9] ben bir yere ait değilim

4.6K 429 150
                                    






Yüksek tınılı elektro, ritim tutan botlar, aşağı sarkan saç tutamları. Sıkı tellerin yıllar yılı arkadaşı parmaklarım, dostlarına ayak uydurup sertleşseler de uzun soluklu çalışmalarda yine de acıyorlardı. 

Adamları şutladıktan sonra son bir haftadır da olduğu gibi kafamı yine kızıma gömüp çalışmaya devam ediyordum. Eve gitmiyordum, gitme gereksinimi de gördüğüm söylenemezdi. Bam'a, niki arada uğrayıp mamalarını veriyordu ve oğlumun bana ihtiyacı falan yoktu. Taehyung'un da dediği gibi onu gerçekten kendime benzetmiştim ve bam eve girdiğimde bacaklarıma dolanmak yerine neden geldiğime dair bakışlar atıyordu. 

Yaşına nazaran büyük gövdesiyle türünün serserisi, yalnız kalmaktan deli gibi hoşlanıyordu. 

Onu en son üç gün önce görmüştüm, o da taehyung'un evine dadandığı gündü. Utanmaz ve arlanmaz bünyem sağ olsun ona sürekli yazmaktan gocunmaz, beni terslese dahi yıllanmış güzelliğin onunla konuşmamdan hoşlandığını bilirdim ama şu sıralar yoğunluğum da eklenince ona yazma fırsatı bulamıyordum, sürekli belirlediğimiz şarkıları çalıp sahne ayarlarıyla uğraşıyordum ve babasına çeken oğlumun onun bana yazmasını sağlaması eve dönünce ona en sevdiği ödül mamalarından paket paket vermemi sağlayacaktı.

Aklıma düşen iki oğlumun beraber oynadığı görüntüler sıkı tellerdeki sert vuruşlarımın durmasını ve olduğum yerde akli dengesini kaybetmiş bir aptal gibi sırıtmamı sağladı, şeytan gülüşü yine vurdu ve asıl benliğimi gün yüzüne çıkardı. 

Taehyung'u, yoğun anlarda ise bay Kim'i üç seneyi aşkın önce insanların yeni genç diye adlandırdığı yaşta hayatımın merkezine koymuştum, evimize sürekli takım elbiseleri, sonuna kadar iliklenmiş düğmeleri, boynunu sıkan kravatı ve üstünde tek bir kırışıklığın bulunmadığı ceketiyle giriş yaptığı ilk an anlamıştım. Bu adam düzenle dizdiği tüm kıyafetlerinin dağınıkça dağıtılmasından deli gibi zevk alıyor tespitimi çok geçmeden tasdiklemiştim. 

İlikli düğmelerini koparıp çıkardığımda düzen takıntılarını deli edecek türde ortada kalan ilikli son düğme onun hoşuna gidiyordu, ütülü dümdüz gömleğini belinden yukarı kıvırıp üstünde dağınık izler oluşturduğumda o gömleği tekrar ütülemiyordu. Kumaş pantolonundaki baştan sona uzanan tek düz çizginin yanına onlarcasını ekleyince ise zevkten sızlanıp duruyordu. 

19'umda tanıdığım en şehvetli 26'ydı. 

Fazla bölüm içeren hikayemizin tek bir sayfasını bile unutmamıştım dört yıl boyunca. Beraberken söylediği, şikayet ettiği, yakındığı tüm şeyler hala zihnimde tazeliğini koruyordu fakat şimdi en canlısı papaz babasının baskısını hayatında en aza indirdiği zaman diliminde adamın tekrar onun hayatına dahil olma çabaları içine girdiği o yıl elediği ilk şey benken bana söylediği, 'beni tekrar bulduğunda..' sözüydü. Bir bitişi olmayan cümlenin devamını elbette yarım bırakmayıp ben tamamlamıştım. Papaz babasının en nefret ettiği şeylerin başında gelen şeytanın ona tekrar dadanmasını istiyordu ve seve seve bunu yapıyordum. 

Din adamı babasının kendi elleriyle oluşturduğu günah bizzat şeytanın ellerinde alaşağı olurken, günahların adamı ben bu günahı en büyük oğlum yapıp her gece yeniden doğuruyordum. 

''Hadi evine.'' daldığım uzun geçmişten elimden kızımı hızla alan mitch yüzünden çıktım. Yüzünde bir deliye bakar bir ifade hakimdi, gece gündüz demeden sahnenin mükemmelliği için çalışan adama minnettar olmaları gerekirdi oysa. ''Her şey tamam, iki gün kaldı ve sende gayet iyi çalıyorsun.'' itiraz etmemem gerektiğine dair uyarılar barındıran ses tonuyla devam etti fakat dediklerini sikime taktığım söylenemezdi. Normal bir anımda söylese ağzını burnunu kırabileceğim emir kipleri akşamki planım sayesinde beni dizginliyordu. ''Sahnenin mükemmelliği kadar senin yüzün de önemli, git biraz uyu amına koyayım.'' muhtemelen göz altlarımı mor torbalar istila etmişti ve uykusuz hissetmesem de öyle olduğumu açıkça belli ediyorlardı fakat makyajla kapanabilecek kadar önemsiz detaylardı benim için, kusursuz bir sahneyi sağlamam için engel olamayacak kadar küçük pürüzlerdi.

devilish | ☆Where stories live. Discover now