İlk Adım

38 2 1
                                    


Restorandan içeriye girdikten sonra,etrafa bir göz gezdirdim. "Silahlar hazır mı?" dedim sessiz bir şekilde,yanımda ki korumaya. "Hazır efendim." dedi baş eğerek.Üzerimdeki kabanı aldılar ve "Buyrun, hanımefendi.Sizin yeriniz" deyip masayı gösterdiler.Masaya geçerken gözlüğümü çıkardım ve masanın üzerine koyduktan sonra sandalyeyi korumaların çekmesini beklemeden,kendim çekip oturdum. "Çok iyi oynamalısınız.Sonrasında olacaklardan ben sorumlu değilim" deyip arkama yaslandım.Çantamdan kırmızı rujumu çıkarıp yavaşça dudaklarıma sürmeye başladım.Sürdükten sonra çantaya tekrar koydum ve korumaya kaş göz hareketi yapıp yanımdan ayrılmasını istedim. "Birazdan gelirler.Hiçbirşey çaktırmayın.Adam gibi oynayın" dedim.Lafımdan sonra hızlıca kapıya doğru ilerledi ve orada beklemeye başladı.Koruma gidince rahat bir şekilde topuzumu açtım ve çantamın içindeki silahı kontrol ettikten sonra tekrar arkama yaslandım.Camdan dışarıya bakarken çetenin gelmeye başladığını gördüm.Arkamı döndüm ve korumaya göz ucuyla çeteyi gösterdim.Kapıdan ilk inen kişi şaşırmama neden oldu çünkü bu kişi çetenin başı,müdürüydü.Bu kişinin gerçek adını bilmesem de,takma isimle hitap ettikleri ismi Ember'di.Ember'in ismini araştırmaya vaktim olmuştu.Anlamı 'Kıvılcım' dı.

Kapıdan içeriye girdiklerinde garson çeteyi görünce kılık kıyafetini düzeltti,ardından hızlıca yanlarına gidip benim olduğum masayı gösterdi.Hızlıca başımı önüme çevirdikten sonra bende duruşumu düzelttim.Ember'in sesini arkamda duyduğumda irkildim,çünkü sesi gürdü. "Rüya Hanım.Merhaba."diyerek karşımda ki sandalyeye oturdu.Elini uzatmadı.Çok temkinliydi.

Ember'de korumalarını kapıda kalmalarını söylemişti. "Merhaba" dedim tiz bir sesle. "Dosyalar geldi mi?" diye sorduğumda yüz şekli değişti. "Elbette.Bizim adamımızın da hazır olduğunu düşünüyorum." dedi. "Tabiki.Bizde,dosyayı verdikten sonra size adamınızı teslim edeceğiz." diyerek arkama yaslandım. "Vurun." deyince "Ne?" dedim. "Yani,bu dosya çok önemli,bu dosyanın karşılığında adamınızı alıyorsunuz ve vurun diyorsunuz." deyip tekrar duruşumu düzelttim. "Açıklama yapmamı gerekli bulmasamda,başka biride yakalayabilirmiş.İşimize yaramaz" bana doğru yaklaştı ve daha sessiz konuşmaya devam etti. "birde sizin gibi birileri olmayabilir değil mi?Adamımız yakalanırsa bizimle değiş tokuş yapacaklarını düşünmüyorum." dedi.Bende yaklaştım,aramızda bir karşılık mesafe kalmıştı.Konuşmaya başladım "Belkide bu dosya bizim için çok önemlidir.O yüzden öldürmemişizdir?" deyip tekrar arkama yaslandım.Ember'de bir kaç saniye öyle kaldıktan sonra duruşunu düzeltti ve oda sırtını sandalyeye yasladı. "Dosyalar." deyip evrak çantasını açtı ve bir dosyayı çıkardı. "Adamımız?" deyince arkamı döndüm ve korumaya başımı salladıktan sonra tekrar önüme dönüp Ember'i izledim.Nedenini bilmiyordum,ama izledim.

Yeşil gözleri vardı,kumral saçları alnına uzanıyordu,kirpikleri upuzun bir şekilde yukarı doğru kıvrıktı ve bu benim çok hoşuma gitmişti.Vücudunu ortaya çıkaran siyah bir takım elbise giymişti.Gülümsediğinde dudağının sol üst kısmında bir gamzesi çıkıyordu.Bu benimde gülümsememe neden oldu.Ardından ellerine baktım.Yenmiş tırnakları vardı.Ve sol elinin işaret parmağında bir dövme görsemde ne olduğunu çıkaramadım.Ardından Ember'in sesini duydum. "Bu kadar çekici miyim ya?" deyip gülümsedi.Samimi bir gülümse olmasada çıkan gamzesi yine tebessüm etmeme neden oldu.Ancak ben yine kendimi düzeltip konuşmaya başladım. "Gördüğün bütün kadınlar seni incelediği için mi?" diye sordum. "Bilmem.İnceliyorlardır tabii.Bu yakışıklıyı kim izlemez?" dedi aynı alaycı tipiyle. "Yakışıklı..." dedim sonra hiçbirşey söyleyemeden tekrar Ember'i incelemeye başladım.O sırada korumanın adamı getirdiğini işittim."Efendim.Adamı getirdim." deyip adamı yanıma doğru getirdi. "Ben diyene kadar hiç bir şey yapmayın.Arabada ki adamlara da hazırlıklı olmalarını söyle." dedim sessizce.Koruma başını sallayıp adamı tutmaya devam etti. "Dosyalar." dedim Ember'e. "Uzaklaşın." dedim korumaya dönüp. "Haber vermek için." koruma yine başını salladı ve biraz daha uzaklaştı. "Dosyaları incelememe izin vereceksin değil mi?" diye sordum.Hiçbirşey söylemeden yüzümü incelemeye başladı.Sonra korumamın tuttuğu adamına dönüp "Oğuz.Görmeyeli nasılsın?" deyip göz kırptı.Adamın isminin Oğuz olduğundan emin olmasamda artık Oğuz diye hitap edecektim.Artık diyordum.Çünkü ölmeyecekti...

Ölümlü BedelOnde histórias criam vida. Descubra agora