5

652 53 136
                                    

Yuuji ölmüştü. Sukuna ölmüştü. Hayatım bitmişti. Hayır, Yuuji için yaşayacaktım. O böyle olmasını isterdi. 2 gün geçmişti. Megumi ve Nobara merdivende oturuyordu. Yanlarına gittim.

"Günaydın."

"Günaydın Yuri. İyi misin?"

Sormayın şunu işte ya. Bozuntuya vermedim.

"Hayır. Yuuji ağlamamı istemezdi. Mutlu olmamı ve sağlıklı olmamı isterdi."

Nobara ayağa kalkıp bana sarıldı. Karşılık verdikten sonra Megumi'nin yanına oturdum.

"Üzgünüm. Hepsi benim suçum."

Elimi eline uzattım ve elini tuttum.

"Hiçbir şey senin suçun değil. Öyle düşünme. Hepsi Yuuji'nin suçu. Geri dönemedi ve seni Sukuna ile dövüşe zorladı."

Bana baktı. Gözlerinde yorgunluk ve mutsuzluk görüyordum.

"Megumi sen, iyi misin?"

Başını olumsuz anlamda salladı. Ellerimi onun boynuna götürdüm ve sarıldım.

"Özür dilerim buna ben sebebiyet verdim. Keşke daha önce uyansaydım."

"Senin bir suçun yok. Hepsi Sukuna'nın suçu. Hayır, İtadori'nin suçu. Başta o parmağı yemeyecekti."

"Yeter artık suçlamaları bırakın. Ölen ölmüş giden gitmiş. Önümüze bakalım."

"Kugisaki!"

"Sorun değil Megumi. Yuuji de bunu isterdi."

Megumi ile ayağa kalktığımızda Satoru sensei gelmişti.

"Megumi! Yuri! İkiniz için görev var."

"Satoru sensei ama daha yeni-"

"Üstten gelen emir, üzgünüm."

Görevin detaylarını mesaj atmıştı. Megumi ile odalarımıza giderken görev hakkında konuştuk. Şehirdeki en güzel ve en büyük parkta lanet ortaya çıkmıştı. Onu bulup yok etmemiz gerekiyordu. Binaya girince odamızın olduğu koridora vardık. Odalarımıza girdik. Üniformamı ve gerekli şeyleri alınca odadan çıktım. Megumi de çıkınca birlikte görev yerine gitmek için yola çıktık.

Parka geldiğimizde gözlerim enerjinin kaynağını arıyordu.

"Megumi şurda."

Elimle göletin orayı gösterdim. Megumi kurtları çağırdı ve savaşa hazırlandı. Yerdeki bir taşı aldım. Biraz enerjimden ekleyip suya fırlattım. Önce birşey olmadı ama bir anda üzerime sıçrayan su ile dikkatim dağılmıştı. Önümde beliren lanet ile afallamıştım. Megumi önüme geçip onunla savaşırken toparlanmam ve Megumi'ye enerji vermem gerekiyordu.

"Megumi yorulunca bana yaklaş."

"Tamamdır."

Onların dövüşünü izlerken ortamda farklı bir enerji hissettim. Gözlerimle ararken üst taraflarda olduğunu farkettim. Kanatlarıma odaklanıp açtığımda uçtum ve kaynağın sahibini aradım. Enerji sahibini görünce o tarafa süzüldüm.

"Sen kimsin ve burda ne işin var?"

"İlginç. Böyle sahirleri nadir görüyorum. Hatta sen ilksin."

"Sana kim olduğunu sordum?"

Savaşa hazırlanırken adam ayağa kalkıp yanıma yaklaştı. Herşey çok hızlı gerçekleşmişti. Arkamdan konuşunca irkildim.

"Getou, Getou Suguru. Böylesine güzel bir hanımefendinin adını istesem?"

"Hıh verecekmişim gibi."

My SukunaWhere stories live. Discover now