3

5.3K 245 57
                                    

"O kız sendin tabii!" Yunus heyecanla konuştuğunda güldüm.

"Evet ben olmuş olabilirim o." dediğim şeyle Halil de gülmüştü. "Diyorum ben, hatırlıyorum çünkü bir yerden. Kerem'in kaşını patlatan kızı nasıl unutabiliriz?"

Kerem, Yunus'a hafifçe vurduğunda kaşlarım çatıldı.

"Ne vuruyorsun be?" Yunus konuştuğunda Kerem gözlerini devirdi.

Kerem, Yunus ve Halil arkadaşlığı gerçekten güzeldi. En azından ben seviyordum.

"Sahi Naz, Galatasaraylısın değil mi?" Halil'in sorduğu soruyla dudak büzdüm. "Ben takım tutmuyorum." Şaşkınlıkla dönmüştü üç adamın da bakışları.

"Ama Galatasaray'da çalışıyorsun?" Kerem'in sorusuyla omuz silkmiştim.

"Ve de abin Fenerbahçe oyuncusu?" Bu da Yunus'tan gelmişti.

Kerem için izliyorum derken maçları, kastettiğim şey hoşlantı falan değildi.

Sadece o olaydan sonra çok daha sık duymaya başlamıştım adını. Ve bilmiyorum ki, eğleniyordum izlerken işte. Açıklayamıyorum ama bence siz anladınız.

"Geldik." Arabayı müsait bir yerde durdurmuştu ve diğer araçların akışını bozmuyordu.

"Her ne kadar sinirlenmiş olsam da, böyle bir kabul töreni mi dersiniz bilmiyorum ancak bunun için teşekkür ederim." dediğim şeyle Halil, kocaman gülümseyip arkadan öne doğru uzanıp saçlarımı karıştırmıştı.

"Eğlenebildiysen ne mutlu bize." Kerem'in dediğiyle kahkaha attım. "Hayatımda daha eğlenceli anlarım olmamıştı tabii." Dalga geçerek konuştuğumda Kerem'in de güldüğünü gördüm.

"İyi geceler."

Onlar da iyi geceler dediğinde evime doğru yürüdüm. Bu korku evi beni fiziksel artı mental olarak yormuştu. Erken dönmüştük, dolayısıyla Fenerbahçe kadrosuna yetişebiliyordum.

-

"N'aber bücür?" Mert Hakan benimle uğraşmaya başladığında göz devirmiştim ona. Abimden dolayı Fenerbahçe kadrosunu tanıyordum.

Abime abi diyip ondan büyük olan Mert Hakan'a Mert Hakan demek de bir ayrıydı tabii.

Ben yaşlı hissediyorum kendimi dediği için demiyordum ki zaten bence abim olmasaydı abime de abi demezdim.

"İyidir Merto senden n'aber nasıl gidiyor?"

Şimdi de rutin olarak buluşma şeyini yapmıştık. Abimlerde oturmuştuk, sohbet ediyorduk. "Naz, çekirdek ister misin?" Gözde'nin canı çekmişti belli ki.

Beni de kendine destekçi olarak çağırıyordu, çok belliydi.

"Evet ya, benim de canım çekti şimdi." Göz ucuyla abime baktığımızda ofladı. "Yeter artık ben gitmek istemiyorum." Mızmızlanmaya başladığında ona göz devirdim.

"İyi tamam, ben giderim." Ayaklandığımda kaşlarını çattı.

"Tamam otur be, gider gelirim ben." Kafamı olumsuzca salladım. "Hava alırım biraz ya." Peki diyerek kendini oturduğu yere yeniden bıraktı.

"Ben de geleyim seninle." Gözde ayaklandığında kafamı salladım.

Markete doğru giderken sessizliği ilk bozan Gözde olmuştu.

"Eee, anlatmadın. Neler oldu?"
Hatırladığım şeyle yüzümü buruşturdum.

"Yine kaşını patlattım." Gözde'nin yüzünde ufak bir şaşkınlık belirse de hemen yerini kahkahaya bırakmıştı.

"Kızım, sen de yani."

-

"Kerem senin kaşına yine n'oldu be abi?" Barış Kerem'e doğru konuştuğunda Yunus ve Halil gülmemek için zor duruyorlardı.

"Abi yok bir şey ya." Kerem söylenmeye başladığında Yunus kahkahasını serbest bırakmıştı.

"Oğlum yine kızın birinin sinirine mi geldin?" Barış'ın sorusuyla ben de güldüm. "Hem de aynı kız, ikinci defa." Halil, ortaya attığında bombayı Barış da gülmeye başlamıştı.

"Bence ruh eşin, oğlum sürekli karşılaşmanız normal mi?" Barış'ın dediği şeyle Kerem'in bakışları hafifçe bana kaymıştı. Hafifçe öksürdüğümde Halil kolunu omzuma atmıştı.

"Tanıştırayım Barışçığım, Kerem'in kaşını iki defa patlatan kız."

Takımdakilerden bazıları şaşkınlıkla bakıyordu.

Yunus da diğer tarafıma geçtiğinde ister istemez gülümsemiştim. "Bi' çaktı görmeniz lazım." dediği şeyle ufak bir kahkaha atmıştım.

Zaniolo da bize katılmıştı. Neler olduğunu sorduğunda benden önce birileri anlatmıştı. Bakışları ben ve Kerem'in arasında gidip geliyordu. Kafamı olumsuzca salladığımdaysa yüzünde sebebini anlayamadığım bir gülümseme oluşmuştu.

Kaşlarım çatılmıştı ancak sorgulamayacaktım.

Zaniolo bana doğru yaklaştığında diğerleri de en az benim kadar çatık kaşlarla bakıyorlardı. Bilhassa aniden yakın olduğum Kerem, Yunus ve Halil üçlüsü.

"Akşam eğer bir işin yoksa, yemeğe gitmeye ne dersin?" Yüzündeki flörtöz gülümsemeyle bakıyordu bana. "Gelemez çünkü, akşam bize sözü var!" Halil heyecanla kolunu omzuma attı.

"Ah öyle mi?" Üzüldüğünü belli eden Zaniolo'ya baktım. Halil'i yalancı konumuna getiremezdim. Kafamı salladığında o da kafasını sallayarak uzaklaşmıştı.

"Akşam size sözüm olduğunu bilmiyordum Beyefendi?" Sorgularcasına baktığımda Halil, yüzünde oluşturabileceği en samimi gülümseyele bana bakıyordu.

"Öğrendin ama değil mi?"

Ben Halil'i çok seviyorum gerçekten şakasız. Yunus'u da çok seviyorum yani çok sevgi bol öpücük.

Gibi Gibi || Kerem Aktürkoğlu Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin