1

2.7K 108 425
                                    

"Yuuji ben hastaneye gidiyorum."

"Tamam Yuri."

Evden birlikte çıktık ve yolları erken ayırdık. Hastaneye giderken etrafta küçük küçük gördüğüm lanetler beni korkutmuyordu. Bendeki lanetin aksine.

Üzerimdeki lanet ne zaman üzülsem ortaya çıkıyordu. Denemiştik ve onaylamıştık. Neden oluyordu bilmiyorum ama bunu çözmek istiyordum. 7 yıldır benimleydi. Umarım yakın zamanda icabına bakardım.

Dedemin odasının kapısında durdum. Acaba geri mi dönseydim.

"Yardımcı olabilir miyim İtadori-san?"

"Hayır. Teşekkürler."

Hemşire gittikten sonra odanın kapısını açıp girdim. Uyuyordu. Uyuması benim işime gelirdi.

"Şunları şuraya bırakıp da çıkayım."

"Yuuji, yine mi sen geldin!"

Dedemin sesiyle yerimde irkildim. Neden bizi burda istemiyordu. Daha doğrusu Yuuji'yi.

"Hayır dede, benim Yuri."

"Hoşgeldin Yuri. Gel otur yanıma."

Yanına gidip oturdum ve başımı okşamasına izin verdim.

"Yuuji nerde?"

"Dediğin gibi kulüpte dede. Bende gidiyordum şimdi. Kulüpte bir sorun çıkmışta."

Dedem bana gülümseyip gitmeme izin verdi. Bende bir daha onu hiç göremeyecekmiş gibi sarıldım ve çıktım.

"Ne demek kitaplar çalınmış. Sen burda ne güne duruyorsun ha?"

Karşımda kütüphane kulübü başkan yardımcısı duruyordu. Bugün kitaplardan o sorumluydu ama bir set kitabı çaldırmıştı.

"Her neyse bu yaptığını bir kenara yazdım İshıguro. Kütüphaneye bir set kitap bağışlayacaksın."

Önümde eğilip kitapları düzenlemeye devam etti. Gülümsedim ve saçını kaşıdım. Bana bakıp kızardığını görmüştüm. Şapşal şey. Yakışıklıydı ama benim tipim değildi. Kolay kolay aşık olacak biri değilim çünkü.

"Yuri-san."

Arkamı döndüm. Yuuji'nin yanındaki kızdı. Adını hatırlamıyorum.

"Evet. Bir sorun mu var?"

"Sadece İtadori ile spor kulübü koçu arasında ufak bir maç var. İzlemek ister misin diye sora-"

"İzlemez olur muyum. Hadi çabuk gidelim. İtadori'nin onu nasıl alt edeceğini görmek için sabırsızlanıyorum."

Aşşağı indik. Herkes sahanın kenarında Yuuji'yi savunuyordu. Ne gürültü. Yuuji elindekini fırlatınca top 25 metre gitti. Koç'un yüz ifadesi her şeye değerdi.

Ha? Bu lanet enerjisi de ne. Çok yoğun geliyor. Kimden acaba. Her neyse kafamı böyle şeylerle yoramam.

"Yuuji."

Yuuji yanıma geldi ve ben ona sarıldım.

"Elinden geleni yaptın. Tebrikler. Yeni dünya rekorumuz."

Güldü ve bana veda etti. Sanırım dedemizin yanına gidecekti. Yuuji'nin arkasından gidişini izlerken lanetli enerjiyi hala hissediyordum. Ha, şurdaki çocuk neden Yuuji'ye seslendi. Öğrenmem gerek.

"Hey sen, adın ne?"

"Neden sana adımı söyleyeyim ki?"

Ne kibirli bir havası var, herneyse.

My SukunaWhere stories live. Discover now