19

509 93 41
                                    

Bölüm 19: iş buldum

Jimin sabah asla tahmin edemeyeceği bir pozisyonda uyanmayı bekliyordu. Jungkook kollarını beline dolamış, kafasını boynuna gömmüş ve Jimin'de onun kolları arasında küçücük kalmış olsun isterdi. Ama öyle olmamıştı.

Jimin sırt üstü bir pozisyonda asker edasıyla hazır ol pozisyonunda yatağın çok küçük bir kısmında uyanmış, jungkook ise geri kalan tüm kısma kolları ve bacaklarını yayarak Jimin'in uyumasına engel olmuştu.

Jimin ister istemez bir göz devirmiş ve hızlıca yataktan kalkmıştı. Jungkook'un yüz üstü yatmasını fırsat bilerek banyoya gitme gereği duymadan üstünü hemen bir köşede değiştirmiş ve çantasını da yanına alarak salona inmişti.

Bayan Jeon ile beraber oturup resim çizen küçük kızı görünce yüzünde kocaman bir gülümseme meydana gelmiş ve onlara eşlik etmişti. "Sen hiç oturma öğretmen, anası gelip alacak şimdi kızını" Jimin daha henüz bir empati yoluna başvurmamış kadınların gelip kızı almasını tabii ki istemiyordu. "Ailesi ile ciddi bir konuşma yapmadan eun ji'yi onlara vermeyeceğim bayan Jeon" bayan Jeon hışımla yerinden kalkmış ve Jimin'in karşısına dikilmişti. "Aile meselelerine karışmak senin haddine değil"

"Haddime" hemen karşı çıkmıştı Jimin. "Ben onun öğretmeniyim. Tabii ki haddime." Bayan Jeon tekrar Jimin'in üstüne gitmek için hazırlanmışken jungkook'un keskin sesi yüzünden susup yerine oturmak zorunda kalmıştı. "Jimin haklı anne"

Jimin jungkook'un kendisini savunmasına şaşırmamıştı. Çünkü dün gece onu ne kadar önemsediğini belirtmişti açıkça. "Ben kendim bizzat konuşacağım ve eğer gerek duyarsam eun ji'nin gitmesine izin veririm. Eğer gerek duymazsam da jandarmaları kapılarının önüne göndereceğim zaten"

Jungkook kesin bir dille konuşup kapıdan çıkmıştı. Arkasından sinirle jimin'e soluyan bir bayan Jeon ve dün kendisini çok sevmesine rağmen bugün neden nefret aldığını bilmediği bu kadından korkan bir Jimin bırakmıştı.

___________

Jungkook gittiği karşı komşularından iki saat sonra geri dönmüş ve Jiminle beraber eun ji'yi evlerine bırakmıştı. Ona bir daha zarar verilemeyeceğinin garantisini almıştı.  Ve şimdide Jimin'i"yarın okul var evime gitmeliyim" dediği için evine bırakıyordu jungkook. "Ben korkuyorum bay Jeon, ya yine onu üzerlerse?" Jungkook, Jimin'in sorusunu es geçip takıldığı noktayı dile getirdi. "Bana sadece jungkook demezsen seni şikayet edeceğim" Jimin kaşlarını havalandırmış hayretle konuşmuştu. "Ne, ne yaptım şimdi?" Jungkook onun bu tepkisine gülmüş adımlarını durdurup karşısına geçmişti. "Hem özel dersimi vermediniz, hemde resmi olarak flörtüm sayılırsın. Haksız mıyım?"

Jimin ani gelen gerçekler ile kafasını önüne eğmiş, kızarmış yanaklarını saklamak istemişti. "Anlaştık mı Jimin?" Jimin kafasını kaldırmadan, onaylayan mırıltılar çıkartmıştı. "Adımı ağzından duymak istiyorum."

"Jungkook" jungkook oyuncu bir eda ile elini kalbine atmış ve değişik hareketler yapmıştı. Jimin'in evine yakın oldukları için köy halkı yoktu ve rahatça davranabiliyorlardı.

"Bana gelmek ister misin? Kahve içeriz" Jimin'in sorusuna Jungkook gülerek cevap vermişti. "Beni eve mi atıyorsunuz bay park?" Jimin hemen kafasını iki yana sallamış kendini açıklamak için hazırlarken jungkook durdurmuştu onu. "Biliyorum, biliyorum. Köye gideceğim iki saatliğine akşam uğrayacağım zaten sana tamam mı?"

Jimin kafasını onaylar anlamda sallamış ve evine girip jungkook'a son kez bakıp kapıyı kapatmıştı.

_________

Jimin kurduğu sofrayı son kez gözden geçirip jungkook'un gelmesine bir kaç dakika kaldığını görmesi ile meyve sularını da masaya götürmüş ve onun gelmesini beklemişti.

Jungkook tam dediği gibi saat sekizde gelmiş ve Jimin'in kapısını çalmıştı. "Hoşgeldin" jungkook kapıdan geçmek üzereyken Jimin durdurmuş, yanağına kısa bir öpücük kondurup arkasına bakmadan koşmuştu. Jungkook ise yangının yandığını hissediyordu. Bir daha yıkamasa mıydı?

"Neden bu kadar zahmet ettin ben sadece konuşmak için gelmiştim" jungkook sofrayı görünce dudakları gerilmişti. Hoşuma gitmişti.

"Önce yiyelim, sonra konuşalım olur mu?" Jimin az önce yaptığını görmezden gelip sofraya oturmuş ve jungkook'u da oturtmuştu.

Jungkook kısa geçen bir sessizliğin ardından çatalını masaya bırakmış ve konuşmaya başlamıştı.

"Jimin ben şehirde kendime bir iş buldum" Jimin şaşırmıştı. karşısında oturan bedenin bu kadar istikrarlı ve heyecanlı olmasına şaşırıyordu. Köyünü, doğduğun büyüdüğün yeri bırakmak kolay değildi. Aşk insana her şeyi yaptırıyordu.

"Nerede çalışacaksın, jungkook" jungkook demeye hiçbir zaman alışamayacak gibi hissediyordu. "Bir okulda hademelik yapacağım. Hemen Seul merkezde senin evine uzakta değildir diye düşünüyorum." Jimin karşısındaki adamın güzel düşüncesine ağlamak istedi. "Müdürü kim belki tanıyorumdur?" Jimin jungkook'un ağzından çıkacak her kelimeyi merak ederdi ama ilk defa merak etmeseydim keşke dedi. "Kim Jongin"

Uzun zamandır duymadığı isim hemen gözlerini doldurdu. Çok özlemişti arkadaşını. "Noldu Jimin, tanıyor musun?" Jimin kafasını evet anlamında sallamış daha çok ağlamıştı. "O benim çok yakın arkadaşımdı. Sevgilisi erkek olunca ailesi evlatlıktan reddetti ve onu bir daha hiç görmedim." Çok özlemişti. İlk kalp yarasının kardeşini, bir zamanlar taehyung'tan bile önceki en yakın arkadaşını çok özlemişti. Hem o bu yaşta nasıl müdür olmuştu.



Seokjin yakında fırlar benden demesi

SWYOù les histoires vivent. Découvrez maintenant