🧚‍♂️

31 6 10
                                    

[Yazar]

Jeno sabah üzerine atlayan Chenle ile sıçrayarak uyandı. Üzerinde debelenen çocuğa bakıp iç çekti ve kafasını tekrar yastığa koydu. Ardından aklına gelen mavi kafayla aniden doğrulup yanına baktı.

Yanındaki çorabın boş olduğunu görünce yastığın ve yorganın altına baktı. Hayır küçük peri kayıptı. Üstündeki çocuğun sorduğu soruyla ona döndü. "Ne arıyorsun hyung?"

Boş gözlerle ona bakarken elindeki çorabı gösterdi. "Eşini arıyorum." Üstündeki çocuk kafa sallayıp etrafa göz gezdirdi. Pek ortaya çıkacak gibi değildi.

"Neyse hyung başka çorap giy. Ayrıca biraz daha çadırda yatarsan Renjun ve Haechan çadırını ateşe vereceklerini söylediler. " Dedi çadırdan çıkmadan önce.

Jeno o çıkar çıkmaz çadırın fermuarını çekip tekrar etrafa bakındı ve fısıldayarak ama güçlü bir şekilde "Na Jaemin! Her neredeysen ortaya çık!" Jaemin başı öne eğik bir şekilde yorganın altından çıktı.

Kanatlarını çırparken bir anda kanat çırpışları durdu. Tam düşecekken Jeno onu yakaladı. Sağ kanadı bükülmüş, yine sağ kolunu diğer eliyle tutuyordu.

Jeno'nun kalbine bir şeyler batmıştı sanki. Sakin bir tonda konuşmaya özen göstererek. "Bir yerin acıyor mu?" Diye sordu. Bu soru çok saçma değil miydi? Resmen kanatları kırılmıştı kim bilir canı nasıl yanıyordu.

Jaemin hala eğik olan kafasını sağa sola salladı. Jeno'nun ona acımasını istemiyordu. Jeno göz devirip tek parmağıyla kafasını kaldırmasını sağladı. Korkunç görünüyordu ve bu periyi korkutup kanatlarını tekrar hareket ettirmesine sebep oldu. Jeno onu hızla kolundan tuttuğunda küçük olan çığlık attı.

Jeno ne yaptığını fark etmiş hemen bırakmıştı kolunu ve bu perinin yeri boylamasına neden olmuştu. Peri kendini çok kötü hissediyordu. Keşke bu insanı hiç tanımasaydı. Artık sadece kanadı ve kolu değil her hücresi ayrı ayrı acı veriyordu periye.

Jeno ne yapacağını şaşırmıştı. Yerdeki küçük beden kıpırdamıyordu. Nefes alışverişleri olmasa öldü bile sanabilirdi. Yerdeki bedeni yavaşça eline alıp yatağa bıraktı. Ardından dışarıya çıkıp bir sandviç ve meyve suyu alıp arkadaşlarına bir bahane uydurmuştu. Onlarda çok kurcalamamıştı.

Çadıra döndüğünde duyduğu hıçkırık sesleri kalbini sızlattı. Ona zarar vermek istememişti ama şuan mavi saçlı onun açtığı yaralar yüzünden ağlıyordu. Jeno çadırın girişini kilitleyip yaklaştı ona. Jaemin'in minik kafasını okşadı. Jaemin yavaşça büyürken çekti elini ondan. Şimdi yine aynı boydalardı.

Jeno yavaşça elini koluna koydu. Her yeri ağrıyan Jaemin inledi. Yaralı bedenin koluna bir öpücük kondurdu ve fısıldadı, "özür dilerim. ". Jaemin ona bakmaktan kaçınarak kafa salladı. Jeno sıkkınca nefes verdi.

Jeno Jaemin'e sarıldı. Saçlarını okşayıp öptü. Daha bir kaç saat önce tanıştığı perinin gönlünü nasıl alacağını bilmiyordu. Jaemin'in çekingence ona karşılık verdiğini hissettiğinde onu kucağına alıp sarılmaya devam etti. Jaemin'in kafasını göğsüne yaslamış saçlarını okşayıp periyi rahatlatmaya çalışıyordu.

Only fools believe it  [Nomin]Where stories live. Discover now