Seçeceğim Yol

24 1 0
                                    

Ben sadece bir fareydim.Kedilerin arasına sadece onları kandırabilmek için gönderilmiş bir fare.Bu sonum muydu?Bu benim hayatımda geçirdiğim en zor operasyon muydu?Olmayacaktı...

Karşımda duran adamların hepsinin gözlerinin içine baktım.Bu onları buraya çekebilmem içindi çünkü Ember'i alacaktım,o benim geçmişimi biliyordu...Her kısmını...

Adamlarının hepsi gelmemişti.Sadece dördü kalmıştı ve karşımda üç adamı duruyordu.Diğeri büyük ihtimalle Ember'i götürecekti.Planımın tıkır tıkır işlemesi için adamları yok etmem gerekiyordu.Patronun Ember'i paketleyeceğimden haberi yoktu.Tek istediği buraya dağıtmamdı ve zaten başarmıştım.Üstüne üstlük Ember'i yaralamıştım.Bunların hepsini duyacaktı ama kaçıracağımı,asla.

Büyük bir kahkaha patlattığımda hepsi bir an birbirine baktı.Bu dalgınlığı fırsat bilerek yanımda ki büyük çöp kutusunun çıkıntısına bir ayağımı koyup kendimi kaldırmamı sağladım ve kendimi en sağada ki adamın üstüne attım.Adam yere düştüğü yerden ne olduğunu anlamamış bir şekilde bana bakarken ayağımın topuğuyla kafasına sertçe vurduğumda adam bayıldı.Ember diğer adamlara söylemiş olacak ki beni öldürmek yerine,beni yaralamak için biri bacağıma diğeride koluma odaklandı.Hızlı bir şekilde ortada ki adamın silahını bir hareketle elimde aldıktan sonra,adamı çevirip boynunu kolumun arasına aldım ve elimde ki silahı karşıda ki adama doğruttum.Adam şaşırmama neden olan bir şekilde tuttuğum adamın başından vurdu.Kanı yüzüme şıradı ve tiksinlikle uüzümü buruşturduğumda,tuttuğum adam yere düştü.Adam dalgınlığı mı fırsat bilerek elimde ki silahı aldı.kendi silahını sol omzuma yasladığında hiçbir şekilde irkilmedim.Ölüm bana korkutucu gelmiyordu.

"Ya teslim olursun-" derken sözünü kesip "yada ölürüm" dedim. "Hayır,acı çekersin"
dedi. "Çekerim" dedim grurumla. "Vursana!" dedim tekrar.Sonra bir anda ondan da silahı bir hareketle alıp yere attım. "Grursuz köpekler" dedim.Ardından adamın yakalarından tutup sert bir şekilde kafa attım.Adam burnunu tutup yere düştü "hepiniz bu kadarsınız" dedim. "kadınları bile güçsüz sanacak bir it gibi." dediğimde yüzünü bana çevirince burnunun kanadığını gördüm.Tekrar eğilip ensesinin altında ki yakasından tutup duvarın kenarına sürükledim. "Kim olursa olsun,bunu yaparken üzülürüm ama...Kadınları hafife alan itleri asla!" diyerek başını duvarın kenarında ki çıkıntıya çarptım.Dört beş kez sertçe bunu yaptıktan sonra adam kendini bıraktı.Adamın yakasını bıraktıktan sonra ellerimi çırpar gibi yaptım ve saçlarımı geriye doğru attım.

Şimdilik,ya benimle oynayacaklardı,yada son gücüm kadarıyla,öleceklerdi.Çıkmaz sokaktan çıkmak için daha hızlı yürüdüm.

Sokaktan çıktığımda restorantın önüne polislerin dolduğunu gördüm.Bunu hiç işe sokmamıştım ama planım halen suya düşmemişti.Elbette Ember buradan çıkmıştı.Bundan emindim.Polisleri görmem işime gelmişti.İçeri girip zaman kaybetmeyecektim.Hızlıca arabaları atlatarak karşı kaldırıma geçtiğimde ayaklarımın acımaya başladığını fark ettim.Elbette buna vakit yoktu ama ayakkabısız devam edemezdim.Yanımda ki pastaneye girdiğimde karşımda dört senedir tanıdığım Sibel abla vardı. "Ahh Rüya.Hoşgeldin!Ne zamandır görüşemiyoruz!" dedi işini bırakıp yanıma doğru geldiğinde. "Hoşbuldum Sibel abla.Evet görüşemiyoruz.İşler malum" dedim yalana başvurarak.

