1.Bölüm: "Tükenmiş Ruhlar"

434 17 1
                                    


Keyifli okumalar.

Keyifli okumalar

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Daha hızlı"

"Daha nasıl hızlı olabilirim acaba?"

"Durmak yok konuşurken bile devam edeceksin, hadi bebeğim"

  Binbaşım bana dakikalardır şınav çektiriyordu ve hararetli bir gecenin sonrası bu hareketler beni daha da zorluyordu. Altımda uzanan adam, her yere doğru eğildiğimde kendisini öpmemi istiyordu ve canı bugün 400 öpücük istiyordu beyfendinin!

  "Hadi son üç be-" sert bir öpücükle sözünü kesmiştim ve bunun hoşuna gittiğini keyifli sırıtışından anlayabiliyordum. " Son bir" dedi ve son kez eğilip öpeceğim zaman kollarımın yerden desteğini keserek üzerine düşmemi sağladı.  Sonra da büyük bir öpüşme başlatarak nefesim kesilene kadar bırakmadı.

  Hızlıca yerlerimizi değiştirip beni altına aldı ve bir elini bana doğru uzattı. Nefes nefese kalmış bir şekilde bir eline, bir de ona bakarken gözlerini devirip belimden hızlıca kendine doğru çekince göğsüne sert bir şekilde çarptım. Dudakları kulağımın hemen yanındayken hızlı nefesleri boyumu huylandırdığı için kafamı o tarafa doğru eğmeye çalışırken engel olup boynuma sert bir öpücük kondurdu.

  "Gece de seni çok yordum galiba, bugünlük bu kadar yeterli bebeğim" diyip sırıtan yüzünü bana doğru çevirdi. Olduğum yerde homurdanıp itiklemeye çalışırken kafasını geriye yatırarak büyük bir kahkaha attı.

  Benden on santim kadar uzun boylu olan adamın siyah saçları alnına doğru dökülürken, gülen ifadesi dudaklarımı büzmüş bir şekilde baktığımı görünce, aniden ciddileşerek yüzüme öylece bakmaya başlamıştı. Sonra belimdeki ellerini kalçama indirerek kendine daha da çok yaslayıp hırsla dudaklarını dudaklarıma bastırdı.

  İki elimle ensesini kavrayıp dudaklarımı araladığımda, alt dudağımı kavrayıp sertçe ısırmıştı. Acısını almak ister gibi emmeye başlamış ve duvara doğru yaslayarak öpmeye devam etmişti. Kafamı yana çevirip "Christian yeter" diyerek bağırıken yüzüme ve boynuma sert ve küçük öpücükler bırakmaya başlayan adama bir yandan da gülüyordum.

  Kalçamı sıkıp geri çekildi ve önden gitmemi için işaret edince yürümeye başladım ta ki kalçama sert bir şaplak yiyene kadar. "Chris, şimdi sen görürsün!" diyip üzerine koştum ancak bilerek yavaş koştuğum adam, hızlıca kaçarak uzaklaştı yanımdan. Gülerek kafamı sağa sola salladım. İkimiz de yan yana gelince çok daha farklı, çok daha güleç ve çocuksu oluyorduk. Onun acımasız hallerini gören biri olarak böyle görmek beni bile bazen şaşırtıyordu.

  Ben de antreman salonundan çıktım ve duş almak için odama ilerledim. Karşıdan gelen askere iki parmağımı hızlıca ileri geri sallayarak yanıma gelmesi için işaret ettim. Yanıma gelen asker hemen tekmil verdi.

  "Darian ikinci gruba söyle içtima için geleceğim biraz sonra. Ayrıca Kelvin bir daha mutfağa girip yemek aşırmaya kalkarsa üç gün fazladan nöbet tutacağını  ve tuvalet temizliğinden de sorumlu olacağını söyle." diyip gidecekken olduğu yerden kıvranan askere bakıp " Söyle asker." dedim.

  Yaşı genç bir askerdi, görünüş itibariyle de hareketleriyle de bir çocuk gibi görünüyordu bazen gözüm de. "Komutanım ailemle en son bir hafta önce konuşmak için aramıştım ama açmadılar. İçtimadan sonra konuşabilir miyim? Biliyorum konuşma hakkımız yarın ama isterseniz haftaya konuşmam. Hem kendimi de çok iyi hissetmiyorum, lütfen bugün az da olsa konuşsam. Ayy çok konuştum yine. Arayabilir miyim komutanım?" diye hızlıca bıcır bıcır konuşan çocuk gözlerini belertmiş bana bakıyordu.

  Ciddi bakan suratımı görünce yüzü düştü. Dayanamayıp gülümsedim ve " Bugünlük tamam asker, şimdi dışarı çıkıp dediklerimi yapıyorsun." diyerek ellerimi saçlarına atırıp karıştırınca gözlerini hızlıca kırpıştırarak allanmış yanaklarıyla bana baktı.

  Hızlıca odama doğru gitmeye başladım, yerinden halâ kıpırdamayan askerin farkında olarak. Duşumu almak için banyoya gittiğim de Chris'in de az önce çıktığını yüzüme çarpan buharla anlamıştım. Çabucak duşumu alıp yeni üniformamı giyinip dışarı çıktım. Halâ sıraya dizilmemiş askerleri görünce " Hizaya geç asker!" diye bağırmamla sesimi duyan askerler sıraya geçmişlerdi.

  Dorian koşturarak yanıma gelirken, birkaç adım önümde durup "Komutanım s- " konuşacakken tamamlamayan cümlesi kulağımın yanından gelen ıslık sesiyle birlikte alnından kurşun yemesiyle kesilmişti. Yüzüme sıçrayan kanla hızlıca gözlerimi yummuştum.

Bir silah patlamış, birçok kalbi parçalayıp geçmişti bu gece.

Bir silah patlamış, bir bedeni ruhundan ayırmıştı bu gece.

Bir silah patlamış, bir hikayeyi bitirmişti bu gece.

TARAFSIZ BXB |Askıya alındı|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin