on bir, demirden adamlar.

697 59 35
                                    

Serter'den,

Gözlerimi tüm yüzümü aydınlatan güneşe söverek açtım. Güneşi selamlamayı küfürle gerçekleştiriyordum resmen. Gözlerimi kırpıştırarak hafifçe yana doğru döndüm ve yatağın boş olduğunu  fark ettim. Korkarak yataktan doğruldum ve gitmiş olma ihtimalini düşündüm. Bakışlarım odanın içinde gezindiğinde etrafın derli toplu olduğunu fark etmiştim. Tekli koltuğun üzerindeki kıyafetler yoktu, masanın üzerine fırlattığım eşyalar da toparlanmış görünüyordu. Hızlıca yerimden kalktım ve ufak bir kalp çarpıntısıyla büyük giyinme dolabının önüne ilerledim. Onun eşyalarının olduğu tarafın kapağını açtığımda kıyafetlerini düzgün bir şekilde dolabın içinde gördüm ve burnumdan yavaşça derin bir nefes verdim. Gitmemişti, yani henüz.

Aşağı kattan tıkırtı sesleri duyduğumda adımları merdivene yönlendirdim ve geniş salona doğru indim. Mutfaktaki bedenini görmemle adımlarım durdu ve bu anın gerçek olup olmadığını sorguladım birkaç saniye. Gitmeyip bana kahvaltı mı hazırlamıştı? Geldiğimi fark edince elinde tuttuğu tabağı masaya bıraktı ve gözlerini farklı bir yere çevirdi. "Sen bipolar falan mısın?" diye sordum gerçekten meraklı bir sesle. Gözlerini devirdi ve başını iki yana doğru salladı. "Aynen, sayende kafayı sıyırdım." dedi. Masaya doğru uzanarak dilimlemiş olduğu salatalıklardan bir tanesini ağzıma attım. "Tek kafayı yiyen olmadığım için mutluyum." dedim imalı bir şekilde. Tekrardan salatalığa uzandığımda elimi tuttu ve uzaklaştırdı. "Gidip duş mu alsan acaba? İçki kovasına düşmüş gibisin." dedi burun kıvırarak. Gözleri iki gündür üzerimde olan kıyafetlerimde dolaşıyordu. "Gerçekten bok gibi görünüyorsun." diye ekledi. Bana yaşattıkları yüzünden hayatıma devam edemiyordum. İki gündür yaşayan ölü gibi hissediyordum kendimi. 

Düşüncelerime tamamen ters bir şekilde gülümsedim ve alaylı bir ifade takındım. "Sen de gelmek ister misin?" diye sordum çarpık bir gülüşle. Söylediğim şeyle bir anda gözlerini açtı ve gerçek olup olmadığını sorgulayan bir bakış attı. Ne yani, gerçek olmasını ister miydi? "Sen iyice yoldan çıktın ya!" dedi sitem eder bir şekilde gülerek. "Neden? Daha önce yapmadığımız bir şey sanki." diye devam ettim arsızca. Ağzı şaşkınlıkta açıldı ve yanakları kızarmıştı. Bir anda ortamda artan cinsel gerilimle tüylerim ürperdi. O da fark etmiş olacak ki gözleri yavaş bir hareketle dudaklarıma düştü. Sertçe yutkundum ve dudaklarımı ıslatma ihtiyacı hissettim. Derin bir nefes alarak gözlerini tekrardan gözlerime doğru çevirdi. Hafif bir öksürükle boğazını temizledi ve sıkıca tuttuğu sandalyeyi bıraktı. "Gidip duş almasın." diye mırıldandı arkasını dönmeden hemen önce. 

Gülümsedim ve masadan bir salatalık daha alarak ben de arkamı döndüm. Yavaş hareketlerle üst kata doğru yürümeye başladım. Bakışlarını sırtımda hissediyordum, merdivenlerden çıkmadan hemen önce baktığımda hislerimde yanılmadığımı anladım. Gözleri üzerimdeydi ve göz göze gelince kafasını başka yere çevirmişti. Kafamı öne eğerek gülümsedim ve merdivenleri çıkmaya başladım. Odadaki banyoya ilerleyerek üzerimdekileri hızlıca çıkarttım ve duşakabinin içine girdim. Daha önce ufak yakınlaşmalarımız olsa da ilerisi olmamıştı. Onunla birlikte olma düşüncesi bile kasıklarımı sızlatmaya yetiyordu.

Derin bir of çektim ve saçlarımı yıkamaya başladım. Neden bu kadar dengesiz davrandığını çözemiyordum. Daha iki gün önce gözlerimin içine bakarak beni unuttuğunu söylememiş miydi? Başka bir herife sevgilim dememiş miydi? Şimdi neden buradaydı ve hiçbir şey yokmuş gibi davranıyordu aklım almıyordu. Bu davranışları sayesinde her zaman korumaya çalıştığım sert kalkanım iniyordu. Ona karşı hep soğuk ve umursamaz olmaya çalışıyordum çünkü birazcık yumuşak davransam gerisinin geleceğini biliyordum. Hazar benim bu hayattaki tek zayıf noktamdı ve ben ona karşı artık savunmasız hissediyordum. Şimdilerde ise ne zaman rolleri değiştirdiğimiz hakkında hiçbir fikrim yoktu. 

Serter | KompleksWhere stories live. Discover now