3.Bölüm

163 15 9
                                    

  Eve geldikten sonra kızımı yatağına yatırıp üzerimi bile değiştirmeden yanına kıvrıldım ona baktıkça içimde fırtınalar kopuyordu fiziksel olarak kopyam gibi olsa da huyları aynı Ayazdı. O babasını hiç görmemiş bir çocuktu ben ise babasına doymamış bir çocuktum fakat aramızda bir fark vardı benim hâlâ bir şansım vardı çünkü aslında biyolojik ailem onlar değildi ancak Rüya'nın hiç böyle bir şansı yoktu sadece fotoğraflardan gördüğü babasının sevdiği şeyleri uygulamaya çalışıyordu daha 4 yaşındayken mesela ne zaman şehitliğe gidecek olsak yanıma gelirdi ve beni çekiştirerek dolabına götürürdü ' babama gideceğiz ya ne giymeliyim anne ? ' diye sorardı belli etmemeye çalışırdım ama gözlerim hemen istemsizce dolmaya başlıyordu. Her hafta cumartesi günü şehitliğe gider o haftayı anlatırdım sevgilime , iki hafta da bir de Rüya ' götürürdüm, küçücük elleriyle incitmek istemezcesine okşardı babasının mezar teşındaki küçük resmini , öperdi , pek ayrılmak istemezdi babasının yanından.

Daha fazla Peri'nin yanında durursam ağlayacağımı hissettiğimden kalktım yanından kendimi oyalayacak birşeyler bulmam lazımdı, biraz sonra davalara çalışmaya başlayacaktım ve öncesinde kafamı dağıtmalıydım. İlk olarak odama gidip üzerimi değiştirdim ve saçımı yukarıdan toplayıp aşağıya mutfağa indim. Yarın akşam Pınar hanımlara gideceğimiz için pasta yapmaya başladım çünkü yarın için eve gelmeye de çarşıya çıkmaya da vaktim yoktu. Pasta yapmayı üniversite okurken sözde yemek yapmayı öğrenmek için kurslara katılmıştım ancak yemekten çok tatlı yapmayı beceriyordum. Hızlıca kek harcını çırpıp dinlenmeye bıraktım ve kremayı çırptım onu dolaba kek harcını da fırına atıp yukarıya çalışma odasından dosyaları almaya çıktım normalde çalışma odasında çalışırdım ama bu gece sabahlayacaktım ve fırında kekim vardı aynı zamanda dışarıda ufak ufak kar yağıyordu, yağış en güzel mutfaktan görülüyordu. Dosyaları alıp mutfağa indiğimde hemen kahve makinesinin yanına gidip kendime kahve demledim , kahvem olduğunda masaya oturdum ve yarın ki dört davam için çalışmaya başladım. Keki fırından çıkarınca kendime de yarım saatlik bir mola verdim ve pastayı tamamlayıp yerime tekrar oturdum ve yine çalışmaya başladım.
...
Sabah gözlerimi kapının çalmasıyla açtım boynum tutulmuştu neden acaba sandalyede sabahlamıştım çünkü. Anlaşılan Rüya henüz uyanmamıştı , bugün okula gitmek yerine babaannesinin yanına gidecekti , daha fazla kapıdakini bekletmeyip kapıya gittim ve delikten bakınca Eray'ı gördüğümde beklemeden açtım kapıyı ;

  " Avukat Hanım günaydın"
" Günaydın canım hayırdır sabah sabah?"
" Duydum ki bugün dört tanecik davan varmış dedim ki bu kahvaltı yapmayı unutmuştur ben geleyim birlikte yapalım ne dersin ? "
" Olur tabi geç sen çay suyu koy bende Rüya'yı uyandırayım kahvaltı yapmadan babaanesine gidecekti "
" Peki o zaman ben muhteşem kahvaltımı hazırlıyorum sende güzel kızını bırakıp geliyorsun "

Rüya'yı uyandırmak için üst kata çıkarken Eray'a uyarı yapmayı da ihmal etmedim tabii ki " Mutfağımı yakma avukat bozuntusu ! " Arkamdan homurdandığını biliyordum ama duymamazlıktan geldim aslında ne kadar iyi yemek yapabildiğini biliyordum ama dalga geçmek için ona laf atıyordum , üniversitede birlikte okuduğumuzdan yemek kursuna da birlikte gitmiştik ve Eren de Eray gibi mükemmel yemekler yapabiliyordu. Eren demişken onu da özlemiştim cidden yaklaşık iki aydır bir dava için İtalya'daydı özletmişti kendini pislik. Daha fazla oyalanmadan kızımın odasına gittim ve onu uyandırdım , uyanırken bir sorun çıkarmıyordu aksine sürekli beni öpüyordu.

PERİ MASALI Where stories live. Discover now