6. Gün

38 33 2
                                    

11.12.2022

Sevgili Günlük;

Sabah gözlerimi kavga seslerine açmıştım ev arkadaşlarım yüksek sesli bir şekilde kavga ediyordu hızlıca yataktan kalkıp üstümü değiştirip aşağıya indim hepsi bir olmuş Pars'ın üstüne gidiyordu ''daha dün bu evde bir daha kavga edilmeyeceğini söylemedim mi ne diye sabah sabah kavga ediyorsunuz?'' Çağla bana dönüp ''Pars yüzünden Anıl evden gitti ama beyfendi hatasını anlayıp özür dilemiyor'' oflayarak Pars'a döndüm ''sebep ne peki?'' ''zaten gitmek istiyordu buda onun için bahane olmuş oldu bırakın gitsin'' daha fazla tartışmak istemiyordum o yüzden boşverip mutfağa geçtim gözüm direkt takvime kaymıştı tabi ya bugün hastane randevum vardı hastaneleri oldum olası hiç sevmemiştim bir anım gitmeyi hiç istemiyordu hızlıca sofrayı hazırlayıp hep beraber oturup yemeğe başlamıştık khvaltı bittikten sonra sofrayı kızlara bırakıp odama hazırlanmaya çıktım istemeye istemeye hazırlanıp evden çıktım şansıma hastane evime uzak değildi otobüse yada taksiye binmeme gerek kalmıyordu yarım saatlik yürümeden sonra hastaneye gelmiştim hızlıca randevumun olduğu kata çıkıp sıra alıp beklemey başladım adım ekranda gözükünce oturduğum yerden kalkıp içeriye girdim doktorum her zamanki gibi  nasıl olduğumu ve günlerimin nasıl geçtiğini sordu bend eşu iki güne kadar her şeyin aynı olduğunu sadece iki günümün farklı olduğunu söyledim beni ciddiyetle dinledikten sonra düzenli günlük tutup tutmadığımı sordu her randevuda olduğu gibi bu randevu da sıradan geçmişti görüşme bitince günlüğü bir sonraki randevuda getirmek üzere anlaştık odadan çıktıktan sonra karşı koltuklara geçip biraz düşünmeye başladım özellikle dün ve bu sabah ki olayları ne güzel hep birlikte sorunsuz yaşayıp gidiyorduk her günümüz ayrı güzel geçerdi bu zamana kadar asla kavga etmezdik birimiz hata yapsa ona kızmak yerine hatasını düzeltmesinde yardım ederdik Anıl'ın evden gitmesi hiç iyi olmamıştı belki de kendini bu eve ait hissetmediği için ilk fırsatta gitmeyi seçmişti oysa evde en iyi anlaştığı kişi Parstı Pars demişken sanırım biraz fazla üstüne gitmiştik belki de kence haklı sebepleri vardı düşüncelerime ara verip oturduğum yerden kalkıp hastaneden çıktım yağmur yağmaya başlamıştı biraz öylece durup yağan yağmuru seyrettim en çok da bu yağmurlu günlerde seviyorum bu şehri herkesin başı önüne eğik sanki herkes suçunu kabüllenmiş gibi biraz daha orada durup azalmasını bekledim ama yağmur azalmak yerine daha da artmaya başlamıştı sanki gökyüzü ağlıyormuş gibiydi.

Biraz daha bekleyip yağmur hafiften azalmaya başlayınca hızlıca eve yürümeye başladım yarım saatlik yolu yağmur yüzünden daha uzun bir sürede gelmiştim hemen odama geçip ıslak kıyafetlerimi çıkarıp temiz ve kuru giysiler giydim ve aşağıya indim bahçenin kapısı açıktı merakla bahçeye çıktım Pars yere oturmuş dizlerini de kendine çekmiş yağan yağmuru izliyordu yavaşca yanına gidip oturdum bir kaç dakika sonra ayağa kalkıp elini uzattı ''Biliyorum ıslanmayı sevmiyorsun ama bir kere benim için ıslanır mısın?'' Tereddüt etmeden elinden tutup ayağa kalktım elimi bırakmadan yağmurun altına çekmişti beni artık yağmur gözüme daha güzel gözüküyordu kaç dakika Parsla beraber o yağmurun altında eğlenmiştik hatırlamıyorum en son ikimiz de üşüdüğümüz için içeriye geçmeye karar vermiştik hızlıca odama geçip üstümü değiştirp saçlarımı kuruttum aşağıya indiğimde herkesin salonda oturmuş film izlediğini gördüm Parsla göz göze gelince hemen gözlerimi kaçırıp mutfağa geçtim peşimden Derin gelmişti kahve yapmak için ocağa su koydum ''Hayırdır ne iş?'' anlamaz gözlerle Derine baktım ''Pars dan bahsediyorum gördüm sizi yağmurun altında deli gibi dans ediyordunuz'' ''bir şey yok ıslanmak istedi bende kıramadım '' su kaynayınca kupalara kahve koyup üstünede suyu döküp karıştırdım tepsiye de koyup derine verdim derin salona geçerken bende atıştırmak için bir kaç şey hazırladım onları da tepsiye koyup içeriye geçtim tepsiyi orta sehbaya koyup boş olan Pars'ın karşısına geçip oturdum film sürekli ayrılan ve barışması da bir hayli uzun süren bir çifti anlatıyordu o kadar da hüzünlü olmamasına rağmen Başak hüngür hüngür ağlıyordu yanımda otuduğu için yavaşça koluna dokunup iyi olup olmadığını sordum ama o hiçbir şey söylemeyip salondan çıkıp gitmişti anlamaz gözlerle arkasından öylece bakakalmıştım aklım Başak'ta kaldığı için bir türlü filme odaklanamıyordum ki birden Parsla göz göze geldik kolunu koltuğun başına koymuş çenesini de eline yaslamış film yerine beni izliyordu ona baktığımı fark edince hemen gözlerini kaçırıp filmi izlemeye devam etti.

