece oturuyordum minho ise bulaşıkları yıkıyordu. bulaşıklar bitince yanıma geldi ve oturdu ben utancımdan ona bile bakamıyorum. Minho elini çeneme götürdü ve yüzümü kendi yüzüne çevirip konuştu.

Minho:öptüğüm için üzgünüm kendimi tutamadım bunu unutmaya ne dersin hm?

Minho neden bana böyle iyi davranıyor anlamıyordum. bende kafamı olur anlamında salladım minho bana gülümsemişti şok geçirdim çünkü minho hiç gülümsemezdi insanlar onun duygusuz sanarlardı. Gülümsemesi çok güzeldi.

Minho:ne yapalım o zaman jisungie

Bana jisungie dediğinde utanmıştım yanaklarım kıp kırmızı olmuştu minho utandığımı görerek sesli bir şekilde güldü. Gülmesi beni nedense mutlu ediyordu

Minho:utanmana gerek yok jisungie.

o sıra ayağımda bir sürtünme hissettim. Ve oraya baktım bu benim 2 hafta önce gördüğüm kediydi minho nereye baktığımı anladı ve konuştu.

Minho:soonie'yi sevebilirsin jisungie

Minho sanki 2 hafta önceki minho değil di. Minho'ya gülümsedim ve soonie'yi kucağıma aldım ve sevmeye başladım soonie'yi severken soonie'de bana iyice sütünüyordu ve gıdıklatıyordu ve kıkırdamama sebep oluyordu. Soonie'yi severken karşıda iki kedi olduğunu gördüm minho'ya şaşkınca baktım minho'da benim şaşırdığımı fark etti ve kıkırdadı.

Minho:şu turuncu olan doongie diğeri de dori jisungie.

Dori bana yavaş yavaş yaklaştı ve beni koklamaya başladı birden bacağıma saldırdı bağırdım ve ayağımı kendime çektim. Minho da doriyi başka bir yere götürdü ve yanıma geldi

Minho:jisungie iyi misin. üzgünüm dori için böyle yapacağını tahmin etmedim.

Ve bacağıma baktı bacağıma kötü saldırmıştı kan akıyordu.

Minho:bacağın kötü halde.

Ve bir yere gitti bende soonie'yi kucağımdan indirdim ve bacağıma baktım gerçekten kötü saldırmıştı. Canım çok acıyordu. minho elinde krem pamuk sargı bezi getirdi.

Minho:canın acırsa elimi sıkabilirsin.

Pamukla kanayan yerleri temizledi biraz canım acımıştı. Sonradan ise kremi alıp nazikçe sürmeye başladı canım çok acıyordu dişlerimi sıkıyordum kremi sürmeyi bitirince ayağımı sardı. Minho yorgun olduğumu fark etti beni kucağına alıp yatak odasına götürdü o kadar yorgundum ki tepki verecek halim yoktu yatak odasına geldiğimizde beni yatağa koydu ve üstümü örttü uyamadan önce hatırladığım şey saçıma küçük bir öpücük koymuştu.

(Aq sizde ne çatladınız)