Acı günlerin başlanğıcı.

1.1K 116 130
                                    

Canlar gerçekten okuma bu kadar çok ken neden oylama hiç yok çok düşük böyle devam ederse oylama sınırı koymayı düşünüyorum haberiniz olsun lütfen oylama ve bol yorum yapın.....

Keyifli okumalar...

Yazarın anlatımıyla:

Hayaleri vardı Helen'in okuyup mimar olmak istiyordu güzel evler tasarlamak insanlar güzel yuvalar inşa etmek istiyordu mutlu huzurlu.

Peki hayat onun hayallerini gerçekleştirmesine izin verecekmiydi?
Mutlu huzurlu bir hayat mı Helen'i bekliyordu? yoksa gam keder kanlı göz yaşlarımı onu bekliyordu? hayat Helen neler getirecekti peki?

Helen hayatın ona ne getirecklerinden habersiz okuluna gitmek için gün sayıyordu abisi kız kaçırdığı için kaç gündür okula gidemiyordu ve bu Helen'i çok üzüyordu.

Halil ise Helen'i ala bilmek için planlar yapıyordu hak ida etse Helen'in üzerinde Kadir asla vermezdi berdel yolu ile vermemişti hak ile hiç vermezdi.

( Hak ida etmek amca oğlunu senin üzerinde hakım var diyip yolunu kesmesi yani amca oğlu senin üzerinde hak ida ederse bir nevi sözlü gibi birşey oluyorsun onunla ve kimse seni istemye gelemiyor amca oğlun o hakı üstünden çekmeden ve yahuta babanız sizi vermez ise o hak gider bir kızın evlilik çağı gelmiş ise o kızı isteme önceliği amca oğluna tanınır umarım anlat bilmişimdir kürt okuyucuları biliyordur zaten böyle bir adetimizin olduğunu)

Kaçıracaktı başka çözüm yoktu ona ayit olursa namus için mecbur verilirdi.
İşte bu coğrafyada böyleydi kadın zorla kaçırılır ve kadın suçlanır kadın hep kusurludur.

Lerzan canlı cenaze gibi geziyordu ortalıkta ne yaşıyor ne de ölüydü yaşamak zorunda olan yarı canlı yarı ölü bir bedendi Lerzan.

Kadir'in gidiş ile iyice çökmüştü hoş kalsa ne değişecekti ki hiç ama Lerzan onla aynı topraklarda aynı havayı bile solumaya razıydı ama Kadir onu bile çok görmüştü Lerza'a göre.

Kim suçluyudu Lerzan mı? Kadir mı?
Giden Kadir di Kalan ise Lerzan ama terkeden de Lerzan dı kalan mı suçlu? Yoksa giden mi?

Lerzan göre Kadir suçluyudu bırakıp gitmişti hemen bu şehri terk etmişti kalıp aslın astarını araştırmamıştı.

Ama kendi ettiği ağır sözleri katmıyordu Kadir'in onurun gururun zedelediğini umursamıyordu tek bildiği ve düşündüğü şey mecburdum ben o kelimeleri ve sözleri söylemeye ama o gitmeye mecbur değildi hem vaz geçip gitti diyordu.

Sizce kim suçluyudu Kadir mi? Lerzan mı?

Yüreği yanıyordu her geçen gün eriyip bitiyordu Lerzan kendi Sonunu kendi getiriyordu kendi Sonun tek değil kendi ile birlikte Neval'in de sonun getiriyordu .

Herşeyin farkına vardığında herşey için çok geç olacaktı pişmanlıklar vicdan azapları başlayacaktı.

Lerzan'ın yürek yangını belkide hiç dinmeyecekti çektiği azap belki sonsuza dek sürecekti.

Kadir bugün dört gündür İstanbul daydı sevdiği kızın üç gün sonra kuzeni can dostu kadeş bildigi adam ile düğünü vardı.

Welat kaç defa arayıp sorduysa işlerim var deyip hep kapatmıştı telefonu Welat'ın yüzüne.

Söz ve isteme günü gidip uzaktan izlemişti Kadir belki Lerzan vaz geçer diye ama yüzü gülüyordu Lerzan'ın Söz yüzükleri takılırken.

Aslında gülmüyordu sadece Kadir ile kurduğu hayler aklına  geldiğinde gülümsemişti ve Kadir Lerzan'in mutlukta güldüğünü düşün müştü.

Aşka Tövbekar Mezopotamya Nơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