121- Çılgın Ailem

1K 87 4
                                    

Olması beklenen şeyler boyumu aşmaya başladı. Bir inci tanesi meselesinden nerelere gelmiştim. Halbuki meselem o değerli taş parçasından önce başlamıştı ama ben yeni öğrenmiştim. Öğrendiklerimle harmanlanacağım yerde ayakların altına yapışıp ezilmeye mahkum bırakılıyordum. Benim için hiçbir şey adil olmadı. En büyük yenilgim bu hayata başlamam olmuştu.

İlaç dolabına sırtımı dayamış, durgun bakışlarımla Arzu'nun karnına bakıyordum. Revirin alanı oldukça genişti, hemen bir diğer odasında gerekli aletler mevcuttu. Berat'ın ultrasonla bebeğe bakacağını düşünmüştüm ama o Arzu'dan bir tüp kan almakla yetinmişti. "O kan sonucuna nasıl bakmayı düşünüyorsun Berat? Burada laboratuvar mı var? Nasıl inceleme yapılacak? Ultrasondan baksana hamile miymiş diye."

Berat bana cahilsin sen bakışını fırlattı. "Gel yerime sen doktorluk yap, aptal kız. Başlangıcı kan veya idrar testleriyle anlaşılır. Salak şey. Başımızda dikileceğine git de Sinanların içeri girmesini engelle."

"Gelmezler. Rutin kontrolümde olduğumu söyledim," dedim kaşlarımı çatarak. "Peki kanı nasıl inceleyeceksin?"

Birkaç saniye ofladı, pufladı. Dişlerimi sıktım. Şu an beni anlamıyorlardı. Konuşmaya ihtiyacım vardı, aklımı farklı konularla dağıtmalıydım. "Bu revirde bir sürü odacık var," demesiyle sırtımı ilaç dolabından ayırıp bir diğer odaya açılan kapıya baktım. Laboratuvar. Hayretle bizimkilere baktım. Başımı sallayıp eski yerime geçtim. "Mükemmelim değil mi? Sen beni sadece kadın doğum uzmanı mı sandın dul kız? Ben Berat Terat! Kadınları doğuma alırım, onları doğururken aynı zamanda manikürümü yaparım, kordon bağıyla ip atlarım. Bu fit vücudumu neye borçlu olduğumu sandın sen?" Çenesini dikleştirdi. Sanırım aklımı farklı konularla dağıtmasam iyi olacaktı. "Laboratuvar deneyleri benden sorulur. Bakalım bu kepazenin içinde ne tür bir canavar var?" Arzu'ya iğrenerek baktı. Ardından o bakışı bana da attı.

"İkinizden öyle nefret ediyorum ki." Arzu kazağının kolunu aşağı çekti. Yüzündeki tiksinç ifadeye alışkındım. Bana doğru işaret parmağını salladı. "Ama şu an senden daha çok nefret ediyorum," demesiyle gözlerimi kırpıştırdım. "Karnımda bir şey var mı diye emin olmamız için beni Berat'a getirdin. Aramızdaki o iğrenç sırrı bu da öğrendi," derken parmaklarının tersiyle Berat'ın omzuna vurdu. "Sen bunun nasıl boşboğaz olduğunu bilmiyor musun? Resmen beni ele verdin Şehnaz!"

"Bir kere karnındaki şeyin ismi bebek. Hem seni Berat'a değil de Bedir'e mi götürseydim?" Bedir'i anmam alakasız olmuştu. "Berat sürekli bebek doğuruyor, şey bebek doğurtuyor. Elbette ona görüneceksin. Benim bebeğe de o bakıyor. Ben ve Arkadaşım Bebek onun çirkin esprilerini fazlasıyla çektik, biraz da sen ve bebeğin çeksin."

"Ayol biriniz bu der diğeriniz o der. Ben Berat Terat!" diye haykırdı. Dışarıdaki Sinanlar bir şey var sanıp her an içeri dalabilirdi.

Arzu, Berat'a döndü. "Bana bak Berat! Bugünkü işlemi kimseye anlatmayacaksın. Eğer birinden duyarsam seni haşlarım."

"Aşk olsun Arzu. Buradaki tehdit Şehnaz'ken sen benden mi şüpheleniyorsun?" Parmaklarını gözlerine sokarak gözyaşı çıkarmaya çalıştı.

"Demek bana güveniyorsun Arzu. Beni seviyorsun, değil mi?" diye sordum şaşkınca.

"Ruh hastasısınız. Ruh emicisisiniz. Nefret ediyorum sizden." Arzu'nun sesi ağlamaklı çıktı.

Berat'a bakıp, "Kesin hamile," dedim gülümseyerek. "Ağlayacak gibi duruyor. Hiç Arzuluk bir davranış değil. Sanırım yeni Arzu'yu azıcık seveceğim."

"Hıh. Ondan bundan gayrimeşru çocuklar yap. Ağlaya ağlaya yanıma gelip 'Beroş ben hamile miyim' diye sor. Sonra da beni tehdit et. Bana ne? Bana mı sordun hamile kalırken? Herkese anlatacağım," diyen Berat'ın boynuna yapışan Arzu beni korkuttu. Berat daha çok korktu, ince ince bağırdı. "İmdat! Kuşum neredesin? Anneni öldürüyorlar! İmdat!"

MİNİKŞE (Kitap Oluyor)Dove le storie prendono vita. Scoprilo ora