12. Bölüm

605 49 1
                                    

Akın Demirkıran 27/08/2024

Seninle bugün denize gittik güzel kızım. Kumdan kale yaptık, abilerinle deve güreşi oynadık, koşuşturduk.

Tabi sen ilk başta denize girmek istemedin, korktun.

Akşama doğru 6 gibi gittik bu yüzden deniz biraz dalgalıydı.

Girmek istemedin, hatta benim de girmemi istemedin.

Seni ne kadar ikna etmeye çalışırsak çalışalım asla kabul etmedin.

Abilerinin denize girip eğlendiğini görünce girmeye heves ettin ama korkun daha ağır bastı.

Neyden korkmuştun ki? Su sonuçta, üstelik ayaklarımız yere değiyor.

Şansımıza zaman biraz ilerledikçe denizdeki dalgalar azaldı. Tabi bu süreç içinde ikimiz de sıcaktan pişmiştik.

Dalgaların azaldığını görünce ayaklarını suya soktun. Sanırım öz ailen varken hiç denize gitmemiştin.

Ayak parmakların suyla buluştuğu zaman gülerek el çırpmaya başladın.

"Baba! Gel bak." dedin bana. Bu kelimeyi senin ağzından duymayı o kadar çok seviyordum ki hızla ayağa kalktım.

Çok fazla kişi yoktu bu yüzden birilerinin sana bakma konusunda rahattım. Üstündeki pembe elbiseyi çıkarttım ve sadece mayonla kalmanı sağladım.

"Abilerinin yanına gitmek ister misin?" dedim işaret parmağımla yüzen abilerini gösterip. Heyecanla kafanı salladın. Yarım saat önceki korkundan hiçbir şey kalmamıştı.

Beni beklemeden koşa koşa girdin denize. Hızla üstümdeki tişörtü çıkartıp peşinden gittim. Zaten senin suya girdiğini gören abilerin hızla yüzerek sana geldiler.

Deve güreşi yaptık, sen benim sırtıma çıktın. Alkın da Kaan abinin sırtına çıktı. İlk başta itiraz ettin çünkü haksızlık vardı. Sonrasında benim sana yardım edeceğimi söyledin ve kabul ettin.

Oyunu biz kazandık. Üç kez devirdin onları, her devirişinde alttan çelme taktım abine ama bunu senin bilmene gerek yoktu.

Kısa bir süre sonra üşüdüğünü söyledin ve çıkmak istedin.

Kumdan kale yaptık, top oynadık.

Bugün o kadar çok güldün ki şen kahkahaların boş sahilde yankılandı.

Akşam oldu. Sen gitmek istemedin ama gitmek zorundaydık. Hem hava serinlemişti hem de hava kararmıştı.

Gideceğimize biraz üzüldün, sonra denizin ne kadar karanlık ve uçsuz bucaksız olduğunu görünce gitmek istedin.

Eve gidince seni hızlıca banyo yaptırdım. Hasta olma diye sıcak bir şeyler içirdim.

Aslında biraz aç gibiydin ama yemek yemeye halin yoktu çünkü çok yorulmuştun.

Salonda televizyon izlerken hemen kucağımda uyudun. Ara sıra gülümsüyordun ve bu beni çok mutlu ediyordu.

Seni yatağına bıraktığımda kedin de yanına yattı.

Biliyor musun kızım? Ben bu kediyi hiç sevmedim.

Ah benim güzel kızım, senin gülüşüne dünyalar kurban olsun.

Tek damla göz yaşın dökülmesin, ileride bu satırları birlikte okuyalım.

Sana bir sır vereyim küçük kızım.

Ben senin öz baban değilim.

Ama sen bana baba diyebilirsin.

Ben sana baba olurum.





MAHPERİ (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now