devilish | ☆

12] sesini en yükseğe ayarla

özrdilerm 

Varoluşa çok yaklaşmıştım. Yıllardır bunun için büyüdüğümü söylediğim amacım az ileride bana altın tepsiyle sunulurken arkamda yaramazlık yapıp biraz daha benimle uğraşırsa kaza yapmamıza sebep olacak adama rağmen elimin altındaki gaz koluna yüklenip ışık hızına meydan okuyordum. 

Altımdaki asfalt lastik tekerleğin hızı yüzünden üstüne basılsa ayakları yakacak derece yanarken canımdan daha kıymet verdiğim canavarın tekerleklerini de aşındırıyordu ancak arkamda siyah, terli ense saçlarımı avucunda toplayıp çekiştiren taehyung gözümü hiçbir şey görmeme sebep olacak derecede karartıyordu. Şu anda, bulunduğumuz zaman diliminde ondan daha öncelik verdiğim herhangi bir şey yoktu. 

''Sikeyim elini, sıkı tutun.'' dedim hırsla. Esmer uzun avuçları bana tutunmak haricinde her türlü şeyi yapıyordu. Kaskımız, yeleğimiz güvenliğimizi sağlayacak hiçbir şeyimiz yoktu üstümüzde ve taehyung bunu umursamadan hız ibresi sonlara dayanmış oralarda kol gezerken sürücüyle oyun oynayacak kadar yaramazlaşmıştı. 

Bu kadarla kaldığına bir yandan da şükrediyordum, otoparkta yaptığımız ufak çaplı kavgada motorun önüne oturmak istediğinde ısrar edip durmuştu. Kullanmaktan bahsetse belki düşünebilirdim ancak sırtını motorun önüne yaslayıp yüzünü bana dönüp de oturmam için açtığı bacaklarının arasını gösterdiğinde tam o an eve sakladığım anları halka açık bir otoparkta yerine getirebilirdim ancak bunu yapmasını ondan beklediğim fazla sabırlı bir ifadeyle azarlaya azarlaya oradan kaldırıp arkama oturtmuştum.

Sözümü dinlemedi, uzun parmakları sahnede anın verdiği hissiyatla açtığım siyah gömleğimden istifade yıllarımı vererek yaptığım sert göğüs kaslarımda geziyor, o dokunduğu için daha da kastığım kaslara ellediğinde parmağını elektrik çarpmış gibi geri çekiyordu. Benden büyüktü, benden bir çocuk yaşı kadar büyüktü, daha olgundu ve yaşanmışlığı vardı ancak vücut gücümle karşı karşıya kaldığı an rolleri değişiyor gibiydik; ben ondan daha büyük oluyordum ve o karşımda küçülüyor daha da fena eziliyordu. 

Ona rağmen üzerinde üstün bir hakimiyet kurduğum motorun anlık sekteye uğraması uğraşıldığı an garip bir huylanma hissettiğim enseme üflemesi yüzünden oldu. Terlediğim için ıslanan kısa tutamlarımı ince parmaklarına hapsedip sıcak nefesi soğuk havaya karıştığı için enseme bıraktığı ılık havayla baştan aşağı titrememek için zor durdum, sikeyim ki biliyordu ve 4 şeritli bir otobanda sıfır güvenlik kurallarıyla yolculuk yaparken benimle uğraşması ister istemez çokta sakin olmayan bünyemi sinirlendiriyordu. 

Unuttuğunu düşündüm kısa bir an, ancak üç yılımı onsuz geçirmesem en ufak detayına kadar tüm zaaflarımı hatırladığını belki bilirdim; kendisiyle oynadığı anlarda kendi bedenine benim bedenimmiş gibi dokunup zaaflarımı üstünde uygularken adımla sayıkladığını bilsem unuttu demezdim, bunları yaparken hiç de utanmadığını bilsem belki onunla daha çok oynardım. 

Kask takmamamıza rağmen son hız yüzünden rüzgar söylediğimi benim kulaklarıma bile uğultuyla iletirken onun çok net duyduğunu esmer ellerinin göğsümden ayrılıp kasıklarıma indiğini hissetmemle anladım. Sikeyim elini dememi çok ciddiye almış olmalı ki oyunları pek seven ruhu 'o' şekline getirdiği elini kasıklarıma yaslarken çenesini de üstün bir yavaşlıkla gerilen omzuma yaslamıştı. 

Uyarıları, özellikle benim uyarılarımı alaya alıp oyuna çevirmesinin ona üstün bir zevk verdiğini biliyordum. Bana patronum sen değilsin çocuk demesinin basit bir yoluydu ancak gün sonu benden emirler alırken bunu çiğnediğini de unutuyordu. 

Dudakları, çenesini omuzuma yasladığı için kulağımın yanında kalırken elini çekip kıkırdamasını net duyurmuştu; ancak kıkırtısının küçük bir iç çekişe dönüşmesi çekmeye çalıştığı elini tutup kasıklarıma tekrar bastırmamla değişti.