1.8

1.1K 99 28
                                    

Çantamı elime alıp bir şey unutmuş muyum diye etrafı kontrol ettim. Evden çıkmak için kapının önüne geldiğim de bağırdım. "Anne ben gidiyorum." dedim ve kapıyı açtım. Ayakkabımı giyerken annem koşarak geldi ve elindeki dondurma kutusunu uzattı. İçinde tabi ki de sarma vardı. Alıp çantama koydum ve ayağa kalktım. Anneme sarıldıktan sonra yanağından öpüp konuştum. "Allah'a emanet ol anne." dedim. "Sende kızım dikkat et kendine." dedi. Gülümseyip el salladım ve apartmandan çıktım.

Bugün çok şükür ki evime dönüyordum. Ömer bir kaç gün önce dönmüştü. Normal de benimde birkaç gün önce dönmem gerekiyordu ama annem işte bırakmamıştı. O yüzden bugün dönmek zorunda kalmıştım.

Otobüsüme binip telefonumu çıkardım ve Sema'ya mesaj attım.

Siz: Ben bindim otobüsüme geliyorum

Sema: bekliyoruz knk kütüphaneye de uğra

Siz: :)

Çantamdan kulaklığımı da çıkarıp kulağıma taktıktan sonra telefonumdan rastgele bir şarkıyı açtım. Yolculuğum yaklaşık 3 saat sürecekti.

. . . . . .. . . . . . . . . .

Sonunda geldiğimizde çantamı alıp ilk ben indim otobüsten. Bir tane taksi çağırıp eve taksi ile döndüm. Eve gelir gelmez çantamı kapının önüne atıp odama girdim. Başörtümü çıkardıktan sonra duşa girdim ve kısa bir duş alıp geri çıktım. Altıma siyah bol kot pantolonumu üstüne de bol beyaz bir gömlek giydikten sonra dolabımdan kahverengi süveterimi çıkarıp onu da üstüne giydim. Şal çekmecemden kahverengi şalımı da alıp çekmeceyi kapattım. Şalımı bin bir uğraş ile sonunda takabildiğimde siyah bez çantamı alıp içine okuduğum kitabı, post-itlerimi, telefonumu ve kulaklığımı koyup fermuarını çektim.

artık Kütüphanede görevli olarak hem Sema hem de Ömer kalıyordu. Sema çok alıştığını söyleyip çıkmak istememişti işinden. Ömer de görevli olarak kalmak istediği için ikisi birden kalma kararı almışlardı.

Mutfağa girip çekmecemden iki çikolata iki tane de çikolatalı süt çıkarıp onları da çantama koydum. Birisini Sema'ya birisini de kendime almıştım. Sema kesin beni lafa tutup kitap okutmayacağı için hazırlıklı olmak istemiştim.

Anahtarımı alıp evden çıktım. Kütüphaneye kadar yürüyüp kütüphanenin önüne gelince de gülümseyerek içeri girdim. Ben girer girmez Sema görevli masasının arkasından çıkmış üstüme atlamıştı. O üstüme atlayınca beraber yere düşmüştük. "Sena! Hoş geldin!" diye bağırdı.

"Sema napıyorsun üstümde?" deyip altından çıkmaya çalıştım. Ama nafile. Kız üstüme karabasan gibi çökmüş kalkmıyor ki. "Çok özledim ne yapayım?" dedi. "Ayakta da özleyebilirsin bence." dediğimde kalktı üstümden. Ben de ayağa kalktığımda gülümseyerek bize bakan Ömer ile göz göze geldim. Hemen gözümü Sema'ya çevirdim. Sema da kolumdan çekip canım koltuğuma oturttu beni.

Ay canım koltuğum özlemişim seni ya. "Vallahi bana bu kadar aşk dolu gözlerle bakmadın." diye Sema'ya döndüm. "Saçmalama kime aşk dolu gözlerle bakmışım ben?" dedim. "Şuan koltuğa bakıyorsun mesela deyince gülüp göz devirdim. "O koltuk canım." dedim.

"Bazen sadece koltuk olmak istersin." dedi ve dudağını büktü. "Neden sana bu kadar aşk dolu gözlerle bakmamama taktın acaba?" dedim gözlerimi kısarak. "Kankanım ben senin canım. Bana bakmayacaksın da kime bakacaksın?" dedi. "Koltuğa." dediğimde bu sefer o gözünü devirdi. "Aman." dedi.

"ee neler oldu ben yokken?" dediğimde anlatmaya başladı.

. . ... . . . . .. . . . . . .. . . . . . .

Selamunaleyküm :)

Finale çok çok yaklaşıyoruz :')



Kütüphane görevlisi -Yarı Texting |TamamlandıWhere stories live. Discover now