2. Gün

78 64 1
                                    

07.12.2022

Sevgili Günlük;

Bir kaç haftadır yine eskisi gibi insanlar bana bakarak konuşuyordu ya da ben öyle zannediyordum. Artık dışarıya bile çıkmak istemiyordum ki zaten öyle çok dışarıya çıkan biri değildim sadece arada bir ihtiyacım olursa evimin arka sokağındaki küçük markette gidiyordum iki haftadır ona bile gitmeye korkar olmuştum.

Yine her zamanki gibi erkenden kalkıp banyoya gidip rutin işlerimi halledip aşağıya indim daha sonra ise kendi emeğimle ekip biçtiğim bahçeme çıkıp kahvaltılık bir şeyler toplayıp sofrayı hazırladım sofranın hazır olduğuna kanaat getirince iki katlı olan evimin ikinci katına çıkıp ev arkadaşlarımın odalarına gelip kapıyı çaldım içeriden ses gelmeyince kapıyı açıp içeriye girdim tam tahmin ettiğim gibi hepsi uyuyordu hemen perdeyi sıyırıp camı açtım içeriye giren güneşle sızlanmalarını duymuştum "hadi uyanın uykucular" uyanmadıklarını anlayınca hepsinin üstünden yorganı çektim yine uyumaya devam edince oflayıp odadan çıkmaya hazırlandım "5 dakikaya hepiniz aşağıda oluyorsunuz gelmeyen olursa öğle yemeğine kadar aç kalır" deyip aşağıya inip sofraya oturdum.

Bir kaç dakika sonra aşağıya inen ilk Oğuz ve Çağla olmuştu tabi öğleye kadar aç kalamayacaklarını anladılar hemen gelip sofraya oturdular Çağla gözlerini kısarak bana baktı "çok acımasızsın ne olurdu sanki biraz daha uyusaydık" "ooo siz hep böyle yapacak iseniz kendime yeni ev arkadaşları bulayım en iyisi" ikisinden de ses çıkmayınca boş verip kahvaltıma geri döndüm yarım saat sonra bir türlü uykuya doyamayan Anıl, Başak,Derin  ve Pusat inmişti onlarda gelip hemen sofraya oturdu bir saat boyunca sohbet ederek kahvaltımızı yapmıştık iş sofrayı toplamaya ve bulaşıklara gelince erkekler önemli işleri olduğunu söyleyip salona geçmişlerdi tabii önemli dedikleri işleri ise her zamanki gibi maç seyretmekti en azından kızlar yardım ediyordu.

El ele verip hızlıca sofrayı ve mutfağı topladık yorulunca hep birlikte salonda oturmaya karar başladık boş boş erkeklerin izlediği maça bakmak bir zaman sonra sıkıcı gelmeye başlamıştı kalkıp kızlarla bahçeye çıktık ve geçen gün açmaya yeni yeni başlayan çileklerimin yanına gelip sulama kabıyla sulamaya başladım kızlar da olgunlaşmış olanlardan biraz toplayıp yemeğe başladı biraz sonra ise domatesleri, biberleri ve salatalıkları da suladım işim bitince kızların yanına gelip oturdum ve biraz çileklerden yedim bir kaç dakika sohbetin ardından karşı evde oturan yaşlı teyzenin pazardan geldiğini gördüm gülerek selam verip kızlarla olan sohbetime geri döndüm birden durup garip garip bana bakmaya başladı ''kızım kiminle konuşuyorsun öyle?'' ''arkadaşlarımla konuşuyorum'' teyze yine tuhaf tuhaf suratıma bakmaya başladı ''hani ben niye göremiyorum'' elimle kızların oturduğu yeri gösterdim ''buradalar ya işte''  ''kızım orda kimse yok ki'' ''nasıl yok ya yanımda oturuyorlar işte'' ''Allah Allah orda kimse yok kızım neyse'' deyip poşetlerini yine eline alıp evine girdi arkasından birkaç dakika boş boş baktım biraz daha sohbetin ardından kalkıp kızlarla içeriye girdik.

Evin çok dağınık ve temizlik yapılması gerektiğine kanaat getirdik zor bela erkekleri evden çıkarıp iş dağılımı yaptık ben salon ve koridoru Çağla iki banyoyu Başak ve Derin ise odaları temizlemeye başladı Çağla sarı saçlı orta boylu ela gözlü biriydi ilk bez pazardan dönerken kapımın önünde görmüştüm kısa sürede çok samimi 2 arkadaş olmuştuk Başak ve Derin Çağla'nın tam zıddıydı siyah saçları ve en az saçları kadar siyah gözleri vardı boyları ise Çağla'nın boyundan çok uzundu dediğim gibi onlar birbirlerine çok zıddılar salonu temizlemem bitince kovadaki pis suyu değiştirmek için banyoya gittiğimde Çağla'nın Derin ile kavga ettiğini gördüm kovayı kapının yanına koyup yanlarına gittim ''kızlar sorun ne?'' ''sorun Derin hanımın ona camları sil dediğimde 'ben o iğrenç beze asla dokunmam' demesi'' tabi Derin durur mu hemen kendini savunmaya geçti ''nasıl o mikrop dolu beze dokunmamı bekliyorsun? eğer çok istiyorsan buyur sen sil camları '' daha fazla kavga etmelerini istemediğim için kovayı alıp Başak'ın toz aldığı odaya geçtim beni görür görmez elindeki bezi kirli suya bıraktı ''ne oldu Derin camları silmeyi kabul etmedi mi?'' hayır anlamında başımı sallayıp çalışma masasının önündeki siyah-beyaz renkli sandalyeyi alıp camın önüne koydum kovadaki yıpranmış eski bezi alıp sandalyeye çıkıp camı silmeye başladım işim bitince bezi kovaya koyup banyoya götürüp içindeki pis suyu boşalttım ve kovayı yerine bıraktım banyodaki işim bitince salona geri döndüm.

o sırada kızlar da işlerini bitirmiş yorgun argın salona gelmişlerdi biraz oturup dinlendikten sonra saatin epey geç olduğunu fark ettim erkekler birazdan gelirdi herhalde kızların yorgun olduğunu gördüğümden hiç onlara sormadan mutfağa geçtim hızlıca pratik bir şeyler hazırladım bir saatin sonunda erkekler de gelmişti masayı hazırlayıp hep beraber oturup yemeğe başlamıştık sonunda bir günü daha böyle bitirmiştik.

_____________________________________________

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın ✨

Okuyan ve destek olan herkese çok teşekkür ederim 💜

Var OlmamışWhere stories live. Discover now