4.6

1.4K 175 172
                                    

bir sey dicem, biraz uzuldum acikcasi bu konuda.

sizin yorumlariniza cevap verirken, emoji kullanmam sizi rahatsiz mi ediyor?

🌖

'beşi bir yerde' Whatsapp Grubu
Özgür, Kutay, Eren, Mete, Oğuzhan

Eren: ayridlik
(Ayrıldık)

bwn hix iyi deviliö
(Ben hiç iyi değilim)

Sadwxe size yaptıpım givi 1 nisan şakaso yapovaktim
(Sadece size yaptığım gibi 1 nisan şakası yapacaktım)

Oğuzhan: siktir

Siktir

Siktir

şaka mı bu

bu da sabah ki gibi bir nisan şakasıysa cidden seni döverim eren

Kutay: bu sabahki, özgür imtihar etmiş, elinde hap şişesi var ve uyanmıyor, adlı şakan daha iyiydi

yapımında hatalar var

Mete: eren kendine gel amk

Özgür: yemezler

Eren: *ses kaydı*
"Sikeyim ki, şaka değil. Lütfen gelin ben kendimi iyi hissetmiyorum."

Özgür: markettetim aök
(Marketteyim amk)

bwkşw gwliyprum
(Bekle geliyorum)

Oğuzhan: ağlama

eren saçmalama

bekle geliyğuö bende
(Bekle geliyorum bende)

Kutay: mete şokta galiba

geliyoruz bizde

Görüldü

😭

Elimdeki telefondan kaç kere daha aynı mesajları baştan sona okudum bilmiyordum. Boğazımda bir ağrı vardı. Ve her hıçkırdığımda ağrısı artıyordu.

Sol elimle akan gözyaşımı silerek, ekranı yukarı kaydırdım. Son okuduğum 'hoşça kal' mesajıyla telefon elimden kayıp oturduğum halıya düştü.

Hıçkırıklarım gözyaşımla yarışıyordu, ikisi de durmuyordu.

Kapının sertçe açılıp arkasındaki duvara çarpmasıyla dolu gözlerim yüzünden bulanık gördüğüm Özgür'e baktım. Tekrar hıçkırmamla bana doğru ilerleyip benim gibi yere çöktü. Kolları etrafıma dolanırken, yarım saattir hiç ağlamamışım gibi ağlamam arttı.

"Eren tamam, tamam kardeşim." saçlarımı okşayan eline sesi de karıştı. Bir eli sırtımı diğer eli başımı sarıyordu. "Ağlama diyemiyorum, desem bile ağlamaya devam edeceksin." tekrar durdu. Bir burun çekme sesinden sonra, konuşmaya devam etti. "Ne oldu tam anlamadım ama ağla. İyice ağla ki rahatla. Sen ağlarken seni durdurmayacağım. İçini dök öyle konuşacağız."

Özgür:

Dış kapıdaki kilide anahtarı yerleştirirken içeriden gelen hıçkırık sesleriyle, panikle kilidi açarak anahtarı almadan içeriye girdim. Salondan gelen seslerle Eren'in odasını es geçip salonun kapalı kapısını açtım.

Yere oturmuş, dizlerini kendisine çekip kendini sarmış bir Eren'i ise hiç beklemiyordum.

Yanına giderek onun gibi oturarak sarıldım.

"Eren tamam, tamam kardeşim." ağlaması o kadar derinden geliyordu ki gözlerim dolmuştu. Ne desem onun ağlaması durmayacaktı bunu biliyordum. Bende tam tersini söylerek ağlamasının bitmesini ve kendini tamamen salmasını bekledim.

Ben ona sarılı bir şekilde dururken, o ise ağlayarak duruyordu. Arada duraksayıp sadece iç çekiyordu. Sonra tekrar kriz geçirir gibi ağlıyordu. Birine, Feza'ya bu kadar çok bağlanmasını onu bu kadar çok sevmesini tahmin edemiyordum. Sürekli olarak bize onu ne kadar sevdiğinden bahsediyordu ama onu bu hale getirecek şekilde olduğunu asla tahmin edebileceğimi düşünmüyordum.