Sibel abla güzeller güzeli,simsiyah saçlı ve mavi gözlüydü.Benden yaklaşık yedi,sekiz yaş büyüktü.Beni bu dünyada tek sevendi.Benimde şuan,hayatta olan tek sevdiğim Sibel ablaydı.Benimle yaklaşık dört sene önce tanışmıştı.Ben onun için keşke ablam olsa demiştim.Krşke öz ablam olsa.Keşke onunla lunaparka gidip pamuk şeker yiyip sonrada eve geldiğimizde bana masal anlatsa,derdim hep içimden.Ama gerçek ablam değildi.Olmasa bile beni sahiplenirdi ama ailem...

"Kırmızı sana gerçekten yakışıyor" dedi heyecanla.Sonra üstümde ki kıyafetlere baktı.Tabiiki kirliydi,bunu fark etmişti ama ses etmedi.Sibel abla akıllıydı,hemde fazlasıyla.Gülümsediğimde bir şeyler çaktırmamak için kendimi sıksamda daha fazla dayanamayıp konuşacakken benden önce söze atladı "ayakkabıların..." dedi sonra kaşları çatıp bir şekilde tekrar bana baktı. "Birşeyler mi dönüyor?" diye sordu.Gözlerimi kaçırdığımda cevap vermeyeceğimi anlayıp "pekii.Ben sana ayakkabılarımdan bir tanesini veriyorum." dedi.

Sibel abla minyon tipliydi.Ayakları otuz yedi numara,bir altmış beş boylarındaydı.Evet onun her zerresini bilmek istiyordum.Tıpkı kardeşlerin ablasının herşeyini bilmesi gibi...

İçeri girip beyaz bir spor ayakkabı getirdiğinde "bunla idare et" dedi ve ayakkabıları önüme koydu.Hıxla ayakkabıları giydim ve "çok teşekkür ederimm" dedim mahçup bir sesle.

Ayakkabıları hızlı bir şekilde giyip kapıya yöneldiğimde "Şimdi gidebilirsin ama bir gün her şeyi bana anlatacaksın." diye uyardı. "Söz" dedim. "anlatacağım."

Söz vermiştim.Evet, ben ve söz denen şey...
Bu zamana kadar verdiğim sözlerin kaç tanesini tuttuğumu bilmiyorum.Ama gerçekten önemli bir kişiye söz vermiştim.

Hemen dükkandan çıktığım gibi restorantın yürümelik bir mesafede ki villalara koşmaya başladım.Oradaydı.Nereden mi biliyordum ?İçlerine yerleştirdiğim adamdan sayesinde.Ve evet onu öldürdüm...

İhanet,benim ihanetim.Adi miydim?Belkide...Bu bendim,bu Rüya'ydı.Yerleştirdiğim adam beni bilerek vurmadı,evet... Çünkü bu benim ihanetimdi.Çünkü bu bendim,bu Rüya'ydı.Elbette biliyordum Ember'in adamlarımı alacağını.O onları zaten öldürecekti.Ama beni etkilemek içindi hepsi...

Doğru,Ember benden hoşlanıyordu.3 sene öncesine dayanıyor.Onun gerçek adını biliyorum,ama bir daha ona ismiyle hitap etmemeye yemin ettim...Hemde gözlerinin önünde.

O şuan benden hoşlanmıyor,öyle sanmamı istiyor.3 sene önce peşine taktığı soytarılarla beni etkilemek için o kadar çok sarf etmişti ki...Ama ben aşık olmadım,olamadım.İstedim,ama olmadı.Beni biri bile olsa gerçekten seviyor diye sevinirdim,ama aşık olamazdım.Ben Ember'i sevemezdim.Geçmişim yüzünden...Geçmiş...

Ve şimdi yine karşımda,beni yıkmak için,daha güçlü.

Çoktan villalara gelmiştim.Dışı griye boyalı bir villaydı.Çok dayanıklı,çok güvenilirdi.

Ember adamlarını yenilemeden,benim onu almam gerekiyordu.Evet geçmişimşe yüzleşecektim,evet geçmişimin.geçmişini hatırlayacaktım...

Tek kelimeyle yüzleşecektim.

Ölümlü BedelNơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