Daha fazla boş boş oturmayıp boş kupaları ve tabakları toplayıp mutfağa götürüp makineye dizdim işim bitince kızları da alıp Başak'ın yanına çıktık odaya girdiğimizde Başak yastığına sarılmış ağlıyordu gidip yatağa oturduk ''ne oldu neden ağlıyorsun?'' bir kaç dakika Başak dan ses çıkmadı Çağla daha fazla dayanamayıp Başak'ın elindeki yastığı alıp kendi yatağına fırlattı ''yeter bu kadar ağlamak şimdi gidip Pars'ı dövücem'' merakla Çağlaya döndüm ''Pars ne alaka?'' ''eee Anıl'ın gitmesinin sebebi Pars ya'' anlamaz gözlerle bakınca Çağla kapıya gidip dışarıyı kontrol edip kapıyı kitleyip yanımıza geldi ''şimdi şöyle canım Başak Anıl dan hoşalanıyor ki benim gözlemlediğim kadarıyla Anıl da onu seviyor'' şaşırmış bir şekilde Başak'a baktım ''bize niye bunu anlatmadın?'' ''ya henüz yeni bir şey olduğu için ayrıca sen nerden biliyorsun?'' Çağla çok bilmiş edasıyla elini beline koyup konuşmaya başladı ''canım benden bir şey kaçmaz ayrıca Derin'in de Pusat'ı sevdiğini biliyorum ki bence oda seni seviyor'' Derin neye uğradığını şaşırmıştı ''ne saçmalıyorsun bee yok öyle bir şey'' ''var var benden kaçmaz meselaa'' bana dönünce ne diyeceğini bildiğim için hemen ayağa kalktım ''tama yeter bu kadar lütfen sende daha fazla ağlama şimdi gidip Parsla konuşurum oda Anıl'a konuşur ikna eder '' ''tabi tabi git zaten Pars bu evde bir tek seni dinliyor'' yalandan Çağlaya baktım ''ha bu arada senin de Oğuz'a olan bakışlarını görmedim sanma bu konuyu sonrs  konuşucaz'' bir şey demelerine izin vermeden odadan çıktım tam o sırada da Pars banyodsn çıkmıştı göz geze gelince ilk defa gözlerini kaçırmamıştı derin bir nefes alıp yanına gittim ''biraz konuşabilir miyiz?'' ensesini kaşıyarak ''şey aslında benim de seninle konuşmam gereken bir şey vardı'' ''o zaman salonda konuşalım mı?'' ''aslında bahçeye çıksak hem hava da almış oluruz?'' ''tamam o zaman ben üzerimi değiştirip geliyorum'' başıyla onaylayıp aşağıya inmişti bende hızlıca odama geçip üstümü değiştirip odadan çıktım kızların odasına gidip kızları kontrol edip aşağıya indim bahçeye çıktığımda Pars yine duvara yaslanmış dizlerini kendine çekmiş oturuyordu yavaşça yanına gidip oturdum ''Anıl'a kavga sebebiniz gerçekten saçma sapan futbol konusu muydu?'' biraz bana dönerek oturmaya başladı ''aslında hayır ama bunu sana söylemeli miyim emin değilim'' ''bana her şeyi anlatabilirsin söz veriyorum kimseye söylemem'' ''birine söylemenden dolayı değil benden uzaklaşmanı istemediğimden dolayı'' bir kaç dakika boyunca öylece gözlerine baktım.

Hava birden soğumaya başlamıştı ellerim istemsizce titremeye başlamıştı Pars üstündeki hırkasını çıkarıp omuzlarıma bıraktı ''neymiş şu anlatırsan senden uzaklaşacağım şey?'' oflayıp söze başladı ''Anıl ile kavgaya bir kaç gün önce başladık aslında konu Başaktı Başakla yakın olduğum için Anıl sürekli bu konuyu açıp saçma sapan şeyler söylüyordu şimdi bu konunu Anıl ile ne ilgisi var diyebilirsin Anıl Başakğı seviyor o yüzden'' hayretle Pars'a bakakaldım demek Çağla doğru söylüyormuş ''yani Anıl Başatan hoşlanıyor doğru mu anladım?'' ''evet ve sanırım Başak da onu seviyor '' ''sanırım'' Başak'ın Anıl dan hoşlanıyor oluşu Pars'ı bir hayli üzmüşe banziyordu gerçekten Başaktan mı hoşlanıyordu? ''peki sen?'' anlamaz gözlerle bana bakıyordu bakma şöyle demek istedim ama hiç bir şey diyememiştim ''ben mi?'' ''evet, gerçekten Başaktan mı hoşlanıyorsun?'' hiç bir şey söylemeden ayağa kalktı ''bence bu kadar sohbet yeter hava daha da soğumadan içeriye girelim yoksa hasta olacaksın ayrıca merak etme yarın gidip Anıl'a konuşurum eve dönmeye ikna ederim'' bir şey demeyip kalkıp içeriye girdim saat gece yarısına geliyordu neredeyse iyi geceler dileyip odama geçtim hırkası bende kalmıştı çıkarıp sandalyenin üstüne koyup yatağa girdim gerçekten de Başaktan mı hoslanıyordu?

_________________________________________

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın ✨

Okuyan ve destek olan herkese çok teşekkür ederim 💜

Var OlmamışWhere stories live. Discover now