Bir süre daha geçti, daha sonra dış kapıdan gelen anahtar sesiyle, kapısı açık salondan koridora baktım. Oğuz, anahtarımı eline alarak kapıdan içeri girdi arkasından ise Kutay ve Mete.

"Erenim.." diyerek bizim gibi eğilip hem Eren'e hem bana sarıldı Oğuz. Durum farklı olsaydı buna sevinebilirdim, şuan bunu düşünmem bile kötüydü.

"O, o da bana öyle sesleniyordu.." diyerek tekrar iç çekişlere dönen ağlamasına yeniden başladı. "Yarım saattir bu şekilde. Asla durmadı." diyerek onlara açıklama yaptım. Kutay ve Mete de yanımıza oturdu. Biri sağa biri sola geçerek, üçümüze de kollarını doladılar.

Eren bir süre sonra sadece iç çekti, daha sonra tamamen omzuma düşen başı ve düzenli nefesleriyle uyuduğunu anlamıştık.

Ben ve Kutay onu yatağına yatırıp üzerini örterek, odadan çıktık. Tekrar salona döndüğümüzde ise Mete'nin elinde Eren'in telefonu vardı. Tahminim göre ikisinin mesajlarını okuyordu.

Elinden aldığım telefonun ekranını kilitledim. "Eren bize anlatmadan ikisinin mesajlarını okumamız ne kadar etik?" diyerek aldığım telefonu ortaya yerleştirdiğimiz çizgi film karakter baskılı masaya bıraktım. Eren seçmişti.

Hepimiz koltuklara otururduk. Ben üçlü koltukta, Oğuz hemen yanımda, Kutay ve Mete ise ikili koltukta yan yanalardı. Çapraz olan iki koltukta dördümüz birbirimize bakıyorduk. Hâlâ sessiz olan ortamda boğazımı temizleyerek konuştum.

"Ben markete gitmeden önce Feza'ya ayrılma ile ilgili bir şaka yapacağından bahsetmişti. Ona yapma demiştim ama dinlemedi." dedim elimdeki kendi telefonumu çevirerek.

"Gruba da yazdı, şaka yapacağım diye." dedi Oğuz başını omzuma yaslarken. Ona gülümseyip kolumu kaldırarak ona doladım. Ne zaman üzülse uykusu gelirdi, birazdan o da uyuyacaktı.

"Bende şaka yaptığını anlamayıp senden gerçekten ayrılırsa göte gelirsin demiştim." dedi Kutay saf saf etrafa bakarken. "Ben öyle dediğim için mi ayrıldılar acaba? Kötüyü mü çağırdım ben?" dedi. Birazdan ağlayacakmış gibi duruyordu. Söylediği cümle ufak bir gülümseme oluşturdu hepimizde. Mete elini Kutay'ın saçına atarak karıştırdı.

"Salak, sen dedin diye değildir tabi ki. Ben Özgür telefonu almadan önce mesajlara bakıyordum ya, o zaman Feza da ayrılmak istediğini ve bunu düşündüğünü söylemiş. Hatta Eren söylemese kendisinin ayrılacağını yazmış." Mete'nin dediklerine karşı yutkunup dudaklarımı yaladım.

"Sizce Feza onları yazarken ciddi miydi? Hepsi onun kendi hisleri miydi?" Oğuz bir süre kendi söylediği cümleleri düşündü. "Olmaz, Eren dayanamaz." diyerek cebinden kendi telefonunu çıkardı. Başını omzumdan kaldırarak geriye çekildi.

"Ne yapacaksın?" diye sordu Kutay.

"Feza'ya yazacağım. Ya da herhangi bir operatöre."

🌖

cok pis gote getirdim hepinizi. cogunuz tahmin etmis saka olayini. Tebrikler asklarim 💐💐💐

Müşteri TemsilcisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin